Yarım asırlık direnişin kadın cephesi (1)

  • 09:01 20 Mayıs 2025
  • Dosya
Kürt kadının özgürlük yolculuğu 
 
HABER MERKEZİ - PKK'nin toplumsallaşmasıyla birlikte kadının direnişteki rolü hem niceliksel olarak arttı hem de anlam açısından derinleşti. Kürt kadınları, erkek egemen zihniyete karşı yeni bir zemin açarak özgürlük mücadelesini derinleştirdi ve kadınların öz örgütlülüğünün sembolü hâline geldi.
 
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat’ta yaptığı “Barış ve Demokratik Toplum” çağrısı üzerine, PKK 5-7 Mayıs 2025 tarihlerinde eş zamanlı olarak iki ayrı bölgede 12. Kongresi’ni gerçekleştirdi. Kongrede alınan kararlarla örgüt, silahlı mücadele dönemini sonlandırdığını ve örgütsel yapısını feshettiğini açıkladı. Kongre sonuçları, 12 Mayıs’ta kamuoyuna duyuruldu.
 
Bu karar, Kürdistan’daki özgürlük mücadelesinde yeni bir dönemin kapısını araladı. Özellikle kadın özgürlük mücadelesi açısından kritik bir dönüm noktası olarak değerlendirildi. PKK'nin kuruluşundan bu yana kadın özgürlüğü, genel mücadele hattının temel bileşenlerinden biri olarak görüldü.
 
Ortadoğu ve dünya kadın hareketleri açısından da yankı uyandıran bu çizgi, yarım asrı aşan sürede önemli bir deneyim birikimi oluşturdu. Kadınlar, PKK saflarında yalnızca bir direniş gücü değil, aynı zamanda hakikat ve özgürlük arayışının öznesi haline geldi. Abdullah Öcalan’ın temel hedeflerinden biri olan özgür kadının inşası, bu süreçte somut adımlarla hayata geçti.
 
Bu dosyada; PKK içinde kadın örgütlenmesinin tarihsel gelişimi, Kadın Kurtuluş Mücadelesi’nin etkileri, öncü kadın kadrolar, kadınların askeri alandaki rolleri ve uluslararası kadın hareketleriyle kurulan ilişkiler gibi başlıklar mercek altına alındı.
 
Kadın katılımının artışı ve yeni mücadele alanı
 
PKK’nin toplumsallaşmasıyla birlikte, hem nitelik hem de nicelik olarak kadın katılımları büyüdü. Bu alanda kadınların yer alması kolay kabul edilmedi. Geri, geleneksel, egemen erkek zihniyetine karşı yeni bir mücadele alanı açıldı. Kadın ordulaşması, Kürt kadınının özgürlüğe olan inancının, cins bilincinin ve örgütlülüğünün kadın açısından önemini açığa çıkardı.
 
Bölgesel mücadeleden küresel deneyime
 
PKK’nin kadın tarihi, yalnızca Kürt kadınların değil, tüm Ortadoğu ve dünya kadınlarının özgürlük mücadelesine öncülük eden bir deneyim haline geldi. Abdullah Öcalan’ın özgür kadını yaratma tutkusu ve bu tutkudan beslenen özgürlük çabaları, kadın tarihini adım adım şekillendirdi. PKK’de kadın, kendi özgürlük tarihini yeniden yazma iddiasıyla öne çıktı. Bu dosyada, PKK’de Kürt kadınların misyonu ve mücadelesi ele alındı.
 
İlk katılımlar: Kuruluştan öncülüğe
 
27 Kasım 1978’de kurulan PKK’ye ilk katılımlar, ağırlıklı olarak aydın, emekçi ve öğrenci kesiminden geldi. PKK’ye 1974’te ilk katılan kadın Kesire Yıldırım oldu. Ardından Sakine Cansız, Sakine Karakoçan, Besê Anuş, Sultan Yavuz, Rahime Kahraman, Hanım Yaverkaya, Sakine Kırmızıtoprak, Saime Aşkın ve daha birçok kadın örgüte katıldı.
 
1980’ler: Kadınların mücadelede öncüleştiği dönem
 
1980’li yıllarda çok sayıda kadın, mücadelenin farklı alanlarında aktif olarak yer aldı. İlk katılan kadınlar, 1981-1992 yılları arasında kadın ordulaşmasının temellerini attı ve bu süreçte çoğu yaşamını yitirdi. 1996 yılında, Abdullah Öcalan'a yönelik komployu hisseden ve parti içindeki tasfiyeci eğilimlere karşı Dêrsim’de eylem gerçekleştiren Zîlan (Zeynep Kınacı), PKK kadın tarihinde devrimci bir öncü olarak yer aldı. Zîlan, ardında bıraktığı mektupta “Büyük ve anlamlı bir yaşamın sahibi olmak istiyorum” dedi. 
 
Sakine Cansız: Kadın tarihinin taşıyıcı figürü
 
9 Ocak 2013’te Paris’te iki arkadaşıyla birlikte katledilen Sakine Cansız (Sara), PKK’nin ilk Merkez Komite üyelerinden biri oldu. PKK’de kadın tarihi, büyük ölçüde Sakine Cansız’ın tarihiyle iç içe geçti. Abdullah Öcalan “Sakine’nin mücadelesi kadın özgürlük mücadelesidir” sözleriyle bu gerçeğe dikkat çekti. Sakine Cansız, partileşme, ordulaşma ve örgütlenme süreçlerinde öncülük etti; çok sayıda kadının mücadeleye katılmasına önayak oldu. Erkek egemen zihniyete karşı iradeleşen, kendi kendini örgütleyen ve savaşan bir devrimci karakter olarak öne çıktı.
 
Serhildanlarda kadın liderliği
 
1990’lı yıllarda gerçekleşen serhildanlarda kadınların güçlü bir öncülüğü ortaya çıktı. Kadınlar, bu halk ayaklanmalarının örgütlenmesinde ve öncülüğünde belirleyici bir rol oynadı. Bu döneme damgasını vuran isimlerden biri de Binevş Agal (Berîvan) oldu. Sürece en anlamlı yanıtı, serhildanlardaki aktif öncülüğüyle verdi. Mücadele kitleselleşti, halkla bütünleşti. Toplum, PKK’nin sadece dağda değil, yaşamın her alanında var olduğunu söylemeye başladı. “PKK Halktır, Halk Burada” sloganı, dilden dile dolaştı. 
 
YJWK: Avrupa’da kadın örgütlülüğünün ilk adımı
 
1986’da gerçekleştirilen PKK’nin 3. Kongresi’nin ardından, 1987 yılının Kasım ayında Yekîtîya Jinên Welatparêzên Kurdistan (YJWK) kuruldu. Kadın çözümlemelerinin en çok derinleştiği süreç 1987 yılı oldu. Bu dönemde Kürdistan’da Kadın-Aile çözümlemeleri ilk kez gündeme geldi. YJWK, Kürdistan’ın tüm parçalarında gelişme koşulları oluşmadığı için faaliyetlerini Avrupa’daki Kürt kadınları örgütlemekle sınırladı. Avrupa’da yaşayan kadınlar bu örgütlenmeyi hızla sahiplendi. YJWK, istenilen düzeyde kapsamlı bir yapı hâline gelemedi; ancak Avrupa’daki kadının ilk örgütlü kimliğinin açığa çıkarılmasında ve bu örgütlülüğün sürdürülmesinde önemli bir rol oynadı. PKK içindeki kadın örgütlenmesi için temel bir zemin yarattı.
 
YAJK ile ordulaşma ve merkezileşme dönemi
 
Zamanla bu süreç, Yekîtîya Azadîya Jinên Kurdistan (YAJK) adını aldı ve bir evrim geçirdi. Kadın ordulaşması, YAJK’ın altyapısını oluşturdu. 1995’e gelindiğinde önemli bir tecrübe ve örgütsel birikim elde edildi. Mart 1995’te gerçekleştirilen YAJK Kongresi, bu sağlam temeller üzerinde yapıldı. Kongreye yaklaşık 300-350 delege katıldı. Kadınlar, bu kongrede ilk kez kendi meclislerini seçti. Bu gelişme, kadınlar arasında büyük bir heyecan ve coşku yarattı. YAJK, doğrudan Abdullah Öcalan’a bağlı bir tarzda yeniden yapılandırıldı. Karargâhlaşma süreci başlatıldı. Tüm savaş alanlarındaki kadın faaliyetleri merkezileştirildi. Görüş alışverişinin yapıldığı, ihtiyaçların ve sorunların tartışılıp karara bağlandığı bir sistem kuruldu. YAJK, kadının ideolojik ve örgütsel kimliğini temsil eden bir yapıya dönüştü.
 
YAJK ilkeleri ve uluslararası kadın ittifakı arayışı
 
Abdullah Öcalan, YAJK’ın ilkelerini “yurtseverlik, savaşçılık, örgütçülük ve mücadelecilik” olarak tanımladı. YAJK’ın ideolojik ve örgütsel kimliği bu ilkelerde somutlaştı. YAJK, kadın ordulaşması sürecinde kazanılan deneyimler temelinde gelişti. Bu yapıyla birlikte, Kürt kadınların ulaştığı örgütlenme düzeyi, diğer halkların kadınlarıyla ortaklaştırılmaya çalışıldı. Bu amaçla, uluslararası kadın hareketleriyle ittifak arayışları başlatıldı.
 
Kadın Kurtuluş İdeolojisinin doğuşu ve ilk partileşme
 
21 Mart'ta tasfiyeciliğe karşı eylem gerçekleştiren Sema Yüce'nin 17 Haziran 1998’de yaşamını yitirmesi ve yazdığı mektuplar, kadın özgürlüğünün ideolojik yapılanmasını gündeme taşıdı. Abdullah Öcalan, bu süreci Kadın Kurtuluş İdeolojisi olarak formüle etti. 8 Mart 1998’de bu ideolojiyle kadın öncülüğünde bir sosyal devrimin temel ilkeleri belirlendi. Bu ilkeler; yurtseverlik, özgür düşünce ve iradeyle yaşama katılım, örgütlülük, mücadelecilik ve estetikti. Kadının özgürleşmesi, erkeğin dönüşümü ve toplumsal değişim hedefleri, bu ilkelerle somutlaştırıldı.
 
Bu ideolojinin hayata geçirilmesi amacıyla 8 Mart 1999’da Partîya Jinên Karkerên Kurdistan (PJKK) kuruldu. Bu adım, kadın partileşmesi açısından tarihsel bir dönüm noktası oldu. Erkek egemen uygarlık sistemini ve onun tüm yapılarını sorgulayan bu partileşme, mücadelenin gelişimine paralel olarak yeni içerikler ve biçimler kazandı.
 
PJA ve PAJK ile partileşmenin derinleşmesi
 
1999 yılında kurulan PJKK, 2000 yılında yapılan 3. Kadın Kongresi’nde isim değişikliğine giderek Kadın Özgürlük Partisi (PJA) adını aldı. Bu değişiklikle birlikte örgütlenme ve mücadele perspektifi daha da genişletildi. Kongre, Kadın Hareketi'ne yön kazandıran önemli bir dönemeç oldu. Kadın Özgürlük Hareketi, bu örgütlenmeyle birlikte evrensel sorumluluk üstlenmeye başladı. Kürt kadınların mücadelesinden elde edilen deneyimler, diğer halkların kadın hareketleriyle paylaşıldı ve dayanışma zemini oluşturuldu.
 
PAJK: Kadın Kurtuluş İdeolojisinin gücü
 
2004 yılında düzenlenen 5. Kadın Kongresi’nde PJA’nın ismi Partiya Azadîya Jinên Kurdistan (PAJK) olarak değiştirildi. PAJK, Kadın Kurtuluş İdeolojisinin tüm örgütsel alanlarda yaşamsal kılınmasından ve bu ideolojinin kadrolarını yetiştirmekten sorumlu bir yapı olarak tanımlandı. Üstlendiği misyonla Kadın Özgürlük Hareketi’nin ideolojik öncüsü haline geldi.
 
Abdullah Öcalan, PAJK’ı “Kadın özgürlük mücadelesi açısından ideolojik ve felsefi üretim yapan, bu ideolojinin kadrolarını yetiştiren bir parti” olarak tanımladı. Abdullah Öcalan’a göre, özgür kadın geliştikçe, kişiliği ortaya çıktıkça, özgür toplum da şekillenmekteydi. Bu doğrultuda “Toplumun özgürlüğü, kadının özgürlüğünden geçer” tezi somutlaştırıldı ve PAJK bu bakış açısının kurumsal karşılığı haline geldi.
 
KJB: Kadınların konfederal örgütlenme modeli
 
20 Nisan 2005 tarihinde, dört parça Kürdistan ve yurtdışındaki kadınların örgütlülüğünü kapsayan Koma Jinên Bilind (KJB) adlı konfederal çatı yapılanma ilan edildi. Bu model; ideolojik örgütlenme, kitle örgütlenmeleri, demokratik dönüşüm stratejisi ve meşru savunma alanlarının örgütlenmesini bir arada barındırdı.
 
KJB, ideolojik düzeyde PAJK’ı, kitlesel alanda Yekîtîya Jinên Azad (YJA) ve meşru savunma alanında ise YJA-Star’ı kapsayan bir yapıya dönüştü. Aynı zamanda genç kadın örgütlülüklerini de içeren bir sistem olarak şekillendirildi. Bu modelle birlikte kadın mücadelesi çok boyutlu bir örgütsel temele kavuştu.
 
KJK ile Demokratik Konfederal Kadın Yapılanması
 
2014 yılında, Kürdistan kadınların demokratik konfederal örgütlenmesi hedefi doğrultusunda Komalên Jinên Kurdistan (KJK) ilan edildi. Bu yeni yapı, mevcut kadın örgütlenmesinin somut ifadesi oldu. KJK, kadın devrimini esas alarak, sadece Kürt kadınlara değil, dünya kadınlarına ulaşmayı amaçladı.
 
Kadınların toplumsal sözleşmesi hazırlanarak, örgütlülüğün çeşitli boyutlarda gelişmesi için çalışmalar yürütüldü. Hiyerarşik ve devletçi zihniyete karşı mücadele esas alındı. KJK, mücadelesinin merkezine zihinsel dönüşümü koydu. Kadın Kurtuluş İdeolojisinin toplumsal dokuya taşınması ve toplumun kadın öz örgütlülükleriyle demokratikleşmesi hedeflendi. KJK, bu çerçevede ulusal demokratik birlik siyasetinin oluşturulmasından ve yürütülmesinden kendisini sorumlu gördü.
 
Yarın: Dağlarda yakılan meşale: Sakine Cansız’ın tanıklığı