Türkiye’nin işlediği savaş suçları yargılanacak

  • 09:44 16 Ocak 2025
  • Güncel
 
HABER MERKEZİ - Türkiye’nin Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik savaş suçları Brüksel’de L'Université libre de Bruxelles'de (Brüksel Özgür Üniversitesi- ULB) Rojava Halklar Mahkemesi'nde yargılanacak.
 
Türkiye’nin Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik savaş suçları 5-6 Şubat tarihlerinde Belçika’nın başkenti Brüksel’de L'Université libre de Bruxelles'de (Brüksel Özgür Üniversitesi- ULB) Rojava Halklar Mahkemesi'nde yargılanacak. Mahkeme, üniversitenin Etterbeek Kampüsü'nde bulunan Aula QA amfisinde yapılacak. Mahkemeye, uluslararası suçlarla ilgilenen hukukçular, insan hakları aktivistleri ve gazeteciler davet edildi.
 
Organizasyon, Kuzey Doğu Suriye Özerk Yönetimi Dış İlişkiler Komitesi, Türkiye’nin işlediği suçları takip eden bir grup avukat, Kadın Haklarını Araştırma ve Koruma Merkezi ile insan hakları örgütleri tarafından üstlenildi.  Mahkeme, ULB, MAF-DAD (Association for Democracy and İnternational Law), ELDH (European Association of Lawyers for Democracy and World Human Rights), IADL (International Association of Democratic Lawyers), Kürdistan Ulusal Kongresi (KNK), ve Brüksel Kürt Enstitüsü tarafından da destekleniyor.  
 
Uluslararası hukukun ihlali 
 
Davet mektubunda, Kuzey ve Doğu Suriye'de yaşayan Kürt, Arap, Êzidî ve Hristiyan halklarının, demokratik ilkeleri benimseyerek toplumsal cinsiyet eşitliği, kültürel çeşitlilik ve sosyal adalet temelinde bir arada yaşadığı vurgulandı. Kuzey ve Doğu Suriye'deki bu modelin, özellikle 2018 yılından sonra Türkiye ve ona bağlı Suriye Milli Ordusu (SMO) tarafından askeri saldırıların hedefi olduğuna dikkat çekilen mektupta, bu saldırıların bölgedeki huzur ve barış atmosferini ortadan kaldırdığı ve işlenen suçlarla uluslararası hukukun ihlal edildiği belirtildi.  
 
 Davet mektubunda, mahkemenin inceleyeceği suçlar ise şöyle sıralandı: 
 
“*Sivillerin kasıtlı olarak öldürülmesi.  
 
*Gazeteciler ve siyasetçiler gibi savaş dışı isimlerin suikastlarla hedef alınması. 
 
*Sivillerin yaşamlarını idame ettirmek için kullandığı alt ve üst yapıların hedef alınması. 
 
*Yasaklı silahların kullanılması
 
*İşkence ve insanlık dışı muamele. 
 
*Etnik, dini veya kültürel kimliği sebebiyle kaçırma ve kötü muamele. 
 
*Kürtlere yönelik sistematik ötekileştirme ve baskı.  
 
*Zorla yerinden edilme (Efrîn, Serêkaniyê ve diğer bölgelerden sivillerin yerlerinden edilmesi). 
 
*Kadınlara yönelik sistematik baskı, cinayetler ve tecavüz.  
 
*Toplumsal yapıyı yok etmek için kadın liderler ve kadın hakları savunucularının hedef alınması. 
 
*Êzidîlerin kutsal mekanlarının ve kültürel miraslarının tahrip edilmesi.”
 
 Davet mektubu, Avrupa'da Kadın Haklarını Araştırma ve Koruma Merkezi'nden Medya Abdah, MAF-DAD'dan Heike Geisweid ve ELDH'den Ceren Uysal tarafından imzalandı.