Komplonun 19.yılı: Karanlıktan aydınlığa direniş sürüyor (3)

  • 09:03 7 Ekim 2017
  • Dosya
‘Önderliğin giydiği ateşten gömlek artık tüm halkın üstündeydi’
 
Rojda Aydın
 
DİYARBAKIR-  PKK Lideri Abdullah Öcalan'a yönelik 9 Ekim komplosu 19'ncu yılına girerken Diyarbakır Barış Anneleri Meclisi üyesi Mevlüde Adsız, “Her yer bir anda ateş topuna döndü. Önderliğin giydiği ateşten gömleği o süreçte artık tüm halk giymişti” sözleriyle komplo sürecini anlattı. 
 
PKK Lideri Abdullah Öcalan'a yönelik 1998 yılında yapılan Uluslararası Komplo 19'uncu yılına girdi. PKK Lideri Abdullah Öcalan yıllarca Kürt halkı ve Ortadoğu sorunu için mücadele verdi ve 9 Ekim'de komplo ile Suriye'den çıkarıldı. Bu süreç 15 Şubat 1999 yılında Türkiye'ye teslim edilmesiyle devam etti. O dönemde yüzlerce kişi Abdullah Öcalan’a yönelik komploya karşı bedenini ateşe verdi. PKK Lideri Abdullah Öcalan ve Kürt halkının komploya yönelik mücadelesini bugün de sürdürüyor. Diyarbakır Barış Anneleri Meclisi üyesi 9 Ekim tarihinde cezaevlerinde başlayan ve bir alev topuna dönüşerek her alana yayılan “Güneşimizi karartamazsınız” eylemlerine tanıklık etti. 
 
Mevlüde, annelerin uzun süre cezaevleri, sokaklar ve Meclis önünde hayata geçirdiği eylemleri 19 yıl öncesine giderek anlatıyor… 
 
‘Önderliği dinlemeyenler ülkeyi savaş alanına sürükledi’
 
PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerinde uygulanan komplo ve devamında gelen tecride karşı tepkisini şu sözlerle dile getiriryor: “Türk hükümeti Önderimizi İmralı Cezaevine koydu. Şimdi de aile ve avukatların yanına gidilmesine izin vermiyor. Önderliğin üzerine ağır bir tecrit uygulanıyor. Cezaevinde tecrit altında tutulmak büyük bir insanlık suçudur. Önderlik insanlık davası yürütüyor. Ancak Türk devleti bunu kabul etmiyor. Türk devleti bunu kabul etseydi şuan her yere barış hakim olurdu. Önderliği dinlemeyenler ülkeyi savaş alanına sürükledi.”
 
'Her zaman sokaklarda ve alanlardaydık' 
 
Mevlüde, her Kürt annesinin barış uğruna neredeyse bir kaç çocuğunu yitirdiğini ve hiç bir zaman bundan dolayı pişmanlık yaşamadığının altını çizerek, annelerin teslim olmadığını belirtiyor. 
 
Komplo sürecinde Abdullah Öcalan’ın bin bir türlü oyunla Suriye’den çıkarıldığını aktaran Mevlüde, kadınların komplo sürecine çok güçlü çıkışlarla cevap verdiğine dikkat çekti. Mevlüde, özellikle cezaevlerinde başlayan “Güneşimizi karartamazsınız” eyleminin her alana yayıldığını dile getirerek, anneler olarak açlık grevi, zincirleme, kefen giyme eylemlerine katıldıklarını söylüyor.
 
‘Tüm anneler gözaltına alındı’
 
Sokakları o süreçte terk etmediklerini ifade eden Mevlüde, “Devlet Önderlik için yapılan eylemleri durdurmak istedi. Ancak biz Serok’tan sağlıklı bir bilgi almayana kadar durmayacağımızı söyledik. Öcalan'ın Türkiye'ye teslim edildiği yıllarda dünyanın her yerinde eylemler yapıldı. Barış anneleri de eylem ve protestolarını geçekleştirdi. O dönem 20 barış annesi açlık grevine başladı. Bir yandan da sokakta eylemlerini yaptı. Eylem yaptığımız içinde etrafımız sarıldı ve dışarıda olan tüm anneler gözaltına alındı" ifadelerini kullanıyor. 
 
‘Yüzlerce insan bedenini ateşe verdi’
 
Komplonun yapıldığı dönemde yüzlerce kişinin bedenini ateşe verdiğini hatırlatan Mevlüde, "Bedenini ateşe veren yüzlerce kişi Önderliğe ne kadar değer verdiklerini ve sevgilerini gösterdi. Her yer bir anda ateş topuna döndü. Önderliğin giydiği ateş gömleğini o süreçte artık tüm halk giymişti. Kimse ne evladı için kendini yakar nede evlatlar kendilerini aileleri için yakar. Ancak yüzlerce kişi kendini Önderlik için yaktı. Önderlik net bir şekilde bu eylemlerin olmaması gerektiğini söyleyene kadar halk durmadı. Önderlik halkın artık direnişi farklı şekilde yürütmesi gerektiğini söylüyordu. Bizde kadınlar ve anneler olarak sesimizin çıktığı kadar barışı ve Önderliğimizi haykırdık” diyor.
 
'Elimizden ne gelirse yaparız'
 
Mevlüde son olarak, "Devlet Abdullah Öcalan'ı tutuklayınca tüm sorunlar çözülür sandı. Fakat halkın öfkesi gittikçe çoğaldı. Kürt halkı Önderliği için ayaklandı ve hala onun için ayaktadır. Devlet Önderlik üzerinde ne kadar tecrit uygularsa Kürt halkının öfkesi o kadar artar ve katlanır. Bundan dolayı bu tecrit kalkmalı! Önderlik özgür bırakılmalı. Kürt halkı var oldukça Önderliği için her şeyi yapar. Ölüme de yaşamada hazırız. Elimizden ne gelirse yapacağız. Her şey için hazırız" diye konuşuyor. 
 
Yarın: DTK Eşbaşkanı Leyla Güven komplo sürecini anlatıyor...