'AKP çocuk tanımını değiştirmeye çalışıyor’
- 09:08 18 Nisan 2018
- Çocuk
Habibe Eren
ANKARA - Önümüzdeki hafta Meclis Genel Kurul’a getirilmesi beklenen çocuk istismarına ilişkin yasa tasarısına tepki gösteren kadın vekiller, tasarının çözümden uzak popülist bir yaklaşımla ele alındığını söyledi. HDP’li Dilan Dirayet Taşdemir, tek başına faile dönük cezalandırmaların sorunu çözmediğini belirtirken, CHP’li Selina Doğan ise AKP’nin çocuk tanımını değiştirmeye çalıştığını kaydetti.
Cinsel istismara karşı hazırlanan kanun tasarısı Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu’nda (KEFEK) görüşüldü. Halkların Demokratik Partisi (HDP) ve Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) tüm itirazlarına rağmen 12 yaş sınırı ve kimyasal hadım tasarıda yer aldı. Aynı zamanda KEFEK üyesi olan HDP Ağrı Milletvekili Dilan Dirayet Taşdemir ve CHP İstanbul Milletvekili Selina Doğan, tasarıya ilişkin eleştirilerini dile getirdi.
‘Araştırma önergelerimiz AKP tarafından reddedildi’
Tasarının Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu’na (KEFEK) getirildiğini vurgulayan Selina, yasaya hem CHP hem de diğer muhalif partiler olarak itiraz ettiklerini söyledi. Tasarının gündeme geldiği ilk günden beri tepki gösterdiklerini ve konu hakkında birçok araştırma önergesi verdiklerini ifade eden Selina, “Önergelerin çoğu AKP tarafından reddedildi. Daha sonra ciddi bir hal almaya başlayınca tabiri caizse ‘yasak’ metodu ile Bakanlar Kurulu bünyesinde bir komisyon oluşturdular ve bir yasa tasarısı oluşturdular. Öncelikle bu konunun TBMM ve ilgili muhalefet partileri tarafından gündeme getirilmesi halinde reddedilmesinin aslında ne kadar samimiyetten uzak olduklarının bir göstergesi” dedi.
‘Erkek zihniyetlerini ortaya koydular’
İktidarın “Sorunu da biz yaratırız çözümü de” anlayışıyla hareket ettiğini ve kendi zihniyetlerini ortaya koyduklarının altını çizen Selina, tasarı hazırlanırken kendilerinden de usulen görüş istediklerini belirtti. Selina, şöyle dedi: “Ensar Vakfı tartışmalarında da bir komisyon kurulmuştu. Talebimiz üzerine konunun tüm uzmanları davet edilerek yaklaşık 600 sayfalık bir rapor hazırlanmıştı. Aslında ellerinin altında böyle bir hazine varken; adli tıp uzmanları psikologlar, pedagoglar, kadın dernekleri tarafından konunun içeriğine dair hazırlanmış bir rapor varken hiçbir şekilde bu rapordan yararlanmadılar.”
‘Cezaların artırılması suçun önlenmesinde etkili değil’
CHP olarak geçen hafta Meclis’e konunun uzmanlarını davet ettiklerini hatırlatan Selina, bir kez daha ortaya çıkan verilerle aynı sonuçları elde ettiklerini dile getirdi. Selina, “Öncelikle cezaların artırılması hiçbir suç için önleyici bir nitelik teşkil etmemekte. Çünkü siz eğer kişileri bu suçu yapmaya iten faktörleri ortadan kaldırmazsanız, psikolojik, sosyolojik olarak ve siyaseten, medyadaki dil olarak bu iklimi ortadan kaldırmazsanız Ankara’nın göbeğinde çocukları kızlı- erkekli diye ayırırsanız kadın erkek eşitliği anlamında kadına yönelik söylemleri gözden geçirmezseniz, medyadaki haberleri magazinleştirirseniz bu şekilde özensiz bir dil kullanırsanız insanlarında tabiri caizse ‘cesaretlendirilmesini’ ve bu suça zemin hazırlamasını sağlamış olursunuz” diye konuştu.
‘AKP çocuk tanımını değiştirmeye çalışıyor’
“Cezaları artırmaktan ziyade bataklığı kurutmak, bu ortamı ortadan kaldırmak gerekiyor” diyen Selina, yasa tasarısında yer alan 12 yaş sınırına değindi. Geçen yıl Meclis’e getirilen cinsel saldırı yasasında da 12 yaşın meşrulaştırıldığına dikkat çeken Selina, “Biz çok güçlü bir şekilde karşı çıkmıştık. AKP aslında çocuk tanımını değiştirmeye çalışıyor. Bizim de tarafı olduğumuz Çocuk Hakları Sözleşmesi’ne göre 18 yaşına kadar her birey çocuktur. Bu tasarı getirilmeden önce mevcut ceza yasası bakımından da problemliydi. 12 yaş öncesinde suçlar daha ağır 12 yaş üstü daha hafif hale getirilerek sanki 12 yaş üzeri artık çocuk sayılmıyormuş gibi bir izlenim yaratılıyor. Bunun bir adım sonrası diğer düzenlemelerde de bu yaş sınırını almak. Biz bunu çok sakıncalı buluyoruz” dedi.
‘Bataklığı kurutmadan bu iş çözülmez’
Tasarıda yer alan istismar faillerine yönelik kimyasal hadım uygulamasına da değinen Selina, bu uygulamanın popülist bir yaklaşım olduğunu belirterek, “Şu an iktidarın ortağı olan MHP ‘idam’ öneriyordu. Bataklığı kurutmadan bu iş çözülmez. Üstelik yargının verdiği kararlar da ortada. Son derece özensiz yargılamalar yapıyor. Bu da durumun daha tehlikeli bir hal almasına olanak sağlıyor” diye belirtti.
Cinsel istismarda bulunan kişilerin “hasta” olmadığına vurgu yapan Selina, bu ayrımın iyi yapılması gerektiğini ifade etti. Ayrıca akranlar arasındaki cinsel birlikteliğinde aynı suçtan cezalandırılacağını söyleyen Selina, bu durumun tehlike arz ettiğini vurguladı.
‘Hakim ve uzmanlar konu hakkında yetkin değil’
Türkiye’deki yargılama sisteminin sorunlu olduğunu, çocuk ve kadına yönelik şiddetle ilgili yargılamalara bakıldığında durumun ciddiyetinin ortaya çıktığını belirten Selina, “Ne hakimler ne de adli tıp uzmanları bu anlamda yetkin. Böylesi bir sistemde bu suçla yargılanan kişilerin temel hak ve özgürlükleri bakımından çok sakıncalı bir müeyyide kimyasal hadım. Üstelik bizim hekim olan vekillerimizin de dile getirdiği gibi çok büyük mahsurları var kimyasal hadımın. Hatta öyle ki bazılarında kişilerin cinsel dürtülerini bastırmak bir yana çok daha saldırgan hale gelebiliyor. Dolayısıyla hiçbir açıdan bu suçun önlenmesini sağlayacak bir uygulama değil” ifadelerini kullandı.
‘Kadın örgütleri daha fazla gündemine almalı’
KEFEK komisyonunun tali bir komisyon olduğunu belirten Selina, tasarının bu hafta Adalet Komisyonu’nda asli olarak görüşüleceğini kaydederek , “Sağlık komisyonunda görüşülecek daha sonra Genel Kurul’a gelecek. Hala zaman var. Kadın örgütlerinin bu konuyu daha fazla gündemine alması gerekir. Türkiye’nin gündemi çok yoğun. Hükümetin niyeti ‘biz bu konuda üzerimize düşeni yaptık’ zaten muhalefet partileri de her zaman olduğu gibi ‘arıza çıkarıyor’ demek. Bu siyasi parti meselesi değil herkes açısından bu önemli. Bu Türkiye’nin meselesi. O yüzden etkin yöntemlerle mücadele edilmeli” diye konuştu.
‘Tasarı popülist bir yaklaşımla hazırlandı’
HDP Ağrı Milletvekili Dilan Dirayet Taşdemir ise, 6 bakanlık ile bu çalışmanın yürütülemeyeceğini çok sayıda kadın ve çocuk kurumunun görüşlerinin alınması gerektiğin vurguladı. Bir çok kadın kurumun OHAL’den kaynaklı kapatıldığını hatırlatan Dilan, kadın kurumlarının bu konuda ciddi çalışma yürüttüklerini kaydederek, şöyle devam etti: “Bu anlamda sürekli hedef haline geldiler. Kadınlar ve çocuklar güçsüzleştirildi. Bu sürecin bir parçası olmak zorundaydı kadın ve çocuk örgütleri. AKP kendi ittifakı olan MHP, görüş ve önerileri dikkate almadan ‘kendim çaldım kendim oynadım’ havasıyla bir yasa tasarısı getirdi. Yasa tasarısına bakıldığında ilk göze çarpan durum popülist bir yaklaşım oldu. Kimyasal hadım ve cezaların arttırılması, bir çözüm olarak sunuluyor. Halk tarafından istismara yükselen tepkiyi bu şekilde bertaraf etmek istiyorlar.”
‘Fail kadar bu ortamı hazırlayanların da etkisi var’
Türkiye ve dünyada yaşanan deneyimlerin göz önüne alınması gerektiğini söyleyen Dilan, tek başına faile dönük cezalandırmaların sorunları çözmediğini belirtti. Dilan, “Özellikle gündeme getirdiğimiz cinsiyet eşitliği perspektifine, siyasette, yargıda, yaşamda sahip olmak gerekiyor. Taciz, istismar ve kadına yönelik şiddet davalarında görüyoruz. Fail kadar aslında bu ortamı hazırlayan, erkekliği kışkırtan, kadınları ve çocukları birer meta haline getiren siyasetin, politikanın ve toplumsal algının da çok ciddi etkisi var” dedi.
‘Cinselliği de suç olarak görüyor’
Yasa tasarısında istismarı yaratan ortam ve durumlara dönük herhangi bir çözüm getirilmediğine vurgu yapan Dilan, suç ve ceza üzerine kurgulanmış bir yasa tasarısı yaratıldığına dikkat çekti. Bu perspektifin yanlış olduğunu söyleyen Dilan, “Mesele sapık bir, iki erkeğin cezalandırılması değil. İktidar burada kendi sorumluluğunu da örtbas ediyor. Gerçek anlamda sorunun çözülüp cinsiyet eşitliği perspektifini ıskalayarak başka tarafa itilmeye çalışılıyor. Bir de tasarıda 12 yaş sınırı var. Burada da bir kurnazlık planlanıyor. Akranlar arasındaki ilişkiyi yetişkinler arasındaki bir ilişki gibi gösterip aslında cinselliği de suç olarak görüyor. Bu muhafazakar perspektifin de riskleri var. Bütün konsepte baktığımızda AKP’nin kadın ve çocuklara dair yarattığı algı ve perspektif doğrultusunda bir yasa tasarısı. Kadın örgütlerinin görüşleri dikkate alınmadı. Kendi ajandalarını bu konuda gündeme koymaya çalışıyorlar” diye belirtti.
Cezaların yükselmesinin sorunu çözmediğini ifade eden Dilan, cinsiyet eşitliği, medyanın dili ve yargının bu anlamda tartışılması gerektiğini belirterek, “Sanki bütün sorunlar halledilmiş. Mekanizmalar çözülmüş yerine getirilmiş, ama biz bu sorunu çözememişiz. ‘Tek çözüm yolu bunu gerçekleştiren faile ömür boyu ceza vermek ya da yüksek oradan ceza artırımına gitmek ya da kimyasal hadım uygulamak’ şeklindeki anlayış popülist bir söylemdir” dedi.
‘Yayın yasağı ile istismarı örtbas etme söz konusu’
Tasarıda medyanın konuyu işleme biçimi ile ilgili de sorunlar olduğunu ifade eden Dilan, şöyle dedi: “Yayın yasakları getirmeyi hedefliyorlar. Burada da örtbas etme anlayışı söz konusu. Tabi ki bu konuda kimi önlemler alınmalıdır ama sanki bu durumlar yaşanmıyormuş gibi davranan basından kaçıran, sanki bunu gerçekleştirenlerin toplumsal yapı, sosyoloji ve erkeklik kültürü ile bir bağı yokmuş gibi sunmak çözmemektir. Örtbas etmektir. ”