Kadın yüzyılının yolu mücadeleleri birleştirmek

  • 09:02 21 Kasım 2022
  • Dosya
Melek Avcı
 
HABER MERKEZİ - Dünyada ve İngiltere’deki kadınların durumunu değerlendiren Morning Star Muhabiri Bethany Rielly, “Kadınlar için yüzyıl oluşturmanın yolu, mücadelelerimizi birbirine entegre etmek için birleşmekten geçiyor” dedi. 
 
25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü yaklaşırken dünya kadınları şiddete ve ataerkil sömürüye karşı mücadele ederek özgürlük ve eşitlik talebini yineliyor. İngiltere merkezli günlük gazete olan Morning Star'ın mülteci sorunları, insan hakları ve göçmenlik alanında yazan muhabiri Bethany Rielly ile 25 Kasım haftasında Birleşik Krallık’taki kadınların durumuna ilişkin konuştuk.
 
“Hükümetin, kadınların şiddetten korunduklarını hissetmelerini sağlamak için polis güçlerini ve adalet sistemindeki sorunları iyileştirme konusunda oldukça yavaş davrandığı görülüyor. Bu devletin önceliği olarak belirlenmiyor.” 
 
*Ülkenizde toplumun ve iktidarın kadına yönelik tutumu ve politikaları nasıl, anlatabilir misiniz?
 
Birleşik Krallık'ta kadın hakları on yıllar boyunca büyük ölçüde iyileşme göstermiştir. Bu bakımdan, cinsiyetler arasındaki ücret farkı zamanla daralmış, kadınlar iş kollarında daha çok yer almış ve işyerinde ayrımcılıkla karşılaşmaları azalmıştır. Ama görünen o ki hala büyük sorunlarımız var. Bence şu anda bölgede konuşulan en acil şey, kadın hakları meselelerinde ülke çapında polisin muamelelerinden ve birçok farklı nedenden dolayı polise duyulan güvenin rekor düşük seviyelerde olması. Örneğin, geçen yıl görev yapan bir Metropolitan polis memuru, kışın eve yürüyen bir kadını kaçırdı, tecavüz etti, öldürdü ve bu tür bir olay; kadınlara nasıl davrandıklarını gördükten ve polis saflarında kadınlara çok aşağılayıcı şekillerde atıfta bulunan aşırı kadın düşmanlığı gibi tavırlar ortaya çıktıktan sonra polisi gerçekten incelemeye yönelik bir süreci tetikledi. Bir de kadınları şiddet içeren suçlardan, aile içi istismardan, cinsiyete dayalı şiddetten korumamaları ve bunu ciddiye almamaları ve bu tür suçları kovuşturmamaya çalışmaları da incelemeyi başlattı. Hükümetin, kadınların şiddetten korunduklarını hissetmelerini sağlamak için polis güçlerini ve adalet sistemindeki sorunları iyileştirme konusunda oldukça yavaş davrandığı görülüyor. Bu devletin önceliği olarak belirlenmiyor, bu da Birleşik Krallık'ta insanların çok kızdığı bir durum.
 
“Salgın kadınlara büyük bir yük oldu ve on yıllar boyunca kazandığımız birçok hakkı geriye götürdü. Ülkede aile içi istismar ve ayrıca cinsel şiddetle ilgili büyük bir sorun var.”
 
*Kadınlar olarak ülkenizde en çok karşılaştığınız şiddet biçimi nedir? Ne gibi şiddet biçimleriyle karşılaşıyorsunuz açıklar mısınız? 
 
Azınlık topluluğuna ait bir kadın olup olmamanıza bağlı sanırım, özellikle pandemi döneminde ekonomik şiddetle sıkça karşılaştık, kadınların ücret farkının gerçekten arttığını gördük. Kadınların evde kalmaları ve okula gidemedikleri için evde kalmak zorunda kalan çocuklara bakmaları bekleniyordu. Salgın kadınlara büyük bir yük oldu ve on yıllar boyunca kazandığımız birçok hakkı geriye götürdü. Ülkede aile içi istismar ve ayrıca cinsel şiddetle ilgili büyük bir sorun var. İngiltere'de her üç kadından birinin cinsel saldırıya uğradığını söyleyebiliriz ve bu kadınlar geceleri eve giderken  çok ihtiyatlı olmaya itiliyorlar. Sürekli “Bir şey olur mu” diye düşünüyorsunuz, kulaklığınızı takmıyorsunuz çünkü çevrenizde olup bitenlerin farkında olmak istiyorsunuz. Saldırıya uğrama ihtimalinize karşı elinizde anahtarınızı sallayarak eve yürümeye mecbur kalıyorsunuz. Bu nedenle, Birleşik Krallık'ta kadınlara yönelik şiddetin muhtemelen en yaygın biçiminin cinsel saldırı olduğunu söyleyebilirim. Arkadaşlarımın neredeyse büyük çoğunluğunun bu korkunç deneyimleri yaşamasının ve bu kadar yaygın olması ürkütücü.
 
“Genç erkek çocukları ve erkekleri bilinçlendirmeye yönelik büyük bir hareket var, çünkü eninde sonunda bize uygulanan şiddete karşı kendimiz için savaşmak zorunda olmamalıyız, şiddet ortadan kalkmalı.”
 
*Bu şiddet biçimlerinin karşısında ne tür bir eylemsellik sergiliyorsunuz ve kadınlar olarak nasıl örgütleniyorsunuz?
 
Kadına yönelik ihlal kampanyalarında birçok farklı sivil toplum kuruluşu var. İnsanların daha çok kazanım elde ettiği ve hükümetlere dilekçeler vererek onları doğrudan harekete geçirdikleri lobicilik faaliyetleri de yapılıyor. Sisters Uncut adlı bir grup var, bu ülkede harcama kesintileri gibi kemer sıkma politikalarının kadınları ve beyaz olmayan kadınları orantısız bir şekilde nasıl etkilediğini vurgulamak için büyük protestolar ve eylemler yapıyor. Cezaevi sistemi içerisinde de polisi ortadan kaldırmak istediklerini açıkça söylüyorlar. Çünkü bunu doğal olarak kadınlara yönelik bir taciz tehdidi olarak görüyorlar. Dünya Kadınlar Günü'nde büyük yürüyüşler yapıyoruz. Pek çok hayır kurumu var, bunlar bir nevi kadınları korumak, kanun çıkarmak için hükümet politikasını etkilemeye çalışıyor. Ayrıca eğitimde de artık genç erkek çocukları ve erkekleri bilinçlendirmeye yönelik büyük bir hareket var, çünkü eninde sonunda bize uygulanan şiddete karşı kendimiz için savaşmak zorunda olamamalıyız, şiddet ortadan kalkmalı. Bizi incitmemek ve eşit olduğumuzdan emin olmak için birbirini bilinçlendiren erkek çocukları ve erkekler olmamalı,  bence insanları bilinçlendirmek için farklı yollar da mevcut.
 
“Avrupa'da da aşırı cinselleştirilmiş bir şekilde bastırılmış ve belli bir şekilde davranması ve erkekleri memnun etmesi beklenen kadınlar var. Yani kesinlikle bir taraftan kadınlar baskı altında, bir taraftan da özgürler, bence farklı ülkelerde farklı türden baskılar görülüyor.”
 
*İran’da kadınların öncülüğünde devrim diyebileceğimiz bir hareketlilik yaşanıyor Bununla ilgili ne düşünüyorsunuz ve İran’daki devrim havası Ortadoğu’yu ve dünya kadınlarını nasıl etkiler?
 
Genç kadının öldürülmesinin ardından orada patlak veren protestolara müdahale edildi. Bence Avrupa'da gerçekten vurucu bir his yarattı. Çünkü korkunç, başına uygun bir şey takmadığı veya 'makul' örtmediği için bir daha eve dönemedi. Bu aslında tüm Avrupa'da protestoları tetikledi ve insanlar dayanışma için saçlarını kesti. Ortadoğu'daki kadınların durumu, ülkeden ülkeye değişiyor ama sanırım bunu, özellikle İran gibi, kadınların istediklerini giyemedikleri veya bir tür dini inanç ve dini bir diktatörlük tarafından baskılandığı, kadınların potansiyel olarak daha az özgürlüğe sahip olduğu yerlerde görüyoruz. Ama bence Avrupa'da da aşırı cinselleştirilmiş bir şekilde bastırılmış ve belli bir şekilde davranması ve erkekleri memnun etmesi beklenen kadınlar var. Yani kesinlikle bir taraftan kadınlar baskı altında, bir taraftan da özgürler, bence farklı ülkelerde farklı türden baskılar görülüyor. Cumartesi günü bir protestoya gittim ve İranlı kadınlarla dayanışma için düzenlenen bir başka protesto daha vardı ve onların şu anki protestolarının çok cesurca olduğunu düşünüyorum. Bu, dünyanın her yerindeki kadınların bir şekilde öğrenmekten hoşlanabilecekleri ve dayanışma içinde olabilecekleri bir şey.
 
“Dünyada kadınların haklarının çok endişe verici bir şekilde geriye gittiğini görüyoruz. ABD'nin, kürtaj haklarını yürürlükten kaldırma yaklaşımı ve pandeminin kadınları eve geri döndürme biçimindeki adımlarına bakarsak, yapılacak çok iş olduğunu düşünüyorum.”
 
* ”21.yüzyıl kadın yüzyılı olacak” deniliyor bu konuda ne düşünüyorsunuz?
 
İlginç, şu anda tüm dünyada kadınların haklarının çok endişe verici bir şekilde geriye gittiğini görüyoruz. ABD'nin, kürtaj haklarını yürürlükten kaldırma yaklaşımı ve pandeminin kadınları eve geri döndürme biçimindeki adımlarına bakarsak, yapılacak çok iş olduğunu düşünüyorum. Bunun kadınlar için bir yüzyıl olacağını düşünmek isterdim ama bence birçok açıdan buna uzağız ve Birleşik Krallık’ta da adalet sistemi ve polis açısından kadınların durumunun daha da kötüye gittiğini görüyoruz, ama aynı zamanda son yıllarda bir uyanış çağrısı da var elbette. Eğer bir değişiklik olacaksa, her alanda gelişme olmalıdır. Ayrıca, 21. yüzyılın, Küresel Güney'den Küresel Kuzey'e doğru kitle benzeri mülteci hareketlerini tetikleyen, iklim krizinin etkisinde aşırı hava olaylarını daha fazla göreceğimiz bir yıl olacağını düşünüyorum. İklim krizinin kadınları orantısız bir şekilde etkileyeceğini ve kadına yönelik cinsiyete dayalı şiddeti ve kadın haklarının geriye gidişini artırabileceğini söyleyen bir rapor okudum. Bu yüzden, tüm çabalarımızı dünyanın dört bir yanındaki kadınları etkileyecek olan iklim kriziyle mücadeleyle birleştirmedikçe bu kadınlar için bir yüzyıl olmayacak. Yüzlerce yıl olduğu gibi yine erkekler için bir yüzyıl olacağını düşünüyorum.
 
“Kadın gazetecilerin gözaltına alınması ve devletin bu zulmü sürdürmesine rağmen korkusuzca haber yapmaya devam etmeleri takdire şayan. Bu, dünyadaki kadın direnişinin bir sembolü gibi görülebilecek bir şey. Bu sorunlarla karşılaşan diğer kadınları bir nevi ayakta tutmak ve bu mücadeleleri birleştirmek gerek.”
 
*Son olarak mesajınız nedir? 
 
Bana göre kadınlar için yüzyıl oluşturmanın yolu, mücadelelerimizi birbirine entegre etmek için birleşmekten geçiyor. Bence İran'da kadınlara gösterilen dayanışma, onlara hakları için mücadeleye devam edebileceklerini hissettirdiğine eminim. Dolayısıyla, kadınların yüzyılına sahip olabilmek için, uluslararası dayanışmanın, birbirinin birliğini desteklemek ve farklı kampanya araçlarını benzer şekilde kullanmak için mücadele edilmesi gerekildiğini düşünüyorum. Bence Türkiye'de de şahit olduğumuz gibi, Türk yetkililerin baskısına, kadın gazetecilerin gözaltına alınması ve devletin bu zulmü sürdürmesine rağmen korkusuzca haber yapmaya devam etmeleri takdire şayan ve cesur. Bu, dünyadaki kadın direnişinin bir sembolü gibi görülebilecek bir şey. Sizin gibi bu kadınları ve bu sorunlarla karşılaşan diğer kadınları bir nevi ayakta tutmak ve bu mücadeleleri birleştirmek gerek.
 
Yarın: Filistin Kadın Komiteleri Birliği’nden Abeer Abu Khdeir konuşuyor