KESK’ten 8 Mart açıklaması
- 13:25 8 Mart 2025
- Güncel
WAN- KESK Wan Şubeler Platformu, 8 Mart’a yönelik yaptığı açıklamada, “Rojin Kabaiş’e ne oldu?” diye sordu.
Kamu Emekçileri Sendikası Konfederasyonu (KESK) Wan Şubesi Wan’da 8 Mart’a yönelik basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamaya Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti), Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) il, ilçe örgütleri, Tevgera Jinên Azad (TJA), KESK üyelerinin yanı sıra birçok kişi katıldı. Açıklamada, “Erkek egemen sınırlara kapitalist sömürüye karşı emek ve özgürlük mücadelesini büyütüyoruz” pankartı açılırken “Jin jiyan azadî”, “Rojin Kabaiş’e ne oldu?”, “Kadın cinayetleri politiktir” yazılı dövizler yer aldı.
Açıklamayı Sağlık Emekçileri Sendikası (SES) Wan Şube Eşbaşkanı Figen Çolakoğlu okudu.
‘Toplumsal muhalefet bir bütün hedef alınmış durumda’
Figen Çolakoğlu, iktidarın “Yeni Türkiye’sinin” halkı yaşama, barınma gibi temel haklardan mahrum bıraktığını, seçme ve seçilme hakkını gasp ettiğini ifade ederek, “Demokratik bir ülkede eşit özgür yaşama talebinin suç sayıldığı bir ülkede yaşıyoruz. Toplumsal muhalefet bir bütün hedef alınmış durumda. Emek mücadelesi veren sendikacılar, seçilmiş siyasetçiler, özgür basın emekçileri, sanatçılar cezaevlerinde. Seçilmiş belediye başkanları ve eş başkanları birbiri ardına görevden alınıyor. Doğrudan atamalarla yerel yönetimler kayyumlara devrediliyor. Görevi devralan kayyumlarla yerel yönetimler bünyesindeki cinsiyet eşitliği temelli kurullar ve merkezler işlevsizleştiriyor, toplu sözleşmeler geçersiz kılınıyor. Buna karşı ses yükseltmekse suç sayılıyor” dedi.
‘Rojin olayının takipçisi olacağız’
Dünya genelinde her 3 kadından 1’i fiziksel veya cinsel şiddete maruz kalırken Türkiye’de ise kadın cinayetlerinin geldiği boyutu, 2024’ün Ekim ayından bu yana endişeyle takip ettiklerini ifade eden Figen Çolakoğlu, “2024’ün son aylarında Narin’in ailesince katledilmesi ve izleyen günlerde artan kadın cinayetleri, eril yargının Muğla’da vahşice katledilen Pınar Gültekin’in katilinin haksız tahrik indiriminden faydalanabileceğine hüküm getirmesi bir kez daha bu iktidarın kadına yönelik şiddetle mücadele kararı olmadığını gösterdi. Buradan yeniden uyarmak istiyoruz, 27 Eylül 2024’te Yüzüncü Yıl Üniversitesinde öğrenci olan Rojin Kabaiş’in esrarengiz kayboluşu, kayboluşundan 18 gün sonra şüpheli buluşunu, sonrasında Adli Tıp raporunda iki farklı erkeğe ait DNA’nın bulunması Rojin’in bilinçli alıkonulup öldürüldüğü kanısı oluşmakta, babanın ısrarla ‘kızım öldürüldü’ haykırışlarının duyulmadığı, olayın kapatılmak istendiği düşüncesini kabul etmiyoruz. Rojin aramızdan ayrılalı 163 gün oldu ve soruyoruz Rojin’e ne oldu. Rojin olayının takipçisi olacağız ve unutturmayacağız” şeklinde konuştu.
Açıklama “Jin, jîyan, azadî” sloganıyla son buldu.