Öz savunma, örgütlülük ve mücadele ile 25 Kasım’a (11)
- 09:01 11 Kasım 2024
- Dosya
Kültürel direnişte öz savunma ruhu
Dilan Babat
HABER MERKEZİ – Kürt kültürüne yönelik saldırılara karşı film, tiyatro ve hikayeler aracılığıyla kültürel bir öz savunma oluştuğunu belirten Ortadoğu Sinema Akademisi’nden Sidar Aslan, kültürün bir yaşama biçimi olduğu kadar bir öz savunma biçimi olduğunu ifade etti.
Kürt kültürüne yönelik saldırılar artarak sürüyor. Halaylar ve şarkılar gibi Kürt kültürüne dair unsurlar, gözaltı ve tutuklama gerekçesi yapılırken, insanlar bu saldırılara karşı yaşamın her alanında kültürlerini koruma çabasında. Saldırılara karşı, her alanda film, sinema ve tiyatro aracılığıyla öz savunma gerçekleştiriliyor.
25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele Günü’ne doğru giderken öz savunmanın her türlü şiddete karşı temel noktalardan biri olduğunu vurguluyor kadınlar. Öz savunmanın kültür, sanat alanında nasıl olduğunu Orta Doğu Sinema Akademisi’nden Sidar Aslan değerlendirdi.
Kültür ve öz savunma
Kültürün dil, yaşam ve insanlığın geçmişi ve geleceği olduğunu belirten Sidar Aslan, kültürün kendi içinde birçok unsuru barındırdığını kaydetti. Sidar Aslan, "Annelerimiz yüzyıllardır çocuklarıyla Kürtçe konuşarak dillerine sahip çıkıyor. Bu, kültür ve sanatın savunması olarak da görülebilir. Dilimize bir saldırı olduğunda kültürümüzü dil etrafında yeniden inşa ediyoruz. Kültüre yönelik saldırılar yaşandığında kadınlar en çok nerede bu saldırıyı hissediyor, bunu görmek gerekiyor. Bir kadın olarak, kültürümüzü nasıl savunur ve mücadele ederiz? Son dönemlerde halaylarımıza, şarkılarımıza ve yöresel kıyafetlerimize saldırılar yapıldı. Biz de buna karşı, 'Bu benim kültürüm' diyerek savunma pozisyonu aldık. Halaylarımızı, kültürümüzü, dilimizi savunuyoruz. Kültürümüzü savunmamız, bir öz savunmayı içinde barındırıyor. Kıyafetlerimizi ve kültürümüzü daha fazla gün yüzüne çıkararak kendimizi savunduk. Bu, bir anlamda kültürümüzü yeniden inşa etmek demek. Bu inşa sürecine sanat da dâhildir. Kadının toplumda veya devlette kendisine çizilen rolü reddederek alternatif bir politika ürettiği bir alan da burası. Devletin kadın için 'evde kalsın, çocuk doğursun' gibi politikaları var. Ancak biz, kültürümüzü inşa ederken, devletin kadına biçtiği rolün dışında, alternatif bir yaşam biçimi oluşturuyoruz" dedi.
‘Farklı kültürlere yer veriyoruz’
Kapitalist moderniteye karşı demokratik modernitenin sadece Kürtleri değil, birçok farklı kimliği de kapsadığını belirten Sidar Aslan, "Tüm bu farklı kültür ve kimlikler ile nasıl bir yaşam olmalı, bunu sorguluyoruz. Tiyatro zamanlarında sadece Kürt kültürüne dair oyunlar sergilemiyoruz; birçok farklı kültür ve dilden oyunlar da sergiliyoruz. Bir sinemacı olarak film çekerken yalnızca Kürtçe olsun demiyoruz; filmlerimize birçok farklı kültürel unsuru da katıyoruz. Bir film çektiğimizde, devletin kadına biçtiği rolün dışında, yeni bir yaşamda kadınların rol ve misyonlarına da yer veriyoruz. Kamber Ateş gibi örnekler var; bu hikayeler ve filmlerle kültür ve sanat alanında bir özsavunma geliştiriyoruz. Kürtçe oyunlar yasaklandığında veya salonlar verilmediğinde bunun alternatifini oluşturuyoruz" diye belirtti.
‘Kültür, bir yaşam bir öz savunmadır’
Birçok önemli günde, tüm yasaklara rağmen insanların yöresel kıyafetlerini giymesinin de bir öz savunma biçimi olduğuna dikkat çeken Sidar Aslan, "Son yıllarda kadınlara yönelik saldırılarda ve cinayetlerde medyanın dilini de görüyoruz. Katledilen kadınlar için dijital medyada bir platform oluşturuldu. Bu programa avukatlar, kadın aktivistler ve birçok sanatçı katıldı. Çeşitli sorunlar konuşuldu; fakat bu sorunların kaynağı yeterince ele alınmadı. Buna rağmen kadınlar yaşadıkları sorunların kaynağını dile getirmeye başladı. Sanat alanında da artık filmler ve tiyatrolarla bu kaynaklara dikkat çekilerek bir öz savunma örülüyor. Popülist kültür yükselirken, gençler kendi kültürlerinden uzaklaştırılmaya çalışılıyor. Buna karşı özellikle kadın sanatçılar, dayatılan kıyafetlere karşı kendi kültürlerini yansıtan kıyafetlerini giyerek bir öz savunma örneği oluşturuyor. Kültürel özsavunma çok önemlidir. 'Kürdüm' diyen herkesin kültürünü inşa etmesi ve bu şekilde yaşaması gerekiyor. Kültür, bireyin geleceği ve yaşamı olduğu kadar, öz savunmasıdır da" ifadelerini kullandı.