ANKARA/WAN - Tarihteki ilk Kürtçe gazete olan Kurdistan Gazetesi’nin ilk sayısının yayımlanmasının yıldönümü dolayısıyla DEM Parti, Ankara ve Wan’daki JINNEWS ve MA bürolarını ziyaret etti. 

 

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi(DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, DEM Parti Diyarbakır Milletvekili Sevilay Çelenk, Parti Meclisi üyeleri tarihteki ilk Kürtçe gazete olan Kurdistan Gazetesi’nin ilk sayısının yayımlanmasının yıldönümü dolayısıyla JINNEWS ve Mezopotamya Ajansı (MA) bürosunu ziyaret etti. Tuncer Bakırhan’ı ve  heyeti, gazeteci yazar Hüseyin Akyol, JINNEWS ve MA muhabirleri karşıladı.

 

‘Bedel ödeyerek bugünlere geldi’

 

Bugünü kutlayarak sözlerine başlayan Tuncer, 126 yıldır Kürt gazetecilerin bedel ödeyerek bugünlere geldiğini kaydetti. Bedel ödeyenleri ve bu uğurda yaşamını yitirenleri anan Tuncer, “Sizinle birlikteyiz. DEM Parti olarak yanınızdayız. Bedirxanlar’dan  Apê Musalara, Nagihan Akarsel’den Hüseyin Aykol’lardan bugünlere geldi. Sistemin en çok hedef aldığı onurlu gazeteciler bugüne kadar geldiler. Sizin de bu ısrarcı, inatçı, vazgeçmeyen, imkânsızlıklar içerisinde duruşunuzu saygı ile selamlıyorum. Hayırlı olsun, kutlu olsun” dedi.

 

‘Halk Gerçeği gazetesi ortada kaldı’

 

Ardından söz alan gazeteci- yazar Hüseyin Aykol, 22 Nisan’ın Kürt gazeteciler için büyük bir anlamı olduğunu kaydetti. 126 yıl önce başlayan bir yolculuğa bugün çok sayıda insanın katıldığını söyleyen Hüseyin, “Bizler de bu işi devraldık. Ben 1990 yılının başlarında  gazeteciliğe katıldım. Halk Gerçeği Gazetesi'ni hazırlamaya başladık. Hazırlıklar çok yoğundu uğraşmamız gerekiyordu, çıkaracağımız günlerde sürgün kararnamesi çıktı. Matbaalara 'toplatılan gazeteleri çıkarırsanız matbaalarınıza el koyarız' denildi. O dönem Zübeyir Susar, Kurdistan’a sürgün edilmişti. Halk Gerçeği gazetesi ortada kaldı, Hürriyet Matbaası vardı onunla konuştuk ama çıkarmadılar. Matbaa bulduk çok pahalı olması nedeniyle gazetemizi geç çıkarmak zorunda kaldık ve 22 Nisan’da gazete çıktı. Kurdistan gazetesinin çıkışı gibi oldu” dedi.

 

‘Halklarımızın başına ne geldiyse bizim başımıza da o geldi’

 

22 Nisan günü devraldıkları bayrağı bugünlere getirdiklerine dikkat çeken Hüseyin sözlerine şöyle devam etti: “34 yıl oldu 34 yılda çok büyük bedeller verdik. 50’ye yakın arkadaşımızı bu uğurda kaybettik. Sadece dağıtım ve gazeteci olmalarına rağmen 7 yaşında bir çocuğu dâhi kaybettik. Bu yürüyüşü buraya kadar getirdik. 3 bin arkadaşımızla bu yolda birlikte olduk. 3 bin arkadaşımızın bir kısmı Avrupa'ya sürgün edildi, bir kısmı cezaevinde yatmak zorunda kaldı. Arkadaşlarımız başka yerlere gitti. Bu büyük bir özverinin kolektifliğin sonucudur. Cezaevine giren ve şehit olan arkadaşlarımız için hiçbir zaman ‘neden bu kadar bedel ödedik?’ demedik. Halklarımızın başına ne geldiyse bizim başımıza da o geldi. Yıldırmak için yaptılar ama yılmadık yeter ki bizden gazete isteyin.”

 

Wan

 

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Wan İl Örgütü, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) İl Eşbaşkanı Wan ve DEM Parti Wan Milletvekili Mahmut Dindar,  Dicle Fırat Derneği (DFG) ve Mezopotamya Kadın Gazeteciler Derneği’ni (MKG) ziyaret etti. Ziyarete gelen heyeti, MA ve JINNEWS muhabirleri karşıladı.   

 

‘Özgür basın emeğini göz ardı edemeyiz'

 

Burada konuşan DEM Parti Wan İl Eşbaşkanı Gülşen Kurt, Özgür basında yer alan gazetecilerin birçok zorluğa rağmen mesleki faaliyetlerini sürdürdüklerini belirterek, “Geçmişten günümüze gazetecilere yönelik katliamlar eksik olmadı. Bugün bile özgür basın çalışanlarına birçok engel çıkartıyorlar. Demokratik bir toplumun oluşumu mücadelesinde gazetecilerin emekleri göz ardı edilemez. Bu emeklerinden dolayı bütün özgür basın çalışanlarına teşekkür ederiz” dedi. 

 

‘Kirli oyunları teşhir ediyoruz' 

 

Daha sonra konuşan DFG üyesi ve Mezopotamya Ajansı Muhabiri Hakan Yalçın, heyete ziyaretlerinden dolayı teşekkür ederek, Kürt halkı başta olmak üzere, işçilerin, emekçilerin ve ezilenlerin her zaman yanlarında olduklarını söyledi. 

 

‘Mücadele etmeye devam edeceğiz’

 

MKG üyesi ve JINNEWS muhabiri Zelal Tunç ise toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin giderilmesi için büyük emek verdiklerini belirterek, “Ne kadar önemli bir şey yaptığımızın farkındayız ve bu uğurda onlarca arkadaşımız katledildi. Neredeyse her arkadaşımız hakkında birçok soruşturma var. Bu bir bayrak yarışıdır. Bizlerde aldığımız bayrağı elimizden geldiği, gücümüzün yetiği kadar taşımaya ve bu yolda bu anlamlı mücadelenin bir parçası olma kararlığındayız. Mücadelemizi veriyoruz ve vermeye devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.