Tahliye edilen Nurhayat Altun: Yaşamı esas aldık!

  • 09:07 16 Mayıs 2024
  • Güncel
 
Elfazi Toral
 
İSTANBUL - Cezaevinde 7 yıl 5 ay kaldıktan sonra dün tahliye edilen Dêrsim Belediye eski Eşbaşkanı Nurhayat Altun, “Cezaevinde kadın yoldaşlarımla birlikte hep yaşamı esas aldık. Üzerimizde uygulanan tecrit ve baskı politikalarına karşı hep güçlü bir duruş güçlü bir irade çabası içerisinde olduk” ifadelerini kullandı ve tutsakların yanında olmaya topyekun bir duruş sergilemenin ihtiyaç olduğunun altını çizdi. 
 
2014 yılında Dêrsim Belediye Eşbaşkanı olarak seçilen ve 17 Kasım 2016’da yerine kayyım atanarak tutuklanan Nurhayat Altun, dün tutsak bulunduğu Kocaeli 1 No'lu F Tipi Kapalı Cezaevi'nden tahliye edildi. Cezaevinden 7 yıl 5 aylık tutsaklık süresinin ardından çıkan Nurhayat, JINNEWS’e konuştu. 
 
Bir yandan burukluk bir yandan mutluluk
 
Yıllardır her tutsak gibi dört duvar arasında yaşam sürdürdüğünü söyleyen Nurhayat, bir yandan dışarı çıkmanın mutluluğunu yaşarken bir yandan da geride bıraktığı arkadaşlarının özlemi ve üzüntüsünü yaşadığını dile getirdi. “Ne sevinebiliyorum ne de üzülebiliyorum arafta gibi bir şey” diyen Nurhayat, “Ancak nerede olursak olalım hangi koşullarda olursak olalım her zaman zihnimiz özgürdür” dedi. Cezaevinde tutsakların iradelerinin kırılmaya çalışıldığını kaydeden Nurhayat, kadın mücadelesi başta olmak üzere yürütülen her mücadeleye karşı bir saldırı söz konusu olduğunu vurguladı. 
 
Her yer mücadele alanı
 
Nurhayat, “Demokrasi, barış ve özgürlük mücadelesini veren kadınların bir kısmını seçip Kandıra gibi F Tipi Cezaevi'ne getirdiler. Bizler bütün bunların farkındayız. Onun için hem dışarıda hem de içeride her yer bizim için mücadele alanıdır. Kadınların bulunduğu her yerde kadın bilinci, kadın ruhu ile her yer mücadele alanıdır” şeklinde ifade etti.
 
‘Birlikte yaşamı esas aldık’
 
Kadınların olduğu yer yerde hem mücadele hem de yaşam alanları olduğuna dikkat çeken Nurhayat, bu anlam da cezaevinde her ikisini de bir arada yaşattıklarını aktardı. Cezaevi koşullarının giderek ağırlaştığına işaret eden Nurhayat şöyle dedi: “Üçer kişilik odalar bazen bire bazen de ikiye düşüyordu. Ama o birlikte yaşamı hep esas aldık. Üzerimizde uygulanan tecrit ve baskı politikalarına karşı biz güçlü bir duruş güçlü bir iradeyle bunun hep çabası içerisinde olduk. Hala da arkadaşlarımız bunun çabası içerisindeler. F, S, Y Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevleri inşa edildi. Artık inşa edecek harf kalmadı. Harf kalmadığı için de isimsiz cezaevleri inşa ediliyor. Geçmişte F Tipleri tabutluktu ama şu an tabutluğu aşan kuyular oluşturuldu. Tamamen mekanikleşen ve insanların iradesini kıran zor koşullar yaratılıyor.” 
 
‘Cezaevlerinde özgürlük mücadelesi veriliyor’
 
Cezaevlerinde sürdürülen tüm tecrit politikalarına rağmen tutsakların büyük bir direniş sergilediğini ifade eden Nurhayat, tutsakların her zamanki gibi iradelerini koruduğunu ve korumaya da devam ettiğini söyledi. Cezaevinde başlatılan eyleme de dikkat çeken Nurhayat, “İlk önce açlık grevi şimdi de iletişim ve görüşe çıkmama gibi bir direniş, duruş içindeler. Bir bütünen haksızlığa, adaletsizliğe, hukuksuzluğa karşı topyekun bir duruş önemlidir. Cezaevinde bulunan arkadaşlarımızın duruşuna sahip çıkılması gerekiyor. Cezaevinde bulunan ve neden orada tutulduğunu bilen her insan orayı özgürlük alanına çeviriyor. Onun için bir güç bir moralle yanlarında olmak gerekiyor. Benim buradan çağrımdır, cezaevleri yalnız bırakılmamalıdır. Her koşulda her şartta yanlarında olunmalıdır. Arkadaşlar en zor koşullarda bir şeyler yapmaya çalışıyorlar. İnsanlık mücadelesi veriliyor. Cezaevinde sürdürülen adaletsizliğe dur demek gerekiyor” dedi.