‘Zulme karşı direniş inanılmaz büyüyor’
- 09:25 12 Mayıs 2024
- Güncel
WAN - 15 Mayıs Kürt Dil Bayramı'nın yaklaşırken, Kürtçe'ye yönelik baskı ve yasaklamalara ilişkin konuşan Kürt yazar Gulîstan Kanîreş, “Evet, zulüm artıyor ama zulüm arttıkça direniş de inanılmaz büyüyor” dedi.
Türkiye Cumhuriyeti tarihinde iktidarlar değişmiş olsa da Kürt dili ve kültürüne yönelik inkar ve imha politikaları hiçbir zaman değişmedi. AKP’nin 22 yıllık milliyetçi, tekçi ve asimilasyoncu politikaları da var olan inkar ve imha düzenine paralel olarak ilerliyor. Kürt inkarı kapsamında Kurdistan’da son 8 yıldır atanan kayyımlar da çalışmaya ilk olarak Kürtçe kreş, eğitim ve kültür alanlarını kapatarak başladı. Kürtçeye dair tek bir tabelaya dahi tahammül etmeyen kayyım yönetimi kreş ve kültür evlerinde mehter marşı çalarak buraları kuran kursuna çevirdi. Kayyımların gelmesiyle yaptıkları ilk işin Kürtçe tabelaları kaldırmak olması Kürt diline yönelik tahammülsüzlüğü açıkça gözler önüne serdi. Sadece dile yönelik değil, Kürt kültürüne, sanatına, tarihine karşı büyük bir saldırı içerisinde olan iktidarın tüm yasaklamaları, asimilasyon ve imha politikalarına rağmen Kürtçe yazılı eserler de artıyor.
Kürt dili alanında kadın yazarların da sayısının giderek arttığı günümüzde birçok yazılı eseriyle direnen Yazar Gulîstan Kanîreş, Kürt diline yönelik saldırı ve buna karşı mücadelenin de paralel olarak büyüdüğünü belirtti.
‘Kürt halkı olarak daha fazla direneceğiz’
Sadece Kürtçe diline değil, Kürt halkına özgü her şeyin hatta Kürtçe isimlerin bile her zaman işgal ve zulüm altında olduğuna dikkat çeken Gulîstan, Kürt halkının artık bilinçlendiğini belirtirken “Kürt halkı asla ne kültüründen ne dilinden vazgeçmiyor. Onlar ne kadar saldırırsa bizler Kürt halkı olarak daha fazla direneceğiz. Bu sebepten kimse dilimizi ve kültürümüzü ezemez” dedi
‘Tarih ve kültürümüz köklüdür’
Kürt kültürünün ve tarihinin bu kadar zengin, köklü olması ve Kurdistan’ın böylesi uzun ve derin bir tarihe sahip olması nedeniyle iktidarın rahatsız olduğunu söyleyen Gulîstan, “Onlar da biliyorlar bu tarih ve kültür köklüdür, bitirilemez. Bu zulüm de bu sebepten dolayı var. Onlar çok iyi biliyorlar ki bizim kültürümüz, dilimiz, tarihimizi bitirirlerse aslında bizi de bitirmiş olurlar” ifadelerini kullandı.
‘Zulüm arttıkça direniş de büyüyor’
Kürtlerin her alanda kendi varlığı için direndiklerini vurgulayan Gulîstan, “Dil ve kültür açısından da özellikle son yıllarda çok sayıda kurum açıldı. Asimilasyona karşı çalışmalar yapılıyor. Bu çalışmalar ilerledikçe Kürtçe okuma yazma açısından da muazzam bir emek ve heyecan var. Evet, zulüm artıyor ama zulüm arttıkça direniş de inanılmaz büyüyor. Bu sebepten Kürt diline yönelik büyük bir sahiplenme var” şeklinde konuştu.
‘Kürt yazarlar halkın mücadelesinin aynasıdır’
Bütün Kürt halkının direnmeden, mücadele etmeden başarıya ulaşılamayacağını çok iyi bildiğini belirten Gulîstan, “Bütün Kürt yazarlar, akademisyenler, liderler halkın ve halkın mücadelesinin aynasıdır. Herkes kendini sorumlu görmelidir. Sadece yazar ve akademisyenler değil tüm halk dilinden ve kültüründen sorumludur. Yazarlar ve akademisyenler dil açısından halka sadece öncülük edebilirler. Bu kadim köklü ve tarihi dili, bu uzun ve görkemli mücadeleyi sahiplenmek gerekiyor. Dilimiz hiçbir zaman yok olmamalı bu hepimizin omuzlarında bir yük olmalıdır” mesajını verdi.
‘Dilimizi kaybedersek biz de kayboluruz’
Son olarak bir Kürt yazar ve Kürt kadını olarak değil de sadece bir Kürt ferdi olarak dilimiz ve kültürümüzü kaybedersek halk da kaybolur diyen Gulîstan, “İnsan diliyle, sanatıyla, kültürüyle ancak yaşayabilir. Özellikle tüm Kürt gençleri, yazarları, kadınları olarak nerede olursak olalım dilimize sahip çıkalım. Sahip çıkmak sadece söylemde kalmamalı, keskin bir tutumla sahip çıkalım. Okumada, yazmada yani her anlamda sadece biz değil çevremizdeki herkese dilimizi sevdirelim” çağrısında bulundu.