Ateşin sırrı: Newroz (4)
- 09:01 19 Mart 2024
- Dosya
8 Mart’tan 21 Mart’a bir köprü: Sema
HABER MERKEZİ - Kadın özgürlük mücadelesi ile Kürt halkının özgürlük mücadelesini “Bedenimi 8 Mart’tan 21 Mart’a bir köprü yapmak istiyorum” sözleri ile Newroz’da eyleme dönüştüren Sema Yüce, Newrozlaşan kadınlardan biri olarak tarihe not düşer.
Kürt halkının özgürlük mücadelesinde tarihi dönemeçler vardır. Bu dönemeçler de daha çok Newrozlarda belirgin bir hal almıştır. Ateşin, özgürlükle, özgürlüğün yaşamla yaşamın kadınla inşa edilmesinin ortaya çıkış süreçleridir bunlar aynı zamanda.
Her bir dönemeç mücadelenin gelişim rotasını belirlemiş, dönemin, sürecin karakterini ortaya koymuştur. Bir yandan mücadeleye bir ivme kazandırmış, bir yandan mücadeleyi geri çekme girişimlerine set vurmuş, bir yandan özgürlük karşıtı tüm güçlere cevap verilmiş; en önemlisi ise kadın özgürlük çizgisinin rotasını belirlemiştir. Bu yüzden Newrozların Kürt halkı ve en çok da kadınlar için ayrı bir anlamı vardır. Newrozlar kadınla, Newrozlaşan kadınlarla özdeşleşmiştir.
Sema, Leyla, Serhildan…
Bu kadınlardan biri de Sema Yüce’dir. Sema, Leyla ya da Serhildan… 1971 yılında Agirî’nin (Ağrı) Dutax (Tutak) ilçesine bağlı Aşağı Kargalı köyünde doğan Sema, Kurdistan direniş geleneği içerisinde yer alan bir ailede büyür. Bu yüzdendir ki dedesi Kürt halkının direniş tarihi içerisinde önemli bir yeri olan Leyla Qasım’a atfen Leyla diye hitap eder. Liseyi bitirinceye kadar Agirî’de olan Sema, üniversite için Ankara’ya gider. Buradaki öğrenci arkadaşları ile birlikte özgürlük mücadelesi ile tanışır. Bu tanışma ile de üniversiteyi bırakır, PKK’ye katılır. İlk rotası Mêrdîn (Mardin) olur. Ardından Lübnan’a Bekaa Vadisi’ne uzanır. Ardından döndüğü Serhat’ta tutsak düşer.
Kadın özgürlüğü üzerine yoğunlaşır
Cezaevinde kadın özgürlüğü üzerinde yoğunlaşmayı esas alan Sema, Kürt halkına yönelik saldırıları, süreci, gelişmeleri yakından takip eder. PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın kadın özgürlüğü üzerine olan değerlendirmelerine 8 Mart 1998’de Kadın Kurtuluş İdeolojisi çerçevesinde kadınlara özgü bir ideolojiye dönüştürmesi Sema’yı derinden etkiler. Dışarıda Kürt halkına yönelik saldırılar, özgürlük mücadelesini tasfiye etme girişimleri, Kürt halkına yönelik saldırıların cezaevi boyutu ile sahte bir önderlik yaratma çabaları Sema’nın yoğunlaşmalarını derinleştirmeye yöneltir. Özgür kadın duruşunun nasıl olması gerektiğine ilişkin yoğunlaşmalarında Zeynep Kınacı ve Zekiye Alkan, Sema’nın esas aldığı kişilikler olur.
Özgürleşmek isteyen bir kadın için iki moral merkez olmaz
Bu yoğunlaşmaları Sema’yı 1998 Newrozu’nda, kadın özgürlük mücadelesi ve Kürt halkının özgürlük mücadelesinde döneme cevap olan bir eyleme götürür. 21 Mart 1998 akşamı, bu iki mücadele hattını bedeninde yaktığı ateşle bütünleştirir. Kadın özgürlük çizgisi ve Kürt halkının mücadelesinin birleşmesi, sahte önderliklere karşı çıkış, özgürlük mücadelesinde yeni bir sıçrama yaratır. Sema, eylemini yaparken bıraktığı mektubunda “Bedenimi 8 Mart’tan 21 Mart’a bir köprü yapmak istiyorum” sözleri ile bunu en yalın şekilde ifade eder, tanıma kavuşturur. Sahte önderliklere karşı duruşunu da "Nasıl ki gökyüzünde iki güneş yoksa ve olmayacaksa, bir insan için, özgürleşmek isteyen bir kadın için, iki yaşam seçeneği, iki moral merkezi olamaz. Bu satırları yazdığım An, kendimde düşünsel, moral ve yaşamsal açıdan Başkan Apo'yu tek merkez haline getirdiğim, kendimdeki tüm iç engelleri aştığım An'dır. Özgürlük hepimiz içindir ve özgürlüğe adım adım ulaşılabiliriz" sözleri ile dile getirir.
Soyluluğu bilinen tanımlamalarından arındırmak!
Sema, mektubunda hem yaşadığı yoğunlaşmayı hem de Kürt halkının özgürlük mücadelesinin geldiği aşamaya nasıl cevap olunacağını da şu ifadelerle dile getirir: “Mübalağasız, kişiliğimde yaşanan çatışma düzeyinde bin yılların bir çatışmasını hissediyor, duyumsuyorum. Bu, aynı zamanda kendimi aştığım an’ı ifade ediyor. Bunun tesadüf olmadığını biliyorum. Bu durum Başkan Apo şahsında Kürt gerçekliği içinde verilen insanlaşma, sosyalleşme ve özgürleşme mücadelesini, ‘Savaşta Zafer, Yaşamda Özgürlük’ aşamasına gelmesiyle yakından ilişkilidir. Bu dönemin bir emridir. Bu dönem, mücadelenin geldiği bu aşama, tükenmiş bir toplumun tüm öfkelerini, inadını, sabrını ve acısını kendinde biriktiren, büyük intikam savaşını, peygamberlerde dahi görülmemiş bir sabırla yürüten Başkan Apo’nun emeklerinin bir ürünüdür. Bu temelde beynimi, yüreğimi ve bedenimi 8 Mart’tan 21 Mart’a ulaşan ateşten bir köprü yapmak istiyorum. Çağdaş Kawa Mazlum Doğan’ın ve diğer tüm şehitlerimizin iyi bir öğrencisi olabilmek için Zekiye gibi yanmak, Rahşan gibi Newroz’laşmak istiyorum. Diğer Newroz’laşan Berivan, Ronahi, Mirza Mehmet ve Eser yoldaşların izinde kararlıca yürümek istiyorum. Kadının yaşam gücünün, zafer gücünün olduğunu, kadının da yoldaş olabileceğine olan inancımı soylu bir eylemle taçlandırmak isteğimin nedeni; soyluluğu bilinen tüm tanımlarından arındırarak, kendisi basit düşleri büyük insanın erdemi olduğunu haykırmak isteyişimdir.”
Kadınlar küllenen Kürt ateşinin kıvılcımıdırlar
Kadınların özgürlük mücadelesindeki öncülük rolünün de altını çizen Sema, mektubunda “Zafer tanrıçamız Zilan yoldaşın vasiyetine bağlılığımla, O'nun görkemli eylemine sadece özüyle değil, biçim itibariyle de cevap olmak isterdim. Fakat zindan koşullarında bu mümkün değil. Bu Newroz'da ayağa kalkan binlerce çocuk yüreğinin masumiyetiyle buluşmak, bu vasiyetin takipçisi olmakla mümkündür. Özgürlük tutkum çok büyük. Bu tutkuyu yaşam gücüne dönüştürebilmek için tek varlığımı, kendimi Başkan APO'ya adıyorum. Kadınlar, küllenen Kürt ateşinin kıvılcımlarıdırlar. Küllerinden yeniden doğmayı başaran bunun kıvılcımı olan her kadın, özgür Kürdistan'ın dokuyucusu olacaktır. Ancak bu bile Başkan APO'ya cevap olmaya yetmez. Cevap olabilmek için karartılan her yüreğin ateşte arınması gerekir. Ben ancak kendi yüreğimi verebilecek güçteyim” sözleri ile bunu ifade eder.
17 Haziran’da yaşamını yitirir
Yoğunlaşması, kadın özgürlük çizgisi ve Kürt halkının özgürlük mücadelesinde yeni bir dönemi belirleyen ve ardından mektuplar bırakarak Newrozlaşan kadınlara yeni bir halka ekleyen Sema, 21 Mart’ta gerçekleştirdiği eyleminin ardından hastaneye kaldırılır. İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hastanesi'nde yaklaşık 3 ay tedavi görür ancak 17 Haziran'da yaşamını yitirir.
Komutanlaşan Kürt kadınların izinde…
Sema’nın eyleminin ardından onun mesajını, yoğunlaşma düzeyini anlayan Fikri Baygeldi de aynı cezaevinde bedenini ateşe verir. Fikri, ardından bıraktığı mektupta Sema’nın eylemini tamamlamak istediğini ve komutanlaşan Kürt kadınların ardılı olduğunu belirtir.