Salgın döneminde evde ve cezaevindeki çocuklar için yapılması gerekenler
- 09:02 25 Mart 2020
- Çocuk
Gülistan Azak
İSTANBUL - Psikolojik danışman ve çocuk hakları aktivisti Hüner Aydın, koronavirüse karşı çocukların evde sağlıklı bir süreç geçirmeleri için ebeveynlere önerilerde bulunurken, cezaevlerindeki çocukların ise tahliye edilmesi gerektiğini vurguladı.
Tüm dünyayı etkisi altına alan koronavirüs salgını sonrası çocuklar evlere kapanmak zorunda bırakılırken, toplumsal cinsiyet rolleri nedeniyle çocukların bakımı ve ihtiyaçları yine kadınların omuzlarına yüklendi. Salgının neden olduğu ‘tecrit’ sürecinde en çok sorulan ve çözüm aranan konu ise evde zamanın nasıl geçeceği. Salgının en çok tehdit ettiği alanların başında ise cezaevleri geliyor. Hak İnisiyatifi’ne göre cezaevinde anneleriyle kalan çocukların sayısı ise Kasım 2019 itibarıyla 780’e ulaştı.
“Ebeveynler evde geçen bu günlerde çocukları için neler yapabilir?”, “ Koronavirüs salgınını ve neden evde kalmak zorunda olduklarını çocuklarına nasıl anlatmalı?”, “Tablet ve telefon dışında çocukları nasıl evde tutmayı başarabilir?”, “Cezaevlerindeki çocukların bu süreci sağlıklı geçirmeleri için hükümet neler yapmalı?” sorularını psikolojik danışman ve çocuk hakları aktivisti Hüner Aydın’a sorduk.
‘Çocuğa neden evde kalmak zorunda olduğu açıklanmalı’
Ebeveynlerin çocuklara öncelikle neden evde kalmak zorunda olduklarını açıklamaları gerektiğini söyleyen Hüner, çocuk ile kurulan iletişimde nelere dikkat edilmesi gerektiğini şöyle anlattı: “Çocuklarla güvenli bir iletişim kurup onlara karşı dürüst olmak gerekiyor. Şu an ne olduğundan, neden evde olduğumuzdan bahsetmemek, bunu gizlemeye çalışmak kaygılı olmalarına, güvensiz hissetmelerine yol açabilir. Olabildiğince sakin, güvenli ve şefkatli bir iletişim kurarak, ‘bugünlerde evdeyiz, evde kalmamız gerekiyor çünkü şu sıralar korona isminde bir virüs var. Virüsler bizi hasta edebiliyor, korona da onlardan biri. Evde olduğumuz, ellerimizi temiz tuttuğumuz, yıkadığımız sürece korkmana gerek yok. Evimiz güvenli, bu sayede ondan korunabiliyoruz. Evde kaldığımız için zaman zaman biraz sıkılabilirsin, bizler de sıkılabiliriz ama birlikteyiz ve birlikte eğlenceli şeyler yapabiliriz’ şeklinde bir açıklama yapılabilir.”
‘Gündelik işler ve rutin uğraşlar oyunlaştırılabilir’
Ebeveynlerin gündelik işlerini ve rutin uğraşlarını oyunlaştırarak çocukların keyifli vakit geçirmelerini sağlayabileceğini belirten Hüner, çocukların ev uğraşlarına katılmalarının aynı zamanda sorumluluk duygusunun gelişimine de katkı sağlayabileceğini vurguladı. Hüner, koronavirüs salgını boyunca çocuk ve ebeveynlerin birlikte yapabileceği etkinliklere ilişkin şu önerilerde bulundu: “Çocuklar da kendi gelişimlerine uygun sorumluluklar alabilirler. Sebzeleri, meyveleri yıkamaktan sorumlu olabilirler. Tüm bu basit, gündelik gözüken işler oyunlaştırılabilir. Örneğin elmaları yıkayan okul öncesi yaş grubundaki bir çocuğa ‘elmalar nasıllar sence, renkleri nasıl, onlar da tüm gün buzdolabında duruyorlar, sıkılmıyorlar mı?’ gibi sorular yöneltilebilir.”
İstanbul Bilgi Üniversitesi Çocuk Çalışmaları Birimi’nin hazırladığı ‘Pusulacık: Çocuklar için İnsan Hakları Eğitimi Kılavuzu’ nda çok fazla etkinlik olduğunu belirten Hüner, “Bu etkinlikler çocuklarla uygulanabilir. Yine Türk Psikologlar Derneği’nin ‘Evde Kal, Çocuğunla, Keyifle Kal’ başlıklı bir etkinlik öneri listesi yayınladı. Ebeveynler bu gibi listelere de göz atabilirler. Radyo tiyatrosu arşivlerine bakılabilir, radyoda yayınlanmış oyunlar birlikte dinlenebilir. Baharın da geldiğini göz önünde bulundurursak bitki ekilebilir. Evdeki boş kağıt bardaklara, yoğurt kovalarına, konserve kutularına ekim yapılabilir ve her gün çocukla birlikte bitkilere bakım verilip gözlemlenebilir. Pencere önü etkinliklerine yer verilebilir. Örneğin, kuş gözlemi, bulut gözlemi, ağaç gözlemi yapılabilir. Tüm bu gözlem etkinlikleri günlük tutularak kayıt edilebilir. Yine çok basit ve eskiden birçoğumuzun denediği etkinliklerden olan patates baskı, ip boyama gibi basit ve kolayca ulaşılabilir etkinlikler gerçekleştirilebilir” önerilerinde bulundu.
‘Çocukla sağlıklı ve etkin iletişim ortamı oluşturulmalı’
Hüner, ebeveynlerin bu süreçte telefon ve bilgisayar gibi elektronik araçlara az süre ayırarak çocukları ile etkin iletişim kurmaları için sağlıklı ortamları oluşturmaları gerektiğini vurgulayarak, “Çocuğun bu zamana kadarki alışkanlıkları tablet ve telefonla çizgi film izlemek olduysa bu süreçte davranış değişikliği kazandırmak birden olmayacaktır. Sabırla, ceza-ödül sistemi uygulamadan, çocuğun ilgisini ve becerilerini görerek, ilgi ve becerileri doğrultusunda ona destek ve rehber olarak tablet ve telefon alışkanlığından uzaklaşabilmek mümkün olabilir. En önemli nokta, çocuğu dinlemek, duygularına kulak vermek ve ihtiyaçlarını anlamaktır. Çocukları dinlediğimiz, neye ihtiyaçları olduğunu görebildiğimiz ve bunları gözetebildiğimiz sürece birlikte bir şeyler yapmak da kolaylaşacak” ifadelerini kullandı.
‘Cezaevindeki çocuklar derhal tahliye edilmeli’
Cezaevlerinde tutulan 3 bin 100 çocuğun, hamile kadınların ve anneleriyle birlikte cezaevlerinde kalmak zorunda bırakılan 780 çocuğun derhal tahliye edilmesi gerektiğinin altını çizen Hüner hükümete, şu çağrıda bulundu: “Cezaları ertelenebilir, denetimli serbest statüsünde olabilirler, başka bir çözüm bulunabilir fakat şuan için tahliyeleri çocuk hakları ve ruh sağlığı açısından en doğrusu olacaktır. Cezaevinin psikolojik ve fizyolojik koşulları çocuklara uygun değil. Böyle bir süreçte hiç mi hiç uygun olmayacak.”