‘Bu hamleden sonra Türkiye’nin hiçbir gerekçesi kalmadı’

  • 09:06 27 Ekim 2025
  • Güncel
Elfazi Toral
 
İSTANBUL - Kürt Özgürlük Hareketi’nin geri çekilme kararını değerlendiren kadınlar,Türkiye’nin bu hamleden sonra siyasi ve hukuki adımlar atması dışında dayanacağı hiç bir argümanı ve gerekçesi kalmadığını vurguladı.
 
Kürt Özgürlük Hareketi yönetimi, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın onayıyla Türkiye’deki tüm güçlerini geri çekmeye başladıklarını duyurdu. Dün Qendîl’de yapılan açıklamada, PKK’nin 12’nci Kongre kararları doğrultusunda, Hêzên Parastina Gel (HPG) ve Yekîneyên Jinên Azad-Star (YJA-Star) güçlerinin “Medya Savunma Alanları”na geri çekilmeye başladığı ifade edildi. 
 
Demokratik Alevi Dernekleri (DAD) Eş Genel Başkanı Kadriye Doğan ile Tevgera Jinên Azad (TJA) aktivisti Xecê Başkalane, Kürt Özgürlük Hareketi’nin attığı bu adıma ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
 
Barış ve Demokratik Toplum çağrısını anımsatan Demokratik Alevi Dernekleri (DAD) Eş Genel Başkanı Kadriye Doğan, bu çağrı ile birlikte Türkiye’de yeni gelişmelerin olduğunu belirtti. Bu süreç ile birlikte Kürt Özgürlük Hareketi’nin güven veren adımlar attığını dile getiren Kadriye Doğan, “27 Şubat’ta yapılan çağrı ile birlikte PKK’nin kendisini feshetti. Daha sonra bir gurup gerilla silahlarını yaktı. Kürt gerçekliği Suriye’de Irak’ta Türkiye’de ve İran’da Önderliğin müzakereci bir irade olduğunu ilan etmesi bütün bunlar Kürt hareketinin samimiyetini ortaya koydu. Bütün bunlar hayata geçirilirken devlet tarafına baktığımızda şu ana kadar Meclis’te kurulan komisyonun dışında hiçbir ciddi adım ve çözüm için katkı sunacak hiçbir yasal güvence maalesef göremedik. Hiçbir adım atılmadı. Hala ayak direten. Rojava güçlerini bahane eden ve durumu sürüncemede bırakan bir tavırla karşı karşıyayız. Bir entegrasyondan bahsediliyor. Bu entegrasyonunun nasıl algılandığı çok önemli. Kürt tarafı bunu pozitif anlamda eşitlik, özgürlük ve anayasal hak güvencesi temelinde bir barış olmasını isterken, devlet bunu tamamen farklı bir boyutta ele alıyor. Devlet şunu diyor; silah bırak gel geçmişte olduğu gibi bana biat et birkaç bireysel hakka razı ol. Bu konuda devletin samimiyeti sorgulanır vaziyette. Özgürlük Hareketi adımlar atıyor. Barış ve özgürlük için samimi adımlar atmada ısrarcı” şeklinde konuştu.
 
Tarihi adım
 
Kürt Özgürlük Hareketi yönetiminin, Barış ve Demokratik Toplum Süreci’ne dair Qendîl’de tarihi bir adım daha attığını anımsatan Kadriye Doğan, “Samimi olduklarını görüyoruz. Ama Türkiye’nin yasal güvence konusunda Kürt hareketinin attığı adımlara denk düşecek bir adım atmadığını görüyoruz.  Bizler bekliyoruz ve umuyoruz ki umut hakkının uygulanmasıyla Sayın Öcalan’ın müzakereleri yürütecek bir pozisyonda olması çok önemlidir. Dünya da Türkiye de bunun farkında. Olması gereken de bu. Daha özgür koşullarda birbirleriyle görüşerek şeffaf bir şekilde toplum huzurunda herkesin hakkını hukukunu teslim eden bir noktayla sonuçlanmasını umut ediyoruz. Biz aileviler açısından baktığımızda demokratikleşmeyen bir Türkiye’de bizim inancımızın da kendi özgünlüğünde kendisini yaşatmayacağının bilincindeyiz. Bizler de Barış ve Demokratik Toplum çağrısının ve bu sürecin destekçisiyiz. Çalışmalarımız bu yönlü. Tüm toplumsal kesimlerin mağdur edildiği bir süreçten geçiyoruz. Kadın ve doğa kırımına tanıklık ediyoruz. Türkiye’de ekonomik çürümenin yanında toplumsal ahlakın da çok dejenere olduğunu görüyoruz. Onun için demokratik toplum ve barış süreci bu toplumun geleceğini güvenceye alacak olan bir süreçtir. Bundan dolayı herkesin bu sürece ciddi destek vermesi gerekiyor. Bu süreci güçlü sahiplenmemiz gerekiyor. Demokratik toplum sürecine katkı sunmak istiyoruz” dedi.
 
Birlik, uyum ve çözüm
 
“Özgürlük Hareketi’nin Önder Apo öncülüğünde bir kez daha eşsiz bir hamleyle sürece müdahalesi söz konusudur” diyen TJA’lı Xecê Başkalane de, Özgürlük Hareketi’nin ikinci adımının hem Türkiye iç siyasal atmosferini hem de Orta Doğu ve dünya genelini derinden etkilediğini söyledi. Sürecin yavaş ilerlediğini dile getiren Xecê Başkalane, “Bir süredir süreç eksenli tartışma ve gidişatta bir ağırlaşma  yavaşlama vardı. Toplumun ağırlıklı bir kesimi, ‘süreçte tıkanma var’ biçiminde bir yaklaşım içindeydi.  Önder Apo bunu yakından izleyen ve her kritik aşamada benzersiz çözüm alternatifiyle devreye giren bir aktördür. Bir yıllı aşkın sürenin her evresinde yaptığı gibi tekrar diyalog ve çözümün kapısını daha kalıcı ve daha kararlı bir duruşla açma hamlesini geliştirmiştir.  Bu hamleyle hem Önder Apo hem de hareketinin nasıl sarsılmaz bir birlik, uyum ve çözüm duruşu bağlamında muazzam bir kararlılık içinde olduğunu da açığa çıkıyor” diye belirtti.
 
‘Mücadeleyle çözüme zorlamanın yolu örgütlü ve mücadeleci kadın gerçeğinden geçiyor’
 
Xecê Başkalane son olarak şunları paylaştı: “Özgürlük gerillalarının Bakur’dan çekilmesi hamlesi ilk etapta derin bir duygusal atmosferin oluşmasına, bu halkın bir evladı olarak yakın duygu ve his bağının olması sebebiyle ağır bir ayrılık ve hüznün çökmesine yol açıyor. Ama sonuçta Önder Apo’nun yol gösteriminde ve Kürt halkının bölgedeki tüm halkların özgürlüğü ve kurtuluşu uğrunda atılmış bir adım gerçekleştirilmiştir. Bu hamle biz kadınların inşanın temel gücü olmamız sebebiyle yükünü katlamıştır ve daha bir duyarlılık ve örgütlenme seferberliği içine girmemizi gerektiriyor. Bu yönüyle yarım asırlık özgürlük neferlerinin halk gerçekliğimizde yarattığı bilinç, ruh, duygu ve yeni yaşam kültürünü yeni yaratıcı yaklaşımlarla dönemin mücadele stratejisi olan siyasal mücadele temelinde zafere taşımak biz kadınların esas gündemi olacaktır. Karşı muhatap olan Türkiye’nin bu hamleden sonra siyasi ve hukuki adımlar atması dışında dayanacağı hiç bir argümanı ve gerekçesi kalmamıştır. Fakat demokrasi mücadelesi dışında da böyle bir zemine gelmeyeceğini bilerek onu bu mücadeleyle çözüme zorlamanın yolu örgütlü ve mücadeleci kadın gerçeğinden geçtiğini iyi bilmekteyiz.”