Şişhane'deki kayyım nöbeti sona erdi: Mücadeleye devam edeceğiz
- 22:16 31 Ağustos 2024
- Güncel
İSTANBUL- Colemêrg Belediyesi’ne atanan kayyım sonrası İstanbul’da başlatılan nöbet eylemi 76’ıncı gününde sona erdi. Eylemde, “Halkımız faşist rejimin kurbanlık koyunu değil. Üzerimize gelenlere demokrasi çerçevesinde gerekli cevabı vermeye devam edeceğiz” denilerek mücadelenin devam edeceği belirtildi.
İstanbul Emek, Barış ve Demokrasi Güçleri tarafından Colemêrg Belediyesi’ne kayyım atanmasına karşı 8 Haziran'dan bu yana Beyoğlu'ndaki Şişhane Meydanı’nda sürdürülen nöbet eylemi 76’ncı gününde sona erdi. Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) milletvekilleri Ömer Öcalan, Celal Fırat ve Özgül Saki ile siyasi parti, sendika, kurum ve kuruluş temsilcileriyle beraber yüzlerce yurttaşın katıldığı final nöbetinde, “Kayyım defol” tişörtü giyilerek alana girişler yapıldı.
Kürtçe, Türkçe, İngilizce, Arapça yazılı “Colemêrg ya me ye” ve “Diren Hakkari, İstanbul seninle” pankartının açıldığı eylemde “Bijî berxwedana Colemêrg”, “Her yer Hakkari, her yer direniş”, “Kayyım gidecek biz kalacağız”, “Faşizme karşı omuz omuza”, “Bijî berxwedana zindanan” sloganları yükseldi.
‘Barış aydınlık, savaş karanlıktır’
Yurttaşların büyük bir coşkusu ve Kürtçe şarkılar eşliğinde halay çekmesiyle başlayan eylem, ardından kurulan serbest kürsüyle devam etti. Serbest kürsüde söz alan DEM Parti Gaziosmanpaşa İlçe Eşbaşkanı Mahmut Halis, Şişhane Meydanı’nda yürüttükleri kayyım karşıtı nöbet eylemi sonlansa da kayyım politikalarına karşı mücadeleye devam edeceklerinin altını çizdi. Mahmut ayrıca yarın Kadıköy İskele Meydanı’nda gerçekleştirilecek kitlesel basın açıklamasına katılma davetinde bulunarak, “ Onurlu bir barışı istiyoruz. Çünkü barış aydınlık savaş ise karanlıktır” dedi.
‘Sandık deyip irademizi gasp ediyorlar’
Ardından konuşan DEM Parti Bağcılar İlçe Eşbaşkanı Gülten Varlık, Kürt bilgesi Ape Musa’nın , “Türklerle etle tırnak gibiyiz; ancak tırnak hep biz Kürtler olduk, biraz uzadığımızda hemen kesiyorlar” sözünü hatırlatarak “Sandık ve seçim diyorlar ama bunu uyguladığımızda uzayan tırnak gibi kayyım atayarak irademizi gasp etmeye çalışıyorlar. Ama biz bu kayyım politikalarına karşı bulunduğumuz her alanda mücadelemizi devam ettireceğiz” diye belirtti.
‘Tekçiliği dayatanlara karşı birlik olacağız’
Söz alan Hakların Demokratik Kongresi (HDK) Halklar ve İnançlar Komisyonu Eşsözcüsü Mustafa Can, şöyle konuştu: “Bazen büyük kötülükler büyük iyilikleri doğururmuş ya işte o dönemdeyiz. İnsanlar 76 gündür burada durmadan, ‘kayyım gidecek biz kalacağız’ diyorlar. Ben bir Türküm ve Alevi’yim ama Kürtlerin halayları ve zılgıtlarını yasaklayanlar benim Cemevim için de cümbüş evi diyorlar. Tekçiliği dayatanlar karşısında birlik olacağız. Birbirini ezmeden ve yok etmeden bir ülke yaratma hayalimiz var ve bu hayalimiz sürüyor. Bizi ancak biz tek bir yumruk olarak kurtulabiliriz.”
Kürsüde söz alan Göç İzleme Derneği (GÖÇİZDER) üyesi Abdullah Kılıç da İçişleri Bakanlığı ile Hazine ve Maliye Bakanlığı imzasıyla dernekleri hakkında verilen mal varlığının dondurulması kararına tepki göstererek, “Bu girişimler karşısında geri adım atmayacağız ve çalışmalarımızı yürütmeye devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.
Figen Yüksekdağ’ın mesajı okundu
Ardından Kobanê Davası kapsamında Kocaeli Kandıra Cezaevi’nde tutuklu bulunan Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ’ın nöbet eylemine dair kaleme aldığı mesajı okundu. Figen’in mesajının ardından yüzler hep bir ağızdan, “Jin jiyan azadî” sloganı attı.
‘Hangi vicdan kayyımı kabul eder?’
Figen’nin mesajının okunmasının ardından söz alan DEM Parti Riha Milletvekili Ömer Öcalan, alanda bulunanları selamlayarak konuşmasına başladı. Colemêrg halkının iradesinin tanınmadığını söyleyen Ömer, “Hangi vicdan bunu kabul eder? Burası İstanbul ve gidip mesela İstiklal Caddesi’ne halka mikrofon uzatıp demokrasiyle kazanılmış bir belediyeye kayyım atanabilir mi’ diye sorun. Herkes buna karşı çıkacaktır. Faşist rejim Kürt halkının iradesini kabul etmiyor ama biz hakikat mücadelesini yürütenler olarak demokrasi için mücadelemizi yürütmeye devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.
‘Kurbanlık koyun değiliz’
Ömer, konuşmasının devamında şunları söyledi: “Kürt halkı seçti diye bu halkın seçme ve seçilme hakkını elinden alıyorlar. Yine devamında Kürtçeye dönük ambargo uygulayıp halay çekenleri gözaltına alıyorlar. Türkiye’de yaşayan hiçbir halk ve inanç grup bunu kabul etmemeli ve bunun karşısında durmalı. Biz direnişi güçlü bir gelenekten geliyoruz. Bize bir tokat atana da cevabını veririz. Çünkü halkımız bu faşist rejimin kurbanlık koyunu değildir. Üzerimize geleni demokrasi çerçevesinde gerekli cevabı vereceğiz.”
‘Yasakçı zihniyetinize boyun eğmeyeceğiz’
Ömer’in ardından konuşan DEM Parti İstanbul İl Eşbaşkanı Murat Kalmaz ise şunları söyledi: “12 Eylül darbesinin baş mimarı Kenan Evren’in, 1990’larda ki Mahmur Ağar ve Tansu Çiller’in geleneğini yürüten ve bugün Kürtlerin dilini ve kültürünü yasaklayan faşist bir rejimle karşı karşıyayız. Mazlum Doğan’ların, İbrahim Kaypakkaya’ların, Mahir Çayan’ların, Deniz Gezmiş’lerin yani bu direniş geleneğiyle bizi bugünlere getirenlerin devamcıları olarak sizin yasakçı zihniyetinize boyun eğmeyeceğimizi belirtmek istiyorum. Kaybeden AKP-MHP faşist rejimi olacak ve nasıl ki Kenan Evren’i, Mehmet Ağar’ı tarihin çöp sepetine göndermişsek barışı ve demokrasiyi de bizler getireceğiz.”
Konuşmaların ardından DEM Parti’nin 1 Eylül Dünya Barış Günü’ne dair yazılı açıklaması okundu.
Okunan metnin ardından nöbet eylemi alkış ve zılgıtlarla 76’ıncı gününde sonlandırıldı.