İmralı tecridine karşı ÖHD, İstanbul Barosu'na başvuru yaptı
- 17:23 11 Temmuz 2024
- Hukuk
İSTANBUL - ÖHD, İmralı’daki tecride karşı harekete geçmesi için İstanbul Barosu'na başvuru yaptı. Başvurunun ardından konuşan ÖHD İstanbul Şube Eşbaşkanı Eda Önal, Türkiye Barolar Birliği ve tüm baroları tekrar göreve davet etti.
Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) İstanbul şubesi, İmralı Adası’nda bulunan PKK Lideri Abdullah Öcalan, Hamili Yıldırım, Ömer Hayri Konar ve Veysi Aktaş üzerindeki tecride dair harekete geçmesi için İstanbul Barosu'na başvuru gerçekleştirdi. Başvurunun ardından İstanbul Barosu'nda basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamayı avukatlar adına ÖHD İstanbul Şube Eşbaşkanı Eda Önal okudu.
‘Görüşme hakkının engellenmesinin hukuki bir izahı yok’
İmralı Cezaevi'nden 3 yıldır hiçbir haber alınamadığını belirterek konuşmasına başlayan Eda, Hamili Yıldırım, Ömer Hayri Konar ve Veysi Aktaş’ın 2015 yılından bu yana her hafta yapılan başvurulara rağmen avukatlarıyla bir kez dahi görüştürülmediği Abdullah Öcalan’ın da görüşme hakkının 5 yıldır engellendiği ifade edildi. Eda, “Sayın Öcalan 27 Temmuz 2011’deki avukat görüşmesinden sonra avukatlarıyla hiçbir şekilde görüştürülmemiş ve 8 Kasım 2018 tarihinde tutuklu HDP milletvekili Leyla Güven ve binlerce siyasi tutsağın süresiz ve dönüşümsüz açlık grevine başlamaları neticesinde, İmralı’da uygulanan mutlak tecritte bir gedik açılmış ve yaklaşık 8 yıl sonra ilki 2 Mayıs 2019 sonuncusu ise 7 Ağustos 2019 tarihleri olmak üzere Sayın Öcalan ile beş kez avukat görüşü gerçekleştirilmiştir. Ulusal ve uluslararası mevzuat gereği, mahpusun avukatı ile görüşme hakkının bu denli engellenmesinin hukuki bir izahı olmayıp, bu istisna halinin yasal olmadığı herkesçe bilinmektedir. İmralı’nın mevcut hukuk sisteminde bir kara delik olarak kullanıldığı, mutlak tecrit ile kendini gösteren bu hukuk dışılığın dünyada eşi ve benzerinin olmadığı ortadadır” diyerek İmralı’da uygulanan ağır tecrit politikasına değindi.
Sayısız başvuru cevapsız
Tecridin aynı zamanda Kürt sorununda çözümsüzlük anlamına geldiğini belirten Eda, tecride karşı bugüne kadar çeşitli girişimlerde bulunduklarını dile getirdi. Eda, “2021 yılı Mayıs ayında tecride karşı kampanya ile içerisinde çeşitli kurum ve farklı barolardan hukukçunun yer aldığı 768 meslektaşımızın imzasıyla basına açıklama yaptık. Bundan kısa bir süre sonra ÇHD, İHD, CİSST, TİHV, TOHAV gibi kurumlarla birlikte tecridin sona erdirilmesi amacıyla Avrupa Konseyi İşkenceyi Önleme Komitesi'ne (CPT) ortak başvuru yaptık. Eş Genel Başkanlarımız, hem tecridi konuşmak hem de İmralı’da avukat görüşmesi gerçekleştirebilmek için Adalet Bakanlığı'na başvuruda bulundular. Bizim de üyesi olduğumuz ve Avrupa’nın en büyük üç hukuk örgütü olan ELDH, AED ve Lawyers for Lawyers; 5 Nisan 2022’de avukatlar günü vesilesiyle tecride karşı harekete geçilmesi ve İmralı’ya bir ziyaret gerçekleştirmesi amacıyla CPT’ye başvuru yaparak kamuoyu ile paylaştılar. Son olarak ocak 2024’te bin 330 avukat ile Adalet Bakanlığı'na, haksız avukat görüşü engelinin kaldırılması yönünde başvuruda bulunmuştuk. Ancak üzerinden bunca zaman geçmesine rağmen olumlu hiçbir adım atılmamış ve başvurularımıza herhangi bir cevap verilmemiştir” sözlerini kullandı.
‘Türkiye Barolar Birliği ve tüm baroları tekrar göreve davet ediyoruz’
Eda son olarak şu ifadeleri kullandı: “Kürt sorununun demokratik ve barışçıl yollarla çözümü için hazır olduğunu her fırsatta ortaya koyan Sayın Öcalan ve İmralı’da tutulan üç tutsağa uygulanan mutlak tecride ve avukat yasağına karşı bundan sonra da meşru hukuk mücadelemizi kararlılıkla sürdürmek adına; İmralı Ada Hapishanesi'nde bulunan Sayın Abdullah Öcalan, Hamili Yıldırım, Ömer Hayri Konar ve Veysi Aktaş’ a uygulanan ağır tecrit koşullarının sona erdirilmesi, avukat görüş yasağının kaldırılması, müvekkillerin iç hukuk ve uluslararası mevzuattan kaynaklanan haklarının temini ile avukatlık görevinin yerine getirilmesi amacıyla bu kez bağlı bulunduğumuz İstanbul Barosu’na görevini hatırlatıyoruz. Uzun yıllardır hapishanede tutulan ve avukatlarıyla görüştürülmeyen Sayın Abdullah Öcalan, Hamili Yıldırım, Ömer Hayri Konar ve Veysi Aktaş’ın, avukatları tarafından süreç içerisinde yapılan tüm hukuki girişimlerin sonuçsuz kaldığı, yerel ve uluslararası insan hakları kurumları, hukuk örgütleri ve sivil toplum kuruluşlarının konuya ilişkin girişimlerinden sonuç alınamadığı ve son olarak bin 330 avukat tarafından Adalet Bakanlığı’na yapılan başvuruya da herhangi bir yanıt verilmediği göz önünde bulundurulduğunda, avukatlık görevinin ifasını ve müvekkillerin adil yargılanma haklarını temini amacıyla, Türkiye Barolar Birliği ve tüm baroları tekrar göreve davet ediyoruz.”