Rozerin Gültekin

 

AMED - Pîran’ın Sersiya Mahallesi’nde bir aydır elektriksiz ve susuz kalan yurttaşlar, duruma tepki göstererek, “Onlar nasıl kendilerine oy arıyorsa biz de hakkımızı arıyoruz” dedi.

 

Amed'in Pîran (Dicle) ilçesinde bulunan 70 haneli Sersiya (Gündüz) Mahallesi’ndeki trafonun bir parçasının arızalı olduğu gerekçesiyle sökülerek götürülmesinden ve yaklaşık bir aydır getirilmemesinden dolayı yurttaşlar, elektriksiz ve susuz kaldı. Mahallede su ihtiyaçlarını elektrikle çalışan dinamo sistemiyle karşıladıklarından dolayı susuz da kalan yurttaşlara günlerdir bilgi verilmiyor. Çok sayıda hasta ve engellinin bulunduğu mahallede halk yaşamını sürdürmekte sorun yaşıyor.  

 

Mahallede yaşayan kadınlar, yaşadıkları soruna dair JINNEWS’e konuştu.

 

‘Bir damla su yok’

 

Günler elektriksiz kalmalarını “rezillik” olarak tanımlayan Fatma Yaşar, “Elektrik yok, su yok, rezil durumdayız. Bir yemek bile hazırlayamıyoruz kendimize. Hastalıklarım var bu şekilde idare edemiyorum. Biz neden kesildiğini bilmiyoruz. Trafoyu geri getireceklerini söyleyerek götürdüler ama geri getirmediler. Elektriğin gelmesini, bu durumdan kurtulmak istiyorum. Başımızı yıkamak için bir damla su yok. Eski zamanlardaki gibi leğende başımızı yıkıyoruz. Eşim yatalak hasta. Aynı zamanda köyde çok sayıda hasta var. Erdoğan eğer kendi elektriğini kesebiliyorsa bizimkini de kessin. Bütün Türkiye’de elektriği kesebiliyorlarsa buranında elektriğini kessinler. Ne hakları var bizim elektriğimizi kesmeye” diye sordu.

 

‘Cihaza bağlı hastalar var’

 

Çocuklarının öğrenci olduğunu ve elektrik olmadığı için zorluk yaşadıklarını aktaran Ayşe Ket, “Bu yaşadıklarımız adalet değil. Herkese çağrı yapıyorum, bizi görün.  Biz Kürt olduğumuz için, dilimiz yüzünden böyle yapıyorlar. Birçok hasta var köyde cihaza bağlı. Biz kendi elektriğimizi kendimiz getirsek o zaman devlet niye var. Onlar nasıl kendilerine oy arıyorsa biz de hakkımızı arıyoruz. Bugün bize su, elektrik lazım başka zaman gelip size bir şeyler yapacağız demesinler. Biz hangi çağda yaşıyoruz. Ömrümüz rezillikle geçti” ifadelerini kullandı.

 

 

‘Devletin bize karı yok, zararı var’

 

Bazı evlere 25 bin-35 bin lira kaçak elektrik cezası kesildiğini, ancak kaçak tespiti için inceleme talep ettiklerinde inceleme yapılmadığını kaydeden Hatice Yaşar da kendilerine konuya dair açıklama yapılmadığını ekledi. Hatice, “Dicle merkeze gidip trafoyu getirmelerini istedik ama kaçak için bakılacağını söylediler ama kimse gelmedi. Kuyudan su taşıyorduk bugüne kadar ama kuyudaki su da bitti. Yaşamımızı sürdüremiyoruz. Devletten bir şey istemiyoruz, zaten yapmıyor. Biz sadece elektriğimizi istiyoruz. Devletin bize karı yok, zararı var. Bu onların rezilliği bizim değil” diyerek yaşadıklarını dile getirdi.

 

‘Biz kadınların yükü arttı’

 

Evinde iki tane engellinin olduğunu söyleyen Gurbet Yaşar, suyun ve elektriğin olmamasından dolayı her seferinde evdeki engellileri sırtında taşıyarak ateş yaktıkları yere götürdüklerini belirtti. Artık sorunun çözülmesini isteyen Gurbet, “Türkiye’de hiçbir yerin değil, sadece buranın elektriğini kesmişler. Bize hakaret ediyorlar. Hayvanlarımıza bakamıyoruz. Onlar da aç, susuz. Bizim borcumuz yok, bir şeyimiz yok ama ‘Trafoyu getirmiyoruz’ diyorlar. Bir aydır elektriğimiz yok. Bu zamana kadar hiç böyle bir şey olmamıştı. Biz kadınların yükü arttı. Kıyafetlerimizi, her şeyi elimizde yıkıyorduk. Oyumuzu onlara vermiyoruz, Kürtlere veriyoruz diye böyle yapıyorlar” şeklinde konuştu.

 

‘Kimse çocuğunu kuyu suyuyla yıkıyor mu?’

 

Bir diğer mahalleli Gülsüm Yaşar ise yaşadıkları sorun karşısında tepkisini şu sözlerle paylaştı: “Önceden elektrik olunca evde fırında ekmeğimizi yapıyorduk ama şimdi yağmur bile olsa tandırda ekmek yapıyoruz. Mum ışığında yemek yiyoruz. Bütün her şeyi yaktığımız ateşin üzerinde pişiriyoruz. Suyumuz yok, kuyudan su çekiyoruz. Kimse çocuğunun başını kuyudan çıkardığı su ile yıkıyor mu?”