Fuhuşa karşı alanlara çıktılar: Adı geçenler cezalandırılmalı

  • 16:06 5 Aralık 2025
  • Güncel
DÊRSIM - Kentteki fuhuş ağına karşı yapılan açıklamada, kadınların özel savaş politikalarının hedefinde olduğu, bu ağda adı geçenlerin cezalandırılması istenilerek, sistemin halkın geleceğini yok etmeye dönük politikalar geliştirdiği belirtilen açıklamada, herkese tarihi sorumluluk çağrısı yapıldı. 
 
Dêrsim Kadın Platformu ile Dêrsim Emek ve Demokrasi Platformu, kentteki fuhuş ağına karşı Sanat Sokağın’nda yüzlerce kişi bir araya gelerek Yer altı Çarşısı Meydanına kitlesel yürüyüş gerçekleştirdi. “Dêrsim’de fuhuşa, çeteleşmeye, yozlaşmaya hayır” pankartının açıldığı yürüyüşte sık sık “Jin Jiyan Azadî”, “Dêrsim onurdur, onuruna sahip çık” sloganları attı.
 
Açıklamayı yapan KESK Haber-Sen Dêrsim İl Temsilcisi  Songül  Yıldız, Türkiye’nin uluslararası uyuşturucu ticaretinde bir transfer ülkesi haline geldiğini vurgulayarak, “Kaynağı belirsiz ‘kara paranın’ makbul sermayeye dönüştüğü,  çetelerin sokak ortasında birbirini infaz ettiği, yerli çetelerin türediği ve mafyacılığın neredeyse olağan olduğu bir dönemden geçiyoruz. Yoksulluk, geleceksizlik ve umutsuzluk kıskacında genç nüfus ya Avrupa’ya göç ediyor, ya intihara sürükleniyor ya da uyuşturucu bağımlılığı ile gerçeklikten kaçmaya çalışıyor. Ünlü güzellik merkezlerinin, sosyal medya fenomenlerinin kolay elde edilmiş illegal para ile yaşadıkları şatafatlı hayatları kör göze parmak sokarcasına sergilemeleri, kara para aklamanın açıkça cezasız bırakılması çalışmayı anlamsızlaştırıyor. Kolay para kazanma hevesini ise aynı oranda artırıyor” dedi.
 
Kadınlar özel savaş politikalarının hedefinde
 
Uzun yıllar yaşanan çatışmalı ortamla birlikte uygulanan özel savaş politikalarının, özellikle gençler ve kadınlar üzerinden toplumu yozlaştırmayı hedef aldığını aktaran Songül  Yıldız, “Kadınlar toplumun en direngen kesimi ve toplumun temel direğidir. Ülkenin içine girdiği ekonomik ve siyasal belirsizlik, kadınları da derinden etkiliyor. Ekonomik sorunlar, geçim derdi, en temel ihtiyaçların bile karşılanamaz hale gelişinin en büyük yükünü sırtlanan kadınlar, yoksulluk ve çaresizlik girdabında umutsuzluğa mahkum ediliyor. İlimizde genç nüfus işsizlikle, kadınlar ise hem ekonomik hem de toplumsal baskılarla mücadele etmek zorunda kalıyor. Bu durum, özellikle yalnız yaşayan, maddi zorluk çeken ya da aile desteği zayıf olan kadınları daha kolay çetelerin hedefi haline getiriyor. Son yıllarda derinleşen ekonomik kriz, kadınların bu grupların ağına düşmesini kolaylaştırıyor” ifadelerini kullandı.
 
‘Suçun üzeri kapatılıyor’
 
Songül Yıldız, iddiaların üzeri kapatıldığından dolayı suçu işleyen çetelerin halk içinde varlıklarını sürdürdüklerini dile getirerek, “Bazı kadınlar bağlantılarını koparamayıp çeteler tarafından şiddet, tehdit ve borçlandırma ile bu ağ içinde kalması sağlanıyor. Kadınlar işe alınma vaadiyle fuhuşa yönlendiriliyor. Yine üniversiteli genç kadınlar başta olmak üzere, şehirde yaşayan kadınlara şiddet ve tacize maruz kalıyor. Son günlerde, fuhuş operasyonu başlığı ile basına yansıyan haberleri hepimiz okumaktayız. Senelerdir ilimizde yapılanan fuhuş çetesinden bahsetmiş, özellikle üniversite öğrencilerini hedef alan bu yapının araştırılması için yetkilileri defalarca göreve çağırmıştık. Buna rağmen hiçbir adım atılmamış, iddialara ilişkin hiçbir araştırma yapılmamıştır. Mağdurların da korkup şikayetçi olmamasından dolayı bu çeteler hem kamu kurumlarında hemde halk içinde varlıklarını sürdürmüşlerdir” diye aktardı.
 
Dêrsim’de çetelenmiş yapı
 
Dêrsim’de kadınların çetelenmiş bir yapıyla fuhuşa sürüklendiğini söyleyen Songül  Yıldız, “Dêrsim, nüfusu küçük olmakla birlikte, uzun yıllardır güçlü bir güvenlik ve istihbarat altyapısına sahip bir il olarak bilinmektedir. Kolluk birimlerinin, istihbaratın ve askeri kurumların yoğun ve koordineli biçimde faaliyet gösterdiği bu kentte, organize bir suç faaliyeti olan fuhuş ağının ve hatta kamu görevlilerinin adının geçtiği iddia edilen ilişkiler, zincirinin uzun süre fark edilmemesi sıradan bir ihmal olarak açıklanamaz. Basına yansıyan iddialardan adeta çeteleşmiş bir yapıyla kadınların fuhşa sürüklendiği; bunun borçlandırma, iş vaadinde bulunma gibi yöntemler kullanılarak yapıldığı anlaşılmaktadır” diye belirtti.
 
‘Adı geçen kamu görevlileri cezalandırılmalı’
 
Songül Yıldız, sistemin halkı, inançlarından ve kimliğinden koparması için elinden gelen her şeyi yaptığını belirterek, “Kadınların ekonomik ve toplumsal dezavantajlarını fırsat bilip, kamu kurumları içerisindeki nüfuz kullanılarak kadınların fuhşa sürüklendiği iddiaları son derece vahimdir. Öncelikle kamu görevlisi olan, kamu kurumları nezdinde nereden kaynaklandığı şaibeli olan nüfuzunu kadınları fuhşa sürüklemek maksadıyla kullananlar tespit edilmeli, eğer varsa kamu görevinden alınmalı ve cezalandırılmalıdır. Ancak biliyoruz ki, yalnızca kamu görevlileri ile sınırlı olmayan ve yerel halktan da pek çok ismin zikredildiği bu fuhuş çetesi ve benzeri yapılar, yalnızca kamu görevlilerinin cezalandırılması ile yok edilemez. Adı geçen fuhuş çetesinde pek çok yerli isim zikrediliyor” ifadelerini kullandı.
 
‘Karanlığı birlikte dağıtabiliriz’
 
Yaşanan ve yaşatılılacak tüm sorunlar için birlik ve dayanışma çağrısı yapan Songül  Yıldız devamında şunları söyledi: “İnancımız gereği, düşüncelerimiz gereği, birbirimizi sahiplenmek, ve zorda olanın yanında olmak zorundayız. Aynı zamanda Bu şehirde kirli emellerine göre at koşturmak isteyenler toplumun  çözülüp zayıflaması için elinden geleni yapıyor.  Bu düşkünlere karşı hep birlikte mücadele etmeliyiz geleceğimize ve gençliğimize sahip çıkmalıyız. Fuhuş, uyuşturucu, çeteleşme ve bireysel silahlanma geleceğimizi yok ediyor. Kentimizde yaygınlaştırılmaya çalışılan uyuşturucu ve fuhuşa karşı kamu kurumları, sivil toplum örgütlerini ve duyarlı halkımızı ortak mücadele etmeye çağırıyoruz. Gençliğimizi ve toplumsal yapımızın korunması için tüm kişi ve kurumlara tarihi bir sorumluluk düştüğünü hatırlatmak istiyoruz. Bir çağrımızda fuhuş karanlığına itilmek istenen, yaşadığı tacize ve baskıya korktuğu için ses çıkaramayan kadınlara...Bu çürümüşlüğe mecbur değilsiniz, bu kentin demokrasi güçleri ve biz kadınlar yanınızdayız! Bir arada mücadele ettiğimiz sürece bize dayatılan bu karanlığı dağıtabiliriz!”
 
Açıklama, alkış ve sloganlarla son buldu.