Kadınlar Rojin Kabaiş için yürüdü: Rojin Kabaiş isyanımızdır

  • 18:32 27 Eylül 2025
  • Güncel
WAN  - “Yaşamak ve Yaşatmak için Örgütleniyoruz” kampanyası kapsamında Rojin Kabaiş için yürüyüş düzenleyen kadınlar, “Rojin Kabaiş’in dosyası başta olmak üzere, tüm şüpheli kadın ölümlerinin gerçek failleri açığa çıkarılana kadar, Kürdistan’da kadınların yaşam hakkını hedef alan özel savaş politikaları ifşa edilene kadar, kadınların örgütlü mücadelesini büyüteceğiz” dedi. 
 
Wan’da kadın kurumları tarafından başlatılan “Yaşamak ve Yaşatmak için Örgütleniyoruz” kampanyası kapsamında, 27 Eylül 2024’te kaybolmasının ardından şüpheli şekilde yaşamını yitirmiş halde bulunan Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) öğrencisi 21 yaşındaki Rojin Kabaiş için yürüyüş gerçekleştirdi. 
 
Yürüyüşe Rojin Kabaiş’in babası Nizamettin Kabaiş ile yakınlarının yanı sıra, Tevgera Jinên Azad (TJA) aktivistleri, Star Kadın Derneği, Wan Kadın Platformu, demokratik kitle örgütü, sivil toplum örgütü ve meslek örgütlerinin kadın temsilcileri, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Wan milletvekillerii Gülderen Varlı, Mahmut Dindar, yerine kayyım atanan Wan Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Neslihan Şedal ile çok sayıda kadın katıldı. 
 
Wan AVM önünde bir araya gelen yüzlerce kadın, “Yaşamak ve yaşatmak için örgütleniyoruz”, “Tekoşîna li dijî qirkirina jinê wê azadîyê biafirîne” yazılı pankart ile Rojin’in fotoğrafının yer aldığı “Rojin’e ne oldu?”, “Rojin adalet bekliyor”, “Kadın cinayetleri politiktir”, “Eğer sıradaki bensem anneme sarıl bu şehri yak”, “Rektör Hamdullah Şevki hesap ver DNA’lar kime ait?”, “Rojin Kabaiş isyanımızdır” yazılı dövizler taşıdı.  
 
Wan AVM önünden Kent Meydanı’na doğru başlayan yürüyüşte kadınlar sık sık, “Jin jiyan azadî” “Biji berxwedana jinan”, “İntihar değil bu bir cinayet”, “Rojin Kabaiş isyanımızdır”, “Erkek vuruyor devlet koruyor” sloganları attı. 
 
Sloganlar eşliğinde yürüyen kadınları çevreden geçen yurttaşlar da ilgiyle izleyerek alkış ve sloganlarla destek oldu. 
 
Kent Meydanında son bulan yürüyüşün ardından basın açıklaması gerçekleştirildi. Açıklama metnini “Yaşamak ve Yaşatmak için Örgütleniyoruz” kampanya komisyonu adına TJA’lı Şükran Şen okudu. 
 
‘İkinci ATK raporu 6 aydır dosyaya sunulmadı’
 
Rojin Kabaiş’in şüpheli ölümünün, Kürdistan’da kadınlara yönelik yürütülen özel savaş politikalarının en çarpıcı örneklerinden biri olduğunu vurgulayan Şükran Şen, “Rojin’in ölümü, yalnızca bir genç kadının yaşam hakkının gaspı değil; aynı zamanda kadınların yaşamlarını hedef alan devlet aklının, cezasızlık politikasının ve toplumsal belleği yok etme stratejisinin bir parçasıdır. Yaşanan bu olay, bireysel bir kayıp olmanın çok ötesinde; Kürdistan’da kadın bedeni üzerinden yürütülen özel savaş politikalarının somut bir yansımasıdır. Adli Tıp Kurumu raporunda, Rojin’den alınan numunelerde erkek DNA’sı tespit edilmiş, ancak bu bulgu şüpheli sayılmamış, kimliğin tespit edilmediği gerekçesiyle üzeri örtülmüştür. Dahası, DNA’nın vücudun hangi bölgesinden alındığı dahi açıklanmamıştır. Taleplerimize ve savcılığın tekit yazılarına rağmen ikinci ATK raporu altı aydır dosyaya sunulmamıştır. Konuyla ilgili olarak 25 Eylül tarihinde Rojin Kabaiş’in babası tarafından Adli Tıp Kurumu hakkında görevi kötüye kullanmaktan suç duyurusunda bulunulmuştur. Bu süreç, tarafımızca da titizlikle takip edilecektir. Çünkü bu dosyada sergilenen yaklaşım, gerçeği ortaya çıkarmak yerine karartmayı seçen resmi politikanın göstergesidir. Buna izin vermeyeceğiz” dedi. 
 
‘Kadınlar devlet politikalarının doğrudan hedefidir’
 
Kürdistan’da kadınların yaşam hakkının yıllardır özel savaşın bir aracı haline getirildiğini vurgulayan Şükran Şen, “Kadın cinayetlerinin artışı, şüpheli kadın ölümlerinin ‘intihar’ denilerek kapatılması, faillerin korunması ve cezasızlıkla ödüllendirilmesi; bu politikanın bütünlüklü bir sonucudur. Bizler kadın kurumları olarak ‘Yaşatmak ve Yaşamak İçin Örgütleniyoruz’ şiarıyla başlattığımız kampanyamızın merkezine Rojin’i koyuyoruz. Çünkü biliyoruz ki, Rojin için adalet sağlanmadıkça hiçbir kadının yaşamı güvende değildir. Kürdistan’da yıllardır kadınların yaşam alanı daraltılmakta, bedenleri savaşın doğrudan hedefi haline getirilmektedir. Kadınlar ya şiddetle susturulmakta ya da yaşam hakları ellerinden alınarak topluma korku salınmaktadır. Faili koruyan, dosyaları kapatan, delilleri karartan devlet aklı; kadınların yaşamını değersizleştiren resmi bir politika yürütmektedir. Bu nedenle Rojin’in ölümü tek başına bir adli vaka değil; kadın kırımı politikasının bir örneğidir. Kadınlar, yalnızca bireysel faillerin değil; bu düzeni besleyen, koruyan ve sürdüren devlet politikalarının doğrudan hedefidir” şeklinde konuştu. 
 
‘Kadınların örgütlü mücadelesini büyüteceğiz’
 
Rojin Kabaiş dosyasının, yalnızca bir hukuk mücadelesi değil, kadınların yaşamı için yürüttüğü örgütlü politik mücadelenin simgesi olduğunu belirten Şükran Şen, “Tam da bu noktada biz, ‘Yaşatmak ve Yaşamak İçin Örgütleniyoruz’ şiarıyla başlattığımız kampanyamızı büyütüyoruz. Rojin Kabaiş’in hayatını, bütün kadınların özgür ve eşit yaşam hakkı için bir mücadele sembolü haline getiriyoruz. Rojin için adalet sağlanmadıkça hiçbir kadının yaşamı güvende değildir. Rojin Kabaiş’in dosyası başta olmak üzere, tüm şüpheli kadın ölümlerinin gerçek failleri açığa çıkarılana kadar, faili gizleyen, delilleri karartan, soruşturmaları sürüncemede bırakan cezasızlık politikasına son verilene kadar, Kürdistan’da kadınların yaşam hakkını hedef alan özel savaş politikaları ifşa edilene kadar, kadınların yaşam hakkı güvence altına alınıncaya kadar kadınların örgütlü mücadelesini büyüteceğiz” dedi. 
 
‘Öğrenciler konuşmadı’
 
Açıklamanın ardından Rojin’in babası Nizamettin Kabaiş, “Hepiniz Rojin’in annesi, ablası, babasısınız. Kızımın ölüm sebebi ihmaldir. Temel sorumlusu ise üniversite ve yurttur. Eğer ihmaller olmasaydı Rojin şimdi yaşıyor olacaktı. Kampüste eşimle otururken yanımıza öğrenciler geldi ve ‘bir şey biliyorsanız söyleyin’ dedim. ‘Hayır konuşamayız bizi okuldan atarlar’ dediler. Bir yıldır acı çekiyoruz ve Rojin’e ne olduğunu soruyoruz. Rojin’in vücudunda iki erkeğe ait DNA çıktı ama hala kimse tutuklanmadı. İlk savcı önemli şeyleri takip etmedi. Savcıdan birçok talepte bulunduk ama dosya çok yavaş hareket ediyor. Rojin sadece benim kızım değildi. Burada misafirdi okumaya gelmişti” ifadelerini kullandı. 
 
‘Rojin Kabaiş için karanlıkta adalet aranıyor’
 
Ardından konuşan DEM Parti Wan Milletvekili Gülderen Varlı, “Tam bir yıldır Rojin ile ilgili gerçekler açığa çıkmıyor. Rojin Kabaiş için karanlıkta adalet aranıyor. Kamera kayıtları ve güvenliğin gözü önünde Rojin’e ne oldu? Neden gerçekleri açığa çıkarmıyorsunuz? Katiller kimler? Soru önergesi veriyoruz, barolar suç duyurusunda bulunuyor ama failler bulunmuyor. Erkek vuruyor ve devlet de tam bir yıldır Rojin’in faillerini koruyor. Gerçekler neden açığa çıkarılmıyor? Gerçekler karanlıkta kalıyor. ATK neden sessizsin?” diye sordu.
 
Açıklama “Jin, Jiyan, azadi” sloganıyla son buldu.