
Doğanın gücüyle kanseri yendi, bahçesini üretime açtı
- 09:04 4 Ağustos 2025
- Emek/Ekonomi
Memihan Zeydan
WAN - Evinin bahçesinde çeşitli meyve ağaçlarının gölgesinde açtığı çay bahçesi ve içinde ürettiği doğal ürünlerle insanlara doğayla iç içe yeni bir hizmet alanı sunan Esra Özür, toprakla kurduğu bağın ardından kanseri yenmesiyle “Toprak şifadır, toprakla iç içe olmak beni çok mutlu ediyor” tespitinde bulundu.
Yaşamın her alanında var oldukları gibi bulundukları her yeri değiştirip dönüştüren kadınlar, üretimde de oldukça etkili. Kendilerine sunulan alanla sınırlı kalmayan kadınlar, genişlettikleri alanlarda üretmeyi esas alarak kadın dokunuşunu her yere yansıtıyor. Üretimi daha çok toprakla bütünleştiren kadınlar, karşılaştıkları zorlukların da üstesinden geliyor. Toprağın bereketiyle üretimde çoğalan kadınlar, topraktan aldıkları güç ile yaşamı dönüştürüyor.
Üretimin özünü toprakta bularak, toprakla kurduğu bağ ile yeni üretim alanları açan kadınlardan biri de Esra Özür (50). Yedi yıl önce yaşadığı ağır sağlık sorunlarının ardından, dermanı toprakta bularak yönünü toprağa çeviren Esra Özür, evinin bahçesini adeta bereket bahçesine dönüştürür. Evinin bahçesinde doğal ürünler yetiştiren Esra Özür, çay bahçesine dönüştürdüğü bahçesinde insanlara doğayla iç içe hizmet sunuyor. Bizleri karşılayan çeşit çeşit meyve ağaçlarının arasında insanlara yeni bir soluk aldıran çay bahçesi aynı zamanda insanın doğa özlemini de gideriyor.
‘Hastalığımdan sonra organik yetiştirmeye yöneldim’
Esra Özür, yedi yıl önce Ankara’da yaşadığını ve mutfak şefi olduğunu ifade ederek, çalıştığı süre zarfında gırtlak kanserine yakalandığını söyledi. Yaşadığı ağır sağlık sorunlarının yönünü doğaya çevirdiğini anlatan Esra Özür, “Ben bunun üzerine kendi bahçemde organik yetiştirmeye yöneldim. Hem kendim için hem de başkaları böyle kötü bir hastalığa yakalanmasın istedim. Özellikle çocuklarım organik beslensin diye bahçemde doğal ürünler yetiştirmeye başladım” dedi.
İki asırlık ağaçlardan verim alıyor
Kendi bahçesinde birçok doğal ürün yetiştirdiğini belirten Esra Özür, “Tavuk yetiştiriyorum, bostan ekiyorum, meyve ağaçlarımız var. Karadutlarımız var Ermeni dutu. 200 yıllık ağaçlardan verim alıyoruz hala. Önce kendim sonra çocuklarım ve herkes için organik yetiştirmeye karar verdim. Üç dört senedir hem üretiyorum hem de yaptıklarımı satıyorum. Kadınlar üretsin, kadınlar ürettikçe özgüvenleri artıyor. Bence herkes üretimde yer almalı” sözleriyle üretimin önemine işaret etti.
‘Üretmeyi sevmek lazım’
Bahçesinde yaptığı salça ve turşuları da sattığını dile getiren Esra Özür, kadınların üretimde aktif yer alması gerektiğini vurguladı. Geçimini bahçesinden elde ettikleriyle sağladığına değinen Esra Özür şöyle konuştu: “Eşim uzun süre işsiz kaldı. Çocuklarımı buradan kazandığımla büyüttüm. Neredeyse bütün yük benim üzerimdeydi. Daha sonra eşimin emekli olmasıyla rahatladık ve işim bir hobi halini aldı. İnsanlarda burayı sevdi. Üretmeyi seviyorum, toprakla iç içe olmak çok hoşuma gidiyor. Üretmekten ziyade üretmeyi sevmek lazım. Ben çok severek yapıyorum.”
‘Ürettiğim tüm ürünlerle kendi markamı oluşturmak istiyorum’
Doğa ile iç içe bir yaşam sürmesinin hastalığına da iyi geldiğini ve hastalığı atlattığını söyleyen Esra Özür, bundan mutluluk duyduğunu söyledi. Yarattığı bahçede birçok şey ürettiğini kaydeden Esra Özür, “Kendi markamı çıkarmak istiyorum. Salçalarım, konservelerim, turşularım ve ürettiğim tüm ürünlerle kendi markamı oluşturmak istiyorum. İstiridye mantarı da üretiyorum. Bir markam olsun istiyorum, bunun için çabalıyorum” sözlerini kaydetti.
‘Toprak şifadır’
Esra Özür, kadınların güçlenmesi gerektiğine vurgu yaparak, “Kadın güçlü olursa dünya güçlenir” mesajını vererek, toprakla kurduğu ilişkiye dair, “Toprak şifadır. Toprakla iç içe olmak beni çok mutlu ediyor. Toprağa dokunduğum zaman, negatif elektriğimden, sinirimden, stresimden arınıyorum. Daha sakin bir kadın oluyorum. Çocuklarımı kendi yetiştirdiklerimle beslemek ayrı bir zevk, ayrı bir güzellik veriyor. Herkes toprağa dokunmalı” ifadelerine yer verdi.