Dersim'in asırlık tanığı: Katliamı yapanlar hala yargılanmadı mı?
- 09:01 3 Mayıs 2022
- Güncel
Şirin Çınar
DERSİM - 101 yaşındaki Dersim Katliamı tanığı Yemuş, üzerinden yıllar geçmesine rağmen katliamı bir an bile olsun unutmadıklarını söyleyerek, “İnsanların dilini, dinini ve kültürlerini yok etmeye çalıştılar” diyor ve ekliyor "Katliamı gerçekleştirenler hala yargılanmadı mı?"
Tarihi katliamlarla dolu olan Türkiye’nin bu anlamıyla en karanlık sayfalarından biri 1937-38 yıllarına ait. “Dersim Soykırımı” Türkiye tarihinin en büyük katliamlarından biri 1937-38 yılları arasında Dersim’de yaşandı. Tarihe ‘Dersim Katliamı’ olarak geçen katliamın üzerinden 85 yıl geçti. Resmi verilere göre 1937-1938 yıllarında Dersim'de 13 bin 160 yaşlı, kadın, çocuk, bebek ve genç demeden 6 bin 868 kişi katledildi. Resmi olmayan verilere göre ise köylerde, derelerde, mağaralarda ve evlerde 70 bine yakın insan bombalanarak, kimyasal silahlar kullanılarak, yakılarak, uçurumlardan atılarak katledilirken, binlerce insan da sürgün edildi. Katliamdan kurtulan çocuk ve kadınlar ise ailelerinden alınarak askerlere evlatlık olarak verildi. Dersim'in "kayıp kızlarından" ise hiç haber alınamadı.
Katliam tanığı görevli: Anlatamam, korkarım
Dersim katliamı tanığı olan ve o dönem Elazığ 4. Umum Müfettişliği’nde görevli olan Mehmet Ali Doğaner’in yıllar sonra dile getirdiği “Ben görmedim ama biliyorum. Yalan söyleyecek halimiz yok. Kadın çoluk çocuk ölmüştür yalan değil. Hem de öyle öldürme de değil. Kurşuna dizildiler hepsi. Miktarını veremem. Kaçanlar, kurtulanlar kurtuldu. Bir kısmı, Konya, Kayseri gibi Orta Anadolu'nun köylerine sürgün edildi. Sonra devlet af çıkardı, isteyenler memleketlerine döndü" anlatımları kadın ve çocukların nasıl katledildiğini resmi ağızlarca da ortaya konmasıydı. Aynı kişinin, yaşananları kastederek başkaca bilgi veremeyeceğini söyleyerek “Anlatamam, çünkü çekinirim, korkarım” ifadesi ise Dersim Katliamı’nda yaşananların boyutunu ve gerçeklerin gün yüzüne çıkarılmayı beklediğini ortaya koyar nitelikteydi.
85 yıl geçti hala yüzleşilmedi
Katliamın üzerinden 85 yıl geçmesine rağmen yaşanan acılara, travmalara karşın devlet nezdinde katliama ilişkin tek bir yüzleşme adımı atılmadı. Katliamın canlı tanıklarının birçoğu yaşamını yitirirken, katliamdan geriye kalan sayılı tanıklar ise belleklerinde yer edinen acıyla yaşamını sürdürüyor. Bu tanıklardan biri de Dersim’in Hozat ilçesine bağlı Baxtarin köyünde doğan 101 yaşındaki Yemuş Bakıray.
‘İnsanların dilini, dinini ve kültürlerini yok etmeye çalıştılar’
Dersim Katliamı’nın sayılı tanıklarından biri olan Yemuş, katliam gerçekleştirildiği esnada 10 yaşındadır. Katliamda ailesinden 4 kişinin yaşamını yitirdiğini dile getiren Yemuş, “Ben bu 38 katliamını kaç defa anlattım. Katliamı gerçekleştirenler hala yargılanmadı mı” diye soruyor. Katliam sırasında Kürt olan herkesin toplatılarak meydana getirildiğini söyleyen Yemuş, tanık olduğu anları şu sözlerle anlatıyor: “Düşmanlar ata yüklediği tüfeklerle buraya gelerek çadır kurdu. Çadırlarını kurduktan sonra 3 gün 3 gece katliam yaptılar. Topladıkları insanların bazılarını idam ederek katlettiler. Topladıkları kadın ve çocukları da tecavüz ederek öldürdüler. Bazılarını da sürgüne gönderdiler. Sürgünle beraber küçükleri bir yere, büyükleri de başka yere sürgün ettiler. Bu şekilde insanların dilini, dinini ve kültürünü yok etmek istediler.”
‘Kimse katliam yapılacağını anlamadı’
“Katliam yapacaklarını kimse anlamadı” diyen Yemuş, buna karşı düşmanın ise katliam yapacağı yerleri önceden belirleyerek hazırlıklı geldiğini dile getiriyor. Katliam öncesi evlere yapılan baskınlarla bütün kesici aletlerin toplandığını anlatan Yemuş, “İnsanlar korkudan ‘Neden eşyalarımızı aldılar’ dahi diyemedi. Sonra bize ‘Her şeyinizi toplayın! Sizi güzel bir yere göndereceğiz’ dediler. Bu şekilde insanları kandırarak ellerine ve ayaklarını zincir vurup Beyaz Dağ’a doğru götürdüler. Götürdükleri bütün insanları orada katlettiler. Bazılarını da Robariya Koni’ye götürerek katlettiler” diyor.
‘Herkesi ayrı ayrı katlettiler’
Yemuş, birçok insanın ağır makineli tüfeklerle katledildiğini belirtirken, geriye kalanların ise kayalıklardan dereye atılarak katledildiğini ifade ediyor. Katliamdan sadece maddi açıdan durumu iyi olan insanların kurtulduğunu kaydeden Yemuş, “Ağır makineleri kurarak kadın, çocuk ve erkekleri ayrı ayrı katlettiler. Diğer yandan hangi köyün fermanını verirlerse oraya gidip insanları katledip, sürgün ettiler. Katliamdan ise okul okumak için şehirlere giden çocuklar kurtuldu” sözlerine yer veriyor.
Ormana saklanarak kurtuldular
Yemuş, çok sayıda insanın da katliamdan kurtulmak için mağaralara ve derelere sığındığını söylüyor. “Katliamdan kurtulmak için gündüzleri ormana, geceleri ise eve gidiyorduk” diyen Yemuş, kendilerinin de ormana sığınarak katliamdan kurtulabildiklerini paylaşıyor. Yemuş, şöyle devam ediyor: “Askerler ormana girmeye korkuyordu. Katliamdan kurtulmak isteyen insanlar da dereye girerek saklanmaya çalışıyordu. Dereye giren insanlar geri dönemeyince aileler dereye gidenleri merak etmeye başladı. İnsanlar dereye bakmaya gidince dereye saklanan bütün insanların katledildiğini gördüler. Derelaş’ta olan insanlar ise zehirli bombalarla katledildi.”
Üzerinden yıllar geçmesine rağmen katliamı bir an olsun unutmadıklarını söyleyen Yemuş, faillerin yargılanmamasına ilişkin ise “Gözümüz açık gidiyoruz bu dünyadan” diyor…