‘Umut ve Özgürlük’ mitinginde buluşma çağrısı
- 09:07 18 Aralık 2025
- Güncel
Rabia Önver – Pelşin Çetinkaya
AMED – ÖHD Eş Genel Başkanı Ekin Yeter Moray, 4 Ocak’ta Amed’de düzenlenecek “Umut ve Özgürlük” mitinginin, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan için uygulanması gereken umut hakkının hayata geçirilmesi, Barış ve Demokratik Toplum Süreci’nin güçlendirilmesi açısından kritik bir eşik olduğunu vurguladı. Ekin Yeter Moray, tüm halk bileşenlerini mitinge güçlü katılmaya çağırdı.
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat’ta yapmış olduğu “Barış ve demokratik toplum” çağrısı ile başta Kürt halkı olmak üzere tüm halklar için yeni bir süreç başladı. Yapılan açıklamadan sonra bir yandan tarihî gelişmeler yaşanırken, bir yandan da sürecin baş müzakerecisi olan Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a uygulanan tecrit hâlâ devam ediyor. Neredeyse dünyanın birçok yerinde Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan için özgürlük sesleri yükselirken ve yine hem Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararları ve evrensel hukuk gereği hem de Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin değerlendirmeleri gereği Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan için “umut hakkı”nın uygulanması gerekirken, Türkiye’de tüm bu kararlara rağmen hâlâ bir adım atılmış değil. Tüm bunlar yaşanırken başta Kürt halkı olmak üzere birçok noktada Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğü için eylem ve etkinlikler gerçekleştiriliyor. Bunlardan biri de 4 Ocak’ta gerçekleştirilecek olan kitlesel miting. Demokratik Kurumlar Platformu (DEKUP) tarafından Amed’de “Umut ve Özgürlük” mitingi gerçekleştirilecek. Gerçekleştirilecek mitingin deklarasyonu ise dün Cemil Paşa Konağı’nda açıklandı. Büyük ilgi ve katılımın olduğu açıklama sonrası platform çalışmalara başladı.
Mitingin önemine vurgu yapan Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) Eş Genel Başkanı Ekin Yeter Moray, konuya ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Demokratik kurumların ortak talebi: Umut hakkı
“Umut hakkı”nın Kürdistan, Türkiye ve Avrupa’da yürütülen ortak mücadelenin gündemi olduğunu belirten Ekin Yeter Moray, “Umut Hakkı’yla ilgili uzun zamandır aslında hem hukukçular tarafından hem de gençlerden, kadınlardan, bir bütün olarak demokratik kurumlardan Türkiye, Kürdistan ve Avrupa’da yürütülen bir süreç söz konusu. Sayın Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü noktasında yürütülen mücadele ve bunun elbette ki hukuki boyutuyla ilgili de ‘umut hakkı’ uzun zamandır gündemimizdeydi. Umut Hakkı’na bakıldığında Sayın Öcalan’ın avukatları tarafından AİHM’e başvuru yapılması ve devamında ağırlaştırılmış müebbet infaz rejiminin AİHM tarafından ihlal kararıyla sonuçlandırılmasıyla birlikte tüm kesimlerin gündemine giren bir kavram” dedi.
‘Eşitler arası bir müzakerenin yürütülmesi gerekiyor’
Ekin Yeter Moray, “umut hakkı”nın Barış ve Demokratik Toplum Süreci ile daha büyük anlam kazandığını dile getirerek, “Aslında bu, sadece Sayın Öcalan ile sınırlı değil. Birçok politik tutsakla ilgili de ağırlaştırılmış müebbet infaz rejiminin bir hak ihlali olduğu yönünde kararlar söz konusu oldu. İşkence ve kötü muamele yasağına aykırılıklar içerdiğine dair kararlar da mevcut. Baktığımızda buna dair yürütülen çokça mücadele var ve özellikle Barış ve Demokratik Toplum Süreci’nde bu gündem daha fazla önem kazandı. Çünkü yürütülen diyalog sürecinin demokratik bir müzakere sürecine evrilebilmesi adına eşitler arası bir müzakerenin yürütülmesi gerekiyor” diye belirtti.
Umut hakkı ve demokratik diyalog sürecinin önemi
Umut hakkının sağlanmasının eşitler arası bir diyalog ortamı oluşturarak sürecin demokratik müzakereye evrilmesine katkı sunacağını söyleyen Ekin Yeter Moray, “Umut hakkı bu noktada Sayın Öcalan’ın hem çalışma koşullarına hem hukukçularla, akademisyenlerle, gazetecilerle buluşabileceği, kurumlarla görüşebileceği koşulların oluşması bakımından büyük bir önem arz ediyor. Umut hakkı sağlanırsa, eşitler arası koşulların yani diyalog sürecinin demokratik müzakere sürecine evrilebileceğini söyleyebiliriz. Bu kapsamda yürütülen hukuki mücadele elbette ki çok önemli. Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin bu noktada yürüttüğü denetim süreci de çok önemli. Bu denetim süreciyle birlikte, geçtiğimiz aylardaki oturumlarda Meclis kapsamında oluşturulan komisyona da büyük bir misyon biçildi. Umut hakkı da bahsettiğimiz bu komisyonun önüne bir çalışma olarak konulmuş oldu. Türkiye’nin tarafı olduğu bir sözleşmenin uygulanıp uygulanmadığını denetleyen uluslararası bir makam tarafından bu süreç yürütüldü” ifadelerini kullandı.
Barış için somut adımlar
Ekin Yeter Moray, süreçte herkesin büyük sorumluluklar taşıdığını aktararak, “Yürütülen bu denetim prosedürü kapsamında hem Meclis komisyonuna biçilen rol ve misyonun yerine getirilmesi hem de umut hakkı kararı konusunun derhal Meclis komisyonunun ilk gündemine alınarak, bu konuda ağırlaştırılmış müebbet infaz rejiminin değiştirilmesi için somut çalışma yürütülmesi, adım atılması, infaz kanununda bu kapsamda değişiklikler gerçekleştirilmesi; aynı zamanda barış ve demokratik toplum sürecinin ilerletilebilmesi için Türkiye ve Kürdistan’da yaşayan bütün halkların, kimliklerin, inançların, ekolojinin ve cinsiyetlerin bir arada eşit ve özgür bir şekilde yaşayabileceği onurlu bir barışı ve demokratik bir toplumu inşa edebilmek açısından önümüzdeki en önemli başlıklardan biri olarak duruyor” diye aktardı.
Demokratik mücadeleye öz eleştiri
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın süreci tıkayan uygulamaların ortadan kaldırılması gerektiğini açıkça dile getirdiğini kaydeden Ekin Yeter Moray, “Sayın Öcalan da zaten avukatlarıyla yapmış olduğu görüşmede bu engellerin kaldırılması gerektiğini, bu tür uygulamaların sürecin önünü tıkayan uygulamalar olduğunu net bir şekilde ifade etmişti. Elbette ki bu tür çalışmalar, bütün demokratik kurumların umut hakkı konusunda vermiş olduğu bir öz eleştiri niteliğindedir. Çünkü her ne kadar çok yönlü bir mücadele, kampanyalar, yürüyüşler ve basın açıklamaları gerçekleştirilmiş olsa da bu noktada binleri, milyonları bir arada sokağa çıkaran ve umut hakkı uygulansın talebini en kitlesel biçimde ortaya koyan çok sayıda eylem ve etkinlik gerçekleştirilemedi” diye belirtti.
Barış ve demokratik toplum için meydanlardan ‘umut hakkı’ çağrısı
Ekin Yeter Moray, bugüne kadar gerçekleştirilen etkinlik ve eylemlerin son derece kıymetli olduğunu, bu çalışmaların barış ve demokratik toplum sürecini daha geniş kesimlere yaydığını vurgulayarak, “Mevcut eylem ve etkinlikler çok kıymetliydi. Bu çalışmalarla barış ve demokratik toplum sürecini daha fazla toplumsallaştırmış oluyoruz. Bu talebi genciyle, kadınıyla, hukukçusuyla, siyasetçisiyle, gazetecisiyle hep birlikte meydanlardan ifade ettiğimizde, bunun sürecin önündeki engelleri aşma konusunda önemli bir imkân sunduğunu görüyoruz. Bu miting bu yüzden önemli. Tüm halk bileşenlerinin kendini en güçlü şekilde örgütleyip bu mitinge katılım sağlaması ve umut hakkı uygulansın talebini hem hukuki hem de toplumsal vicdan açısından en güçlü biçimde dile getirmesi gerekiyor” dedi.







