Kadın katliamlarını protesto ettiler: Çözüm biziz
- 18:57 12 Ekim 2024
- Güncel
İSTANBUL – Genç Feminstler Federasyonu, artan kadın katliamlarına dair Kadıköy’de gerçekleştirdikleri eylemde, AKP iktidarının yürüttüğü politikalara dikkat çekerek, “Eğer görevinizi uygulamıyorsanız o koltuklarda sizi asla oturtmayız. Çözüm biziz, kazanacak olanlar biz kadınlarız” dedi. İstanbul Üniversitesi Öğrenci Meclisi de Taksim'den seslenerek, "Çaresiz değiliz" diye vurguladı.
Genç Feminstler Federasyonu, katledilen kadınlar için “Katillere, tacizcilere, cezasızlığa, zorbalığa karşı yürüyoruz” şiarıyla Kadıköy’de bulunan Süreyya Operası önünden , rıhtıma doğru yürüyüş gerçekleştirdi. Yürüyüş öncesi yüzlerce kadın Süreyya Operası önünde bir araya geldi. Yüzlerce kadın siyah giyinerek ve mor kurdele takarak eyleme katıldı. “Katillere, tacizcilere, cezasızlığa, zorbalığa son” yazılı dev pankart açan kadınlar, katledilen kadın ve çocukların da adlarının yer aldığı “Jin Jiyan Azadi”, “ Serhildan Jiyane”, “Öfkeni diri tut başını dik tut”, “Kadının direnişi kadına mirastır”, “Düzeniniz batsın kadınlar yaşasın”, “ Sizin gözardı ettikleriniz bizim yaşamımıza göz dikiyor”, “ Adalet sarayı değil adalet istiyoruz”, “Karanlıktan korkarsan şehri ateşe veririz”, “Kadın cinayetleri politiktir”, “Sayenizde tesadüfen yaşıyoruz”, “ Şiddetin faillerini değil kadınları koru”, “6284 yaşatır” ,” Yaşasın enternasyonal kadın dayanışmamız”, “Hak hukuk adalet”, “Şüpheli kadın ölümü yoktur gizlenen erkek şiddeti var” ve “Zulüm meşru ise isyan haktır” ile katledilen kadınların fotoğraflarının yer aldığı dövizler taşındı.
Yürüyüş boyunca sık sık “Yaşasın kadın dayanışması”, “ Hak, hukuk, adalet”, “Asla yalnız yürüyemeyeceksin”, “Susma sustukça sıra sana gelecek”, “Kadın, yaşam, özgürlük”, “Kadınlar yaşasın 6284”, “Kadın cinayetlerini durduracağız”, “ Kadınlar burada adalet nerede” , “Tek adam çok kadın” , “Hükümet istifa”, “Katil AKP” ve “Tayip istifa” sloganları atıldı. Kadıköy sokaklarında yankılanan kadınların sesi, çevredeki yurttaşlar tarafından da alkışlarla desteklendi. Yürüyüşün son bulduğu rıhtımda bir araya gelen yüzlerce kadın, burada basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamayı kadınlar adına Genç Feministler Federasyonu temsilcisi Güneş Akşahin okudu.
‘Hiç kimse kadınlarla ilgili atıp tutamaz’
Bir hafta önce fail Semih Çelik tarafından katledilen İkbal Uzuner ve Ayşenur Halil’in katledildiği günden bu yana alanlarda olduklarını söyleyen Güneş, “Asla bir araya gelemezsiniz, sizleri korkuturuz, bastırırız dedikleri kampüslerde sel olduk aktık” dedi. Türkiye’nin her kentinde katledilen kadınlar için protesto eylemlerinin devam ettiğine işaret eden Güneş, “Görüyor musun AKP? Tarihinde kitlesel eylem görmemiş ilçeleri bile kuşatıyor genç feministler. İkbal ve Ayşenur’un öldürülmesi üzerine Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bir konuşma yapmış. Gördünüz mü arkadaşlar o konuşmayı? Uyuşturucu diyor, alkol diyor, sapkın akım diyor, medya diyor. Tek bir şey demiyor. Kadın cinayeti demiyor. Toplumsal cinsiyet eşitsizliği demiyor. 19 yaşında 2 genç kadın gündü vakti öldürülüyor, bu ülkenin cumhurbaşkanı ise suçu hep başka şeylere atıyor. Sorun başkaymış gibi anlatmak istiyor. Erdoğan; sorun erkek egemenliği, sorun AKP’nin ta kendisi! Hangi manevi değer kadın cinayetlerini durduracakmış? Sizin manevi değer dediğiniz şey kadın düşmanlığının ta kendisi. Ayrıca üniversitelere çok büyük sorumluluk düşüyor demiş. Eğer kadınlarla ilgili üniversitelerde bir şey yapılacaksa, önce o Ebubekir Sofuoğlu gibi kadın düşmanı akademisyenleri kovacaksın o üniversitelerden. Buradan sesleniyoruz; hiç kimse bizim olduğumuz yerde öldürülen kadınlarla ilgili atıp tutamaz” dedi.
‘Çözüm bizim mücadelemizde’
Türkiye de kadınlar lehine hiçbir şey yapılmadığını vurgulayan Güneş, alınan her kararın kadınların aleyhine olduğunu söyledi. Yargının kadınlar aleyhine çalıştığını dile getiren Güneş, “Hakimi, polisi, bakanı, cumhurbaşkanı hepsi organize bir şekilde kadınların daha fazla ayrımcılığa uğramasına sebep oluyorlar. Erdoğan ‘cezasızlık algısını ortadan kaldırmak boynumuzun borcudur’ demiş. Kimsenin size güveni kalmadı artık. Safi yalansınız. Eğer ciddiyseniz bizim anlattığımız her şeyi harfiyen uygulamak zorundasınız. Çünkü çözüm, bizim mücadelemizde, çözüm bizim fikirlerimizde. Toplum size niye güvensin, inansın ki. Siz çocuk istismarını bile çözmeyen, göz göre göre çocukların öldürülmesine göz yuman bir hükümetsiniz. Siz çocuk istismarı failleriyle aynı masaya oturan bir hükümetsiniz. Siz çocuk istismarcılarına beraat verilmesine sebep olan bir hükümetsiniz. Siz Narin’in katilleri hakkında dostumuz diye açıklama yapan bir hükümetsiniz. Siz 2 yaşındaki Sıla bebeğin cinsel saldırıya uğramasına, öldürülmesine politikalarınızla sebep olan bir hükümetsiniz. Siz kaybolan onlarca çocuğu bulmak için hiçbir şey yapmayan bir hükümetsiniz. Siz çocuk istismarını aklayanlarsınız. Biz ise Lanzorete Sözleşmesi’ni uygulatacak olanlarız. Biz, çocukların eşitçe yaşaması için mücadele edenleriz” sözlerini kullandı.
‘Eğer görevinizi uygulamıyorsanız o koltuklarda sizi oturtmayız’
Güneş, genç kadınların Türkiye de yaşadığı sorunları şöyle sıraladı: “Ailenin üzerimizde kurmak istediği hegemonya, ısrarlı takip, dijital şiddet, en görünür olan fiziksel şiddetle ilgili bile hiçbir şey yapmayan yetkililer, ısrarlı takip ve dijital şiddet gibi şeylerle hiç ilgilenmiyor. Gördük işte, ilgilenmedikleri için İkbal’in bedeni o surlardan atıldı. İlgilenmedikleri için kadınlar korku içinde yaşamak zorunda kalıyor. İşte bu yüzden 6284 arkadaşlar. Korkmadan, çekinmeden o karakollarda görevini yapmayan polislerin yüzüne haykıracağız. ‘Bu şiddettir, 6284’ü uygulayacaksın’ diyeceğiz. Savcılıkların kapısına dayanacağız. ‘Sen neye göre beni dikkate almıyorsun, 6284 var’ diyeceğiz. Ailelerimizle bizi tehdit edemeyecekler, korkutamayacaklar. ‘Senin görevin 6284’ü uygulamaktır’ diyeceğiz. Eğer uygulamıyorsanız o koltuklarda sizi asla oturtmayız. Bu da böyle biline.
Rojin’den günlerdir haber alamıyoruz. Bu ülkeyi kayıp genç kadınlar ülkesine çevirmeye çalışıyorsunuz. Rojin nerede? Gülistan Doku nerede? Devletin elindeki onlarca imkan niye hiç kadınlar için kullanılmıyor.”
‘Fikirlerimiz yayılıyor!’
Kadın katliamlarına öfkeli olduklarını ve her gün sokaklarda haykıracaklarını paylaşan Güneş, son olarak şu ifadeleri kullandı: “Öfkemiz hissediliyor. Hükümetin bizim mücadelemizden korkması neden biliyor musunuz arkadaşlar? Çünkü biz örgütlü kadınlarız, çünkü biz yılın 365 günü mücadele edenleriz. Çünkü biz kampüslerimizde mücadeleyi büyütmekten asla vazgeçmeyenleriz. Şimdi daha da büyüyeceğiz, daha da yayılacağız. Gelin hep beraber üniversitelerimizde Kadın hakları kulüpleri kuralım. Mücadele etmediğimiz kampüs kalmasın. Kazanacak olan şey ne katiller, ne erkek egemenliği ne AKP hükümeti. Kazanacak olan örgütlü bir eşitlikçi feminizmi var edenler. Kazanacak olan bizleriz.”
Eylem, açıklamanın ardından slogan ve alkışlarla son buldu.
Öğrenciler Taksim’den seslendi: Çaresiz değiliz
İstanbul Üniversitesi Öğrenci Meclisi de, artan kadına yönelik şiddet ve katliamlara dair “Kadın cinayetlerine, öğrenci katliamlarına artık yeter, kampüsten sokağa isyanımız büyüyor” şiarıyla Taksim Tünel’den Taksim’e yürüyüş gerçekleştirmek istedi. Polisler barikatlarla gençleri engellemeye çalışsa da gençler sık sık “Jin jiyan azadî” sloganıyla tepki gösterdi. “Bu düzende geleceğimiz yok, yaşayacağız” pankartının açıldığı eylem de sık sık “Sen ben biz birbirimizin çaresiyiz”, “ Yasta değil isyandayız”, “ Yaşamak herkesin hakkı” dövizlerinin taşındığı eylemde “Kadınlara değil katillere barikat”, ”Yaşasın örgütlü mücadelemiz”, “Kadınlar artık susamayacaklar”, “Kadın cinayetleri politiktir”, “Adalet biziz susmayacağız”, “Erkek vuruyor devlet koruyor” ve “Unutmak yok affetmek yok” sloganları yükseldi. Eylemde basın metnini, Öğrenci Faaliyeti’nden Öyküm Bozkurt okudu.
Kadın katliamları bu sistemden bağımsız değildir'
Ekonomik kriz, kadın ve öğrenci katliamlarının gün geçtikçe arttığına dikkat çeken Öyküm, kadın katliamlarına karşı artık sessiz kalınamayacağını ve herkesin ses çıkarttığı bir süreç olduğunu vurguladı. Öyküm, “Bizler biliyoruz ki, bu cinayetler bireylerin ‘sapık, sapkın, psikopat’ olmalarıyla açıklanamazlar. Bu cinayetler kapitalist sistemin çürümüşlüğünü, patriyarkanın artık ayaklar altına alınması gerektiğini bir kez daha gözler önüne sermiştir. İkbal ve Ayşenur’un katledildiği güne dönüp bakalım! Katil Semih Çelik’in ısrarlı takibine rağmen neden koruma önlemleri alınmadığını bir kez de buradan soralım! İkbal zorla surlara çıkarılırken yardım çığlıklarına kulaklarını tıkayan bu toplumun çürümüşlüğünü nasıl açıklayacağız! Bizler cevabı biliyoruz. Kadınların kazanılmış hakları her gün devlet tarafından törpülenirken, yargı şiddet faillerine indirimler dağıtırken, en ufak bir eylemde önümüzde biten emniyet güçleri, kadın katliamlarını önlemede vasıfsız kalırken, elbette bu çürümüşlüğü sistemin krizinden bağımsız okuyamayız” dedi.
‘Katillerden hesabı gençlik soracak’
Her gün kadın katliamı, taciz ve tecavüz haberleriyle karşı karşıya kaldıklarını dile getiren Öyküm, “Her gün ekonomik krizin yükü altında ezilirken, yemekhanelere fahiş zamlar gelirken ‘yemek kartımda yalnızca bir lira var’ diyen ve intihar eden Sibel Ünli'yi hatırlıyoruz. Niteliksiz koşullarda yaşamaya mecbur bıraktıkları KYK yurtlarından birinde, kontrolünü sağlamadığınız asansörler sonucu katlettiğiniz Zeren Ertaş'ı hatırlıyoruz. Unutmuyoruz, affetmiyoruz, hesap soracağız. Kapitalizm, girmiş olduğu krizlerin ekonomik yükünü biz üniversitelilerin de omuzlarına yüklerken bir yandan kendini ayakta tutmak için toplumu çürümeye itiyor. Bugün çaresiz hissettiği için intiharı tek çözüm olarak gören sıra arkadaşlarımızın katledilmesinin de kadınların sokak ortasında fail erkekler tarafından cinayete kurban gitmesinin de sorumlusu bu sistemdir. Çaresiz değiliz, birlikteysek güçlüyüz. Katillerden hesabı gençlik soracak” şeklinde konuştu.
Protesto eylemi, gençlerin “Jin jiyan azadî” sloganı ve zılgıtlarıyla son buldu.