‘Süreç kadın emeğiyle büyüyecek’

  • 09:02 17 Ağustos 2025
  • Güncel
Neslihan Kardaş
 
BEDLÎS – Barış ve Demokratik Toplum’un inşa sürecinde kadının rolüne dair konuşan TJA aktivisti Süreyya Aydın, özellikle kadınların bu süreçte öncü rol oynamaları gerektiğini vurgulayarak, “Kadınlar her yerde bu süreci anlatmalı. Çünkü bu süreç kadının mücadelesiyle ilerleyecek, kadının emeğiyle büyüyecektir. Abdullah Öcalan’ın felsefesi ve kadına verdiği değer, bu noktada yol gösterici oluyor” dedi.
 
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat’ta yaptığı “Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı” ile birlikte toplumsal barış ve demokrasi açısından yeni bir süreç başladı. Yapılan bu çağrı pek çok kesim tarafından destek alırken, çağrının ardından birçok gelişme yaşandı. Yaşanan gelişmelerin başından bu yana “Barış ve Demokratik Toplum”un inşasında kadınlar da aktif rol alıyor. Savaştan en çok etkilenen kesimler arasında yer alan kadınlar, yıllardır barış mücadelesinde de en kararlı olan kesimi oluşturuyor.
 
Tevgera Jinên Azad (TJA) aktivisti Süreyya Aydın, kadınların “Barış ve Demokratik Toplum”un inşasındaki rolüne dair değerlendirmelerde bulundu.
 
‘Bin yıldır kadınlar yaşamın inşasında rol oynamıştır’
 
Süreyya Aydın, “Barış ve Demokratik Toplum”un inşa sürecinde kadının rolünü, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın perspektifinde ele aldığı üç nokta üzerinden değerlendirdi. Abdullah Öcalan’ın ilk olarak kapitalist modernite yerine Demokratik Modernite’yi koyduğunu vurgulayan  Süreyya Aydın, “İkinci önemli nokta ise ekolojidir. Burada yaşam ve kadınların yaşamdaki rolü vurgulanır. Bin yıldır kadınlar yaşamın inşasında, ekoloji, hayvancılık, öğretim gibi alanlarda her zaman rolünü oynamıştır. Bu süreçte de kadınların komünal ve ekolojik yaşamı tekrar adım adım inşa etmesi ve etkin rol alması gerektiğini düşünüyoruz. Çünkü Önderliğin felsefesinde kadına verdiği değer ve kadının mücadelesi asla inkâr edilemez” dedi.
 
‘Yaşamın her alanı kadının öncülüğüyle başlar’
 
Kadınların “Barış ve Demokratik Toplum”un inşa sürecindeki rolünün çok önemli olduğunu ifade eden Süreyya Aydın, “Yaşamın her alanı kadının öncülüğüyle başlıyor. ‘Kom’ dediğimizde herkesin aklına farklı şeyler gelebilir ama ‘kom’ demek dört kişinin bir araya gelmesiyle de olur, beş kişinin bir komünü de olur, on kişinin bir araya geldiği büyük bir kom da olabilir. Bu bir yaşam biçimidir, bir felsefedir” diye konuştu.
 
‘Kadınlar, söylemleriyle ve mücadeleleriyle hep var oldu’
 
Kadınların her zaman ürettiğine dikkat çeken Süreyya Aydın, “Kadınlar bu süreçte de birçok eyleme, etkinliğe öncülük etti. Özellikle 27 Şubat’tan sonra birçok adım atıldı; kadınlar bir araya geldi, festivaller yapıldı, bu ses getirdi. Bugüne kadar kadın öncülüğünde karma mahalle toplantıları, halk buluşmaları gerçekleştirildi. Kadın ruhu her zaman yaşamın içinde yer aldı. Kadınlar, söylemleriyle ve mücadeleleriyle hep var oldu. Bu inşa süreci de kadının öncülüğünde devam edecektir. Kadının devrimdeki rolü, yaşam felsefesi dünyaya örnek olacak niteliktedir. Aynı zamanda Kürt Kadın Hareketi de dünyada örnek bir harekettir. Kadınların bu noktada rolünü oynayacağına eminiz. Bir anne, dört çocuğunu kaybetmiş ve hâlâ barışın inşasında yer alıyorsa, ‘anneler artık ağlamasın’ diyorsa, bu kadının rolünün ne kadar önemli olduğunun kanıtıdır” ifadelerini kullandı.
 
‘İlk başta kafamızda soru işaretleri vardı ama…’
 
27 Şubat çağrısını ve bu çağrıyla birlikte kadınların süreci nasıl karşıladığına dair düşüncelerini paylaşan Süreyya Aydın, “Belki ilk başlarda hepimizde duygusallık ve sevinçle birlikte karmaşık duygular yaşandı. Ama Önderliğin felsefesine, barış için attığı adımlara baktığımızda, bu sürecin anlamını daha iyi anladık. İlk başta kafamızda soru işaretleri vardı ama zamanla düşündükçe, okudukça, dünya kadınlarının mücadelesine baktıkça, bunun karşılığının çok güçlü olduğunu gördük” şeklinde konuştu.
 
‘Abdullah Öcalan’ın felsefesi, yol gösterici oluyor’
 
Kadınların bu süreçte özellikle köylerde, mahallelerde kadın buluşmaları yaptığını hatırlatan Süreyya Aydın, bunların önemli adımlar olduğunu belirtti. Kimi kadınlarda, özellikle de annelerde kaygılar olduğunu anlatan Süreyya Aydın, “Gittiğimiz yerlerde şu sorularla sıkça karşılaşıyoruz: ‘Ne olacak? Bu süreç bozulursa ne olur?’ Biz de elimizden geldiğince cevap vermeye çalışıyoruz. Abdullah Öcalan’ın felsefesi ve kadına verdiği değer, bu noktada yol gösterici oluyor” sözlerine yer verdi.
 
‘PKK ile yaşayacağız’
 
Süreyya Aydın, son olarak şunları söyledi: “PKK bizim içimizde olacak. PKK ile yaşayacağız. Ama bir noktadan sonra demokratik toplumsal barışın olması gerekiyor. Bu noktada insanları ikna etmeye çalışıyoruz ve başarılı oluyoruz. Kadınlarla daha fazla buluşmamız gerekiyor. Sadece partilerle değil, siyasi ve ideolojik alanlarda da anlatımlar yapmamız gerekiyor. Kadın-erkek ayrımı yapmadan ideolojik eğitimler düzenlemeliyiz. Hem deneyimli hem yeni arkadaşlarla bu tartışmaları yürütmeliyiz. Özellikle kadınlar bu süreçte öncü olmalı ve her yerde bu süreci anlatmalı. Çünkü bu süreç kadının mücadelesiyle ilerleyecek, kadının emeğiyle büyüyecektir.”