Tutsak yakınları: Talepler yerine getirilmezse sokakları bırakmayacağız
- 19:53 22 Mayıs 2024
- Güncel
ANKARA - Bakan Tunç’un özel kalemi ile görüşen tutsak yakınları, “Kendilerine taleplerimiz yerine getirilmediği sürece adalet bakanlığının önünü ve sokakları bırakmayacağımızı söyledik, onlar da ‘elimizden geleni yapacağız’ dedi” ifadelerini kullandı.
İzmir’den Ankara’ya Bakanlıkla görüşmek için gelen Barış Anneleri ve tutsak yakınları Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un özel kalemi ile bakanlıkla görüştü. Tutsak yakınları, görüşmeye ilişkin Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Genel Merkezinde basın toplantısı düzenledi.
Barış Annesi Hanife Gümüş, DEM Parti’li milletvekillerinin adalet bakanıyla görüştükten sonra randevu taleplerinin kabul edildiğini ve bakanlığa gittiklerini belirterek, “Bakanın özel kaleminin yanına gidebildik. Adalet bakanı korktu ve bize görünmek istemedi. Dediler ki ‘bakan hazır değildir.’ Bizler bakanın özel kalemine derdimizi anlattık. Adalet bakanı barışı sağlamadığı sürece çocuklarımız tutuklu ve hücrelerde kalmaya devam edecek dedik. Çocuklarımız hastadır, onlarca hasta cezaevlerinde tutukludur. Çocuklarımız ölmeyene kadar cezaevlerinden çıkarmıyorlar. Bakanın kalemine çocuklarımızı hastaneye götürüyorsunuz fakat geri getirip tekrar hücreye atıyorsunuz dedik. Kendilerine taleplerimizin yerine getirilmediği sürece adalet bakanlığının önünü ve sokakları bırakmayacağımızı söyledik ve sizde rahatsız olursunuz bizde oluruz dedik” dedi.
‘Sizin çocuklarınız aynı durumda olsa siz ne yapardınız?’
Her yerde cezaevleri açıldığına işaret eden Hanife, “Çocuklarımızı hapishanelere, tekli hücrelere atıyorsunuz. Bir şey olsa hastalansalar kimse yanlarında yok. Sizin çocuklarınız aynı durumda olsa siz ne yapardınız, kabul eder miydiniz? Bakanın özel kalemi ‘Elimizden ne gelirse yaparız’ dedi. Onlar ve vicdanları kaldı. Kendilerine ne adaletiniz var, ne kanunlarınız var, ne de insafınız var sizler hiçbir adaletin üzerinde değilsiniz dedik” sözlerini kaydetti.
‘Çocuklarımız önderlerine bağlıdır’
Hanife, çocuklarının PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğü için eylemde olduğunu hatırlatarak, “Çocuklarımız eylemde! Ne açık görüşleri ne kapalı görüşleri ne de telefon görüşmeleri var ve mahkemelere çıkmıyorlar. Çocuklarımız Önderlerine bağlıdır ve Önderliğe ilişkin bir atım atılmaz ise çocuklarımız görüşlere çıkmamaya devam edecekler dedik. Selahattin size ne yaptı? Utanmadınız mı, devlet büyükleriniz, Adalet Bakanınız 40 yıl ceza verdi Selahattin Demirtaş’a . Selahattin Erdoğan’a ne yaptı?” ifadelerini kullandı.
‘Talepler yerine getirmezse eylemler devam edecek’
Ardından İzmir Barış Anneleri adına konuşan Behiye Yalçın da bakanlığın görüşmeyi kabul ettiği fakat Adalet Bakanının annelerin karşısına çıkmadığını belirterek, şunları dile getirdi: “Bütün tutsakların talepleri yerine getirilmediği ve Sayın Öcalan için bir adım atılmadığı sürece anneler eylemlerine devam edecekler. Bizlerde Barış Anneleri olarak annelerin eylemlerinin ve tutsaklarımızın yanında olmaya devam edeceğiz. Bu eylem sonuca varana, amacına ulaşana ve tutukluların talepleri kabul edilene kadar bizler de bu eylemi bırakmayacak tutsak annelerinin yanında olmaya devam edeceğiz.”
‘Biz savaş değil barış istiyoruz’
Sonrasında konuşan Barış Annesi Peyruze Kurt ise “İzmir’den buraya geldik bir amacımız ve hedefimiz var. Her şeyden önce zindanlardaki ve Sayın Abdullah Öcalan üzerindeki zulmü asla kabul etmiyoruz. Zindanların üzerinde uygulanan zulüm İmralı’da uygulanan zulme bağlıdır. İmralı’da süren zulüm bitmediği sürece diğer zindanlarda devam eden zulüm bitmeyecektir. Eğer tecrit kalkarsa bütün zindanların kapısı açılır ve oralardaki zulümler de biter. Bugün bu annelerin başına getirdikleri zulüm kabul edilemez. Üç anne gitti adalet bakanının kapısına ve bir sürü polis yığdılar oraya. Bu bir ayıptır onlara bu bir utançtır. Bizler Barış Anneleriyiz savaş anneleri değil. Biz savaş değil barış istiyoruz” dedi.
’Lanetliyoruz’
Peyruze, bu zulmün bitirilmesini istediklerini aktararak, şunları söyledi:“Yüzlerce siyasetçimiz onların tecrit politikalarının altındadır. Onların büyük ayıbıdır ki Demirtaş gibi hukuk okumuş, avukat ve parti başkanı bir insana 40 yıl ceza veriyorlar. Bizler bu verilen kararı lanetliyor ve kınıyoruz. Bizler bu iktidara ve zulmüne karşıyız. Bizler zulüm istemiyoruz bu zulmü bitirmek istiyoruz. Bizler istiyoruz huzur gelsin ve bu ülkede akan kan dursun. Her şey bu zulümle bağlantılı olarak yaşanıyor. Cezaevlerinden çıkan cenazeler, kirli savaş politikaları, cezaevlerinde yaşamını yitiren tutsaklar, 70-80 yaşında cezaevlerinde tutulan elleri kelepçeli anneler ki ayakkabılarını bile giyemeyecek haldeler bu yaşananlar onların zulmüyle bağlantılıdır. Bu onların ayıbıdır ve biz bu yaşananları lanetliyoruz.
‘Ayıptır size, utançtır size’
Bakın daha geçen gün görüşmeler gerçekleştirdiler ve dediler ki; ‘Bizim generallerimiz yaşlıdır’ biz onları bırakacağız. Onların yaşları 70’in üzerindedir. Eğer siz yaşlı generallerinizi bırakıyorsanız neden, niçin bizim 70 yaşını aşmış annelerimizin ellerini kelepçeleyip onları ilaç torbalarıyla beraber götürüp cezaevlerine atıyorsunuz. Ayıptır size, utançtır size, eğer siz hukuku biliyorsanız hukuk Kürtler içinde olsun. Eğer siz hukuku tanıyorsanız Kürtler için de, İmralı için de, siyasetçiler için de getirin. Biz hukuku herkes için istiyoruz, sizin içinde bizim içinde istiyoruz. Biz eşitlik istiyoruz. Biz savaşa karşıyız savaş istemiyor ve kardeşlik elini sizlere uzatıyoruz. İstiyoruz ki sizlerde bizim elimizi tutun cezaevlerinin kapılarını açın anneler ağlamasın kimse cenazelerini hapishanelerden almasın ve kimse dağlardaki cenazelerini karşılamasın. Asker olsun polis olsun gerilla olsun biz anneyiz biz bütün ölümlerin karşısındayız. Bizler kendi rengimizle, sesimizle, eşitlik içinde, özgürce barış istiyoruz. Kürtler için adalet, Kürtler ve Türkler için kardeşlik diyoruz.”