Direngen ruhlar karşısında faşizm diz çöktü

  • 09:08 6 Haziran 2023
  • Kadının Kaleminden
 
“İktidar ve avaneleri bilmelidir ki, örgütlü kötülük her zaman kaybettirir. Kürt kadın hareketi karşısında mutlak bir şekilde kaybeder, çünkü kadınların direngen ruhları karşısında faşizm her zaman diz çökmüş boyun eğmiştir.”
 
Leyla Tekoşin
 
Örgütlü kötülüğün ana merkezi olan Cumhur İttifakı, her türlü Ali Cengiz oyununu seçimlerde oynadı, vicdan ilkesini tanımayan duygusal zekaya sahip olmayan iktidar tehlikeli bir canavar makinesine dönüşmüş demokrasiye ve barışa açılan tüm yolları tıkamış kuru ve geleneksel bir hal almıştır, fakat ne yaparsa yapsın Kürt halkının ne iradesini kırabildi ne de oylarına sahip olabildi. 
 
Yıllardır Kürtlere kan kusturup 'kızılcık şerbeti içiyorlar bunlar' diyen iktidara Kürt halkı yine sandıkta geçit vermedi. Sistematik bir şekilde kendi kanallarıyla 'Kürtler boykot yapıyor' naraları attırıp Kürt iradesine yön vermeye çalıştılar ama bunda da başarılı olamadı ve Kürt seçmeni sandığa gitti.
 
Kadınlar alanlarda demokrasi mücadelesi vermekten geri çekilmeyip dayanışma içinde ‘kadın kadının yurdudur (ruhudur)’ ilkesiyle fedakarca rol aldı, özgürlük ve demokrasiyi haykırdı.
 
Toplumsal vicdandan uzak güç ilkesini eline alan iktidar bu süreçte Türkiye halklarının kurdu olmuş ve toplumu topyekün ayrıştırmaya götürmüştür. 
 
İktidar ve avaneleri bilmelidir ki, örgütlü kötülük her zaman kaybettirir. Kürt kadın hareketi karşısında mutlak bir şekilde kaybeder, çünkü kadınların direngen ruhları karşısında faşizm her zaman diz çökmüş boyun eğmiştir, tıpkı 1974 yılında idam sehpasında olan Leyla Kasım’ın Baas rejimine karşı  “Ey Reqib”i ( Hey Düşman) söylediği gibi ya da 80’lerde Sakine Cansız’ın Esat Oktay’ın suratına tükürmesi en büyük direniş örneklerinden biridir. Ve düşmanı kendi kötülüğüne mahkum etmiştir. 
 
Güç ve sermayenin dışında olan devasa kadın hareketi, vicdan ilkesiyle hareket etmiş kendini meşru gören aslında gayri meşru olan AKP’yi devrimci bir hamle ile Kürdistan’da ters yüz etmiştir. 
 
Her canlıda olduğu gibi evrenin her zerresinde atom altı parçacıklarında dahi öz savunma bir gerçekliktir. Ve bu Kürt kadın gerçeğine en yakın bir mekanizmadır. 
 
Bu kaotik süreci yine köklerinden aldığı direngen ruhla üzerinden ilk atacak kadınlardır ve öz savunmalarını yeni baştan örecekleri kaçınılmazdır.