Neslihan Şedal: Sözlerim, halkın iradesini yok sayan anlayışa tepkidir
- 14:24 23 Ekim 2025
- Hukuk
WAN - Yerine kayyım atanan Wan Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Neslihan Şedal hakkında görülen dava, ileri bir tarihe ertelendi. Duruşmada konuşan Neslihan Şedal, “Sözlerim, halkın iradesini yok sayan anlayışa tepkidir” dedi.
Yerine kayyım atanan Wan Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Neslihan Şedal hakkında, 15 Şubat tarihinde Wan halkını belediye önüne çağırdığı açıklamaları gerekçe gösterilerek, “halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etme” iddiasıyla açılan davanın ilk duruşması, Van 10. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görüldü. Duruşmada Eşbaşkan Neslihan Şedal ve avukatı Mehtap Işık hazır bulunurken, Büyükşehir Belediyesi Meclisi Eşsözcüleri Leyla Çelik, Delil Ünvercan, Payîzava (Gürpınar) Belediye Eşbaşkanı Mukaddes Karakoç, Tuşba Belediye Eşbaşkanları Hanım Akkoş ve Ümit Keser, Tevgera Jinên Azad (TJA) aktivistleri, Van Barosu Başkanı Sinan Özaraz, Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD) üyesi avukatlar ve baroya bağlı çok sayıda avukat duruşmayı takip etti.
'Sözlerim, halkın iradesini yok sayan anlayışa tepkidir'
Kimlik tespitiyle başlayan duruşmada savunmasını yapan Neslihan Şedal, sözlerine salondaki herkesi selamlayarak başladı. Neslihan Şedal, Wan halkının yüzde 56’lık oy oranıyla seçtiği bir eşbaşkan olarak konuştuğunu vurguladı. Neslihan Şedal, “Van halkının seçilmiş eşbaşkanları olarak eylem ve söylemlerimiz, Kürt halkının yüz yıllardır süren inkâr, imha ve asimilasyon politikalarına karşı bir eleştiridir. Bu sözlerim, halkın iradesini yok sayan anlayışa yöneliktir” dedi.
'Siyasetin tıkanmış olması halkı sokağa döküyor'
Neslihan Şedal, halkın belediye önünde toplanmasının kendi çağrılarından değil, siyasi süreçlerin tıkanmasından kaynaklandığını belirtti. Neslihan Şedal, “Kürt siyasetçilerin cezaevinde olması, halkın bu uygulamalara tepki göstermesine neden olmuştur. Bizim açıklamalarımız değil, siyasetin tıkanmış olması halkı sokağa yöneltmiştir.”
'Bu uygulamalar kabul edilemez'
Çözüm sürecine dair tartışmaların yeniden gündeme geldiği bir dönemde Cumhurbaşkanı’nın da “yüzleşme” çağrısı yaptığını hatırlatan Neslihan Şedal, kayyım atamalarının halkın siyaset yapma hakkını kısıtladığını vurguladı: “Atanan kayyımlar, sürecin tıkanmasıyla halkın iradesini gasp eden uygulamalardır. Bu uygulamaları kabul etmiyoruz. Sözlerim, ifade özgürlüğü kapsamında yapılmış siyasi açıklamalardır. Beraatımı talep ediyorum.”
'Siyaset yapma hakkına doğrudan müdahaledir'
Wan Baro Başkanı Sinan Özaraz da , "Müvekkilimin söylemlerini ‘halkı kin ve nefrete tahrik’ suçlamasıyla yargılamak hukuka aykırı bir işlem olduğu kadar sayın eşbaşkanın tespit ve siyaset yapma hakkına da doğrudan müdahaledir. Dolayısıyla biz müvekkile ait bu hakları yargılama konusu yaptığımızda aslında demokrasinin vazgeçilmezi olan siyasi partiler üzerinden siyaset yapma hakkını da kişilerin ve vatandaşların elinden almış olacağız. Dolayısıyla bu yargılama aynı zamanda ülkede uygulanan hukuksuzluğun maalesef ama maalesef bir parçası haline gelmiş oluyor. Dolayısıyla burada sayın mahkemenizin yapması gereken ifade özgürlüğünü dikkate almak ve evrensel hukuk ilkelerini dikkate alarak bir karar vermesidir. Bu karar kamuoyu açısından şu anlamda da çok büyük bir önem ifade ediyor. Burada çıkan karar aslında Kürt coğrafyasında yaşayan Kürt halkının da yargının kendisine yönelik yapılan yargılamalarda adil tutumun olup olmadığını ve devlete olan güven ilkesini geliştiriyor. Fakat aksi kararlar kamuoyunda hem adalete olan inancı yaralıyor hem de Kürtleri bu devlet sistemi içerisinde kendi varlığının var edilmesi noktasında bir güvensizlik oluşturma gibi bir tepki yaratıyor" ifadelerini kullandı.
'AKP eleştirilebilir, bu suç değildir'
Neslihan Şedal’ın avukatı Mehtap Işık, müvekkilinin açıklamalarının ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini vurgulayarak, iddianamede suç unsuru olarak gösterilen ifadelerin siyasal eleştiriden ibaret olduğunu söyledi. Mehtap Işık, “Müvekkilimin sözleri, AKP iktidarının politikalarına ve kayyım uygulamalarına yöneliktir. AKP siyasi bir partidir ve eleştirilebilir. Müvekkilim hiçbir toplumsal kesimi hedef almamıştır. Siyasi iktidara yönelik eleştiriler en sert biçimde yapılabilir; bu, suç değildir. Her eleştirinin yargıya taşınması demokratik ifade alanını daraltır. Bu nedenle beraat talep ediyoruz” sözlerini kullandı.
'Kürt halkına dair bir gerçeğin söylenmesi suç olamaz'
Duruşmada söz alan avukat Cahit Ertan ise, Neslihan Şedal’ın sözlerinde “kin ve nefret” unsuru bulunmadığını belirtti. Cahit Ertan, “Kürt halkı tarih boyunca çeşitli soykırımlara maruz kalmıştır. Müvekkil bu tarihsel gerçeği dile getirmiştir. Bu söylemin nasıl iddianameye dönüştüğünü anlamak mümkün değil. Ortada ne maddi ne de manevi unsur vardır. Açık ve yakın bir tehlike oluşmamıştır. Müvekkilin beraatına karar verilmelidir.”
Dava 4 Aralık’a ertelendi
Mahkeme heyeti, savunmaların ardından bir sonraki duruşmayı 4 Aralık’a erteledi.