Çocuğa yönelik ihlaller artıyor: Yasalar kağıt üstünde kaldı

  • 09:03 15 Şubat 2025
  • Güncel
 
Pelşin Çetinkaya
 
ADANA- İHD Adana Şubesi Çocuk Hakları Komisyonu üyesi ve Sosyal Hizmet Uzmanı Belgin Işık, faillerin yargıdan aldıkları cesaretle çocuklara yönelik taciz, tecavüz ve şiddet eylemlerini rahatlıkla gerçekleştirdiğini belirtti. Bu durumun sona ermesi için mevcut çocuk koruma yasalarının etkin bir şekilde uygulanması ve yeni politikaların geliştirilmesi gerektiğini vurguladı.
 
Adalet Bakanlığı'nın Nisan 2024'te yayınladığı "Adalet İstatistikleri 2023" raporuna göre, "çocukların cinsel taciz" iddiası ile 2023 yılında 40 bin 713 yeni dosya açıldı ve bu dosyalarda 36 bin 275 şüpheli yer aldı. 2015-2023 yılları arasında "çocukların cinsel tacizi" suçuna ilişkin açılan dosya endeksi ise yüzde 94 arttı. Dosya endeksinin 2015 yılından itibaren 100 olarak kabul edildiği raporda, 2023 yılındaki endeksi 8 yılda 194'e yükseldi. Yıllara göre "çocukların cinsel tacize" maruz kaldığı dosya endeksinde en yüksek oran 2022'de 219 olarak kaydedildi. 2023 yılında "çocukların cinsel tacize" uğradığı iddiasıyla açılan 14 bin 184 dosya hakkında "kovuşturmaya yer olmadığına" karar verilirken, 14 bin 299 dosya için kamu davası açıldı.
 
Türk Ceza Kanunu (TCK) uyarınca ceza mahkemelerinde kovuşturma evresinde olan toplamda 14 bin 919 dosyanın neticesinde 6 bin 211 dosyada beraat kararı verilirken, bu dosyalarda ise 7 bin108 sanık beraat etti. 2023 bir önceki yıla oranla "çocukların cinsel taciz" suçuna ilişkin endekste yüzde -4'lük bir gerileme yaşandı fakat 2022 yılında "çocukların cinsel taciz" suçlamalarında bir önceki yıla göre yüzde 33 artış yaşandı. 
 
Sosyal Hizmet Uzmanı, İnsan Hakları Derneği (İHD) Adana şubesi Çocuk Hakları Komisyonu Belgin Işık, çocuklara yönelik artan cinsel tacizi değerlendirdi. 
 
Çocuklara neden hedefte?  
 
Çocuğa taciz, tecavüz, katletme, kaçırma gibi durumların meydana gelmesindeki en büyük nedenin ülkede çocuk koruma sisteminin olmamasından kaynaklandığını belirten Belgin Işık, “Toplumda cinsel şiddetin çocuğa yönelmesinin nedeni yargının koruyamadığını, koruyamayacağını biliyor toplum. Bu nedenle zayıf olan kesime yöneliyor. Zayıf olanda durum cezasızlıkla sonuçlanıyor. Çocuklarla ilgili neredeyse her gün iki üç vaka çıkıyor. Kimi zaman ensest oluyor, kimi zaman komşu oluyor, kimi zaman Narin olayında gördüğümüz gibi kocaman bir aile oluyor” diyerek, çocuklara yönelik çok sayıda ihlalin olduğunu kaydetti.  
 
Çocuk koruma sistemi neden oluşturulamıyor? 
 
“Çocuk sorunu toplumsal bir sorun haline gelmiş durumdayken neden bu alana yönelik bir politika oluşturulamıyor?” diye soran Belgin Işık, “Sorduğumuz bu soru gerçekten cevapsız kalıyor. Türkiye'de bu işin bakanlığı, yasaları, mevzuatı var. Ona rağmen çocuk koruma sistemi neden oluşturulamıyor? Ayrıca önemli şeyler de var. Mesela 2010 yılında Türkiye'nin imzaladığı Lanzarote Sözleşmesi var. Çocuğu Cinsel suiistimal ve cinsel istismardan koruma ya yönelik Avrupa Konseyi Sözleşmesi. Bunların hepsinin uygulanması lazım. Sistem bir taraftan korurken mutlaka bir taraftan da önleyici tedbirler alıp rehabilite edici bir yapıda kurmalı. Yanlış uygulamalar artıyor. Sosyal Hizmet Uzmanları çalışma yaparken; 2011’de yapılan bir değişiklikle bu işle uzaktan-yakından alakası olmayan meslek gruplarını görevlendirmeye başladılar. Hem onların meslek sınırları aşıldı hem de sosyal hizmet uzmanlarının meslek alanına girildi. Yapılan yanlışlar bizi bu sonuçlara götürdü” şeklinde konuştu.
 
‘Uygulamada eksiklikler var’
 
Çocukları koruyan yasaların olduğunu ancak bu yasaların sadece yazılı olarak kalındığına dikkat çeken Belgin Işık, BM tarafından 1989’da yayımlanan Çocuk Hakları Sözleşmesi’ni anımsattı.  Türkiye’nin 1990’da sözleşmeyi imzaladığını, 1995’te ise yürürlüğe girdiğini hatırlatan Belgin Işık, “Bu sözleşmeyi imzalayan her ülke, ‘Ben çocukların haklarını teslim edeceğim. İhlallerden koruyacağım’ garantisini veriyor. Bir güvence vermektedir. Sözleşme imzalandıktan sonra iç hukuk da sözleşmeye uygun hale getirildi. Medeni Kanunda, Ceza Kanununda değişiklikler yapıldı. 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu çıkarıldı. Baktığımızda yasada, mevzuatta çok fazla eksiklik göremiyorsun. Ama uygulamada eksiklikler var. Dediğimiz gibi cezasızlık neden? Çocuk Koruma Sistemi niye kurulamıyor? Devlet bununla ilgili niye bir politika oluşturamıyor? Politika oluşturamıyorsa acaba bu oluşturmaması da mı bir politika? diye düşünmeye başlıyorsun. Tüm bu durumların önlenmesi için öncelikle çocuk hakları sözleşmesini referans alan toplumun bütün sivil toplum örgütleriyle, kamuya ait kurum kuruluşlarla, ilgili Adalet Bakanlığı, Millî Eğitim Bakanlığı, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığıyla ve toplumun kendisini de katarak bütüncül bir yaklaşımla çocuklar arasına ayrımcılığa izin vermeyen, çocukların katılımını sağlayan, çocukların yüksek yararını gözeten bir sistem oluşturmak mümkün. Ancak o zaman belki ortadan kalkmaz ama en aza iner. Bu kadar yüreğimiz yanmaz” ifadelerini kullandı.