‘Devlet çocuk hakları konusunda samimi bir yüzleşme sağlamıyor’

  • 09:07 23 Nisan 2020
  • Çocuk
ANKARA - Çocukların tek bir günde gündeme geldiğini ve devletin “samimi bir yüzleşme” sağlamadığını belirten çocuk hakları savunucusu Ezgi Koman, “Çıkartılan yasalar, yapılan düzenlemeler çocukları değil yetişkinlerin, siyasetçilerin çıkarlarını temel alabiliyor” dedi.
 
23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı, tüm yurtta bayram olarak kutlanıyor. Fakat binlerce çocuk istismardan erken yaşta evliliğe, maddi yoksunluğa, çocuk işçiliğine dek birçok alanda birçok soruna maruz bırakılmış durumda. Uzun süredir devam eden ekonomik kriz çocukların daha fazla yoksullaşmasına neden olurken, hükümetin son yıllarda uygulamaya koyduğu politikalar, geçen günlerde Meclis’te geçirilen infaz yasası, eğitim alanında yaşanan çok sayıda sorun çocukların bugünü bayram gibi kutlamaktan çok bin bir zorluğu yaşamasına neden oluyor.
 
OHAL döneminde Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile kapatılan Gündem Çocuk Derneği’nden çocuk hakları alanında çalışan Ezgi Koman, hükümetin çocuk politikasına ve çocukların maruz kaldığı sorunlara ilişin değerlendirmelerde bulundu.
 
‘Devlet samimi bir yüzleşme sağlamıyor’
 
23 Nisan’ın Türkiye’de çocukların en çok gündeme geldiği gün olduğuna dikkat çeken Ezgi, ancak yalnızca bir tek gün çocukların gündem olabildiklerini ifade etti. Bu gündeme gelişin de yine yetişkinlerin kurgusu temelinde gerçekleştiğini belirten Ezgi, “Çocukların gerçek ihtiyaçları ve potansiyelleri görmezden gelinerek yapıldığından çocukların hakları açısından bir etkisi olmuyor. Bir vicdan rahatlama günü mü bilmiyorum, böyle bir şey söyleyemem ama bugünün çocukların durumuna, bizim ve devletin yükümlülüklerine yönelik bir samimi yüzleşme sağlamadığını, zaten tek bir günün bunu sağlamak için yeterli olamayacağını rahatlıkla söyleyebilirim” dedi.
 
‘Çocuklar özgürlük sahibi bireyler olarak görülmüyor’
 
Gerçekte çocuklara değer verilmediğini söyleyen Ezgi, çocukların hak ve özgürlük sahibi bireyler olarak görülmediğini kaydetti. “Çocuklar kimsenin gündeminde ve önceliğinde değil” diyen Ezgi, bu durumun geçen onca yılın çocuk hakları açısından yeterli kazanımlar sağlamadığının açık göstergesi olduğunun altını çizdi. Meclis’in 23 Nisan’ı Çocuk Bayramı olarak ilan etmesinin yanı sıra 1990 yılında BM Çocuk Hakları Sözleşmesi’ni imzaladığını anımsatan Ezgi, sözlerine şöyle devam etti: “Çocukların hak ve özgürlüklerinin yaşama geçmesi için çok önemli bir adımı da atmış bir meclistir. Ama aldığı her karar, çıkardığı her yasa ne yazık ki bu sözleşme ile bu güçlü eşitlik fikri ile uyumlu değil. Bu gerçekten de büyük bir çelişki ve aynı zamanda büyük bir ihlal. Aslında Anayasa’nın 90. maddesi BM Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin her bir maddesinin iç hukuk normu olarak görür. Ayrıca çıkarılacak yasaların bu sözleşme ile uyumlu olması gerekir. Ama öyle olmuyor ne yazık ki. Çıkartılan yasalar, yapılan düzenlemeler çocukları değil yetişkinlerin, siyasetçilerin çıkarlarını temel alabiliyor.”
 
‘Dezavantajlı gruplar çok daha fazla etkileniyor’
 
Olağanüstü dönemlerde tıpkı savaşlar ve afet durumlarındaki gibi en çok çocukların etkilendiğini ifade eden Ezgi, çocuk koruma mekanizmalarının yeteri kadar işlemediğini söyledi. Türkiye’de de çocukların salgın sebebiyle ortaya çıkan durumdan etkilendiklerini dile getiren Ezgi, kapalı kurumlarda kalanların, kronik rahatsızlığı olanların, ebeveynlerinde gelir kaybı oluşanların, mültecilerin, temel haklarına erişemeyen roman grupları gibi derin yoksulluk ve yoksunluk yaşayanların, çalışmak zorunda kalanların ve engellilerin bu durumdan çok daha fazla etkilendiğinin altını çizdi.
 
‘Mültecilerle ilgili veri elde edemiyoruz’
 
Mülteci çocukların yaşadıklarına dair şu günlerde doğrudan veri elde etmenin çok güç olduğuna dikkati çeken Ezgi, “Çünkü sivil toplum da sahaya erişemiyor. Ama yaşanılanları tahmin etmek hiç güç değil. Zaten barınma, beslenme sağlık ve tedaviye erişim gibi temel haklarına erişemeyen, şiddete ekonomik sömürüye ayrımcılığa maruz kalan mülteciler bu salgın sürecinden ne yazık ki çok daha fazla etkileniyorlar” diye belirtti.
 
Ezgi, konuşmasının devamında Türkiye’de devam eden salgına karşı çocuklara yönelik hayata geçirilmesi gereken politikaları şöyle sıraladı:
 
“* Sağlık, eğitim ve çocuk hizmetleri personeli bu süreçte yaşanan çocuğa yönelik cinsel şiddetin güvenli biçimde bildirilmesi de dâhil olmak üzere çocuğa yönelik şiddet vakaları ve bu döneme özel riskler konusunda eğitilmelidir.
 
*Çocuğa yönelik ve toplumsal cinsiyete dayalı şiddetin yaşanabileceği durumların, çocuk hakları temelli yönetimi konusunda ilk müdahale ekipleri güçlendirilmelidir. Şiddete maruz kalan çocukları desteklemek üzere bu dönemde, sağlık çalışanlarıyla nasıl bir ortak çalışma yapılacağı planlanmalıdır.
 
* Covid-19 salgının çocukları nasıl etkilediğine ilişkin değerlendirmeler yapılmalı, bu değerlendirme süreçlerine; gelişim, engellilik, toplumsal cinsiyet eşitliği ve dil faktörü de dikkate alınarak çocukların dâhil edilmesi sağlanmalıdır. Geliştirilecek çözüm önerilerinde çocukların da görüşleri alınmalıdır.
 
*Gelir getirme olanakları etkilenen ebeveynlere maddi ve manevi destek mekanizmaları sağlanmalıdır.
 
* Çocukların ebeveynlerinden ayrılmasını önlemek için somut önlemler alınmalı, ebeveynin yatarak tedavi görmesi ya da kaybı sırasında çocuklara destek mekanizmaları oluşturulmalıdır.
 
* Salgın önlemlerin de başta risk grubundakiler olmak üzere tüm çocukların korunmasına azami özen gösterilmelidir.
 
*Barınma olanağı olmayan mülteci çocukların ve gençlerin bir an önce güvenli ortamlarda yaşaması ve sağlık ve diğer destek hizmetlerine erişebilmesi sağlanmalıdır.
 
* Salgının hapishanelerde görülmesi ile birlikte yayılım hızının kontrol edilemeyeceği açık olduğundan, hapishanelerde ki hamile kadınlar ve kız çocuklarıyla birlikte kalan kadınlar başta olmak üzere tüm çocuklar ve kronik rahatsızlığı olan, 65 yaş üstü bireyler bir an evvel tahliye edilmelidir.
 
* Koronavirüsle ilgili televizyon ve internet ortamlarında çocukların yaşlarına, gelişimlerine uygun, farklı dillerde doğru bilgilendirmeler yapılmalıdır.
 
*İnternete erişen çocukların istismara ve şiddete maruz kalmaması için önlemler alınmalı, internetin doğru kullanımına dair yayınlar oluşturularak yaygınlaştırılmalıdır.”
 
Ezgi, sadece 23 Nisan’da değil her gün bu taleplerin yerine gelmesi için hep birlikte çağrı yapılması gerektiğini belirterek, bunun tüm yetişkinlerin temel sorumluluğu olduğunu kaydetti.