Cudi için çağrı: Bu zulüm kabul edilmemeli!

  • 09:08 2 Ağustos 2023
  • Ekoloji
Öznur Değer
 
ŞIRNEX - Cudi Dağı’nın yakılmasına dair tanıklığını anlatan Barış Annesi Emine Alkış, “Saat gece 02.00’de Cudi yanmaya başladı, sanki içimiz yandı. Uykudan uyandığımızda Cudi eteklerinden dumanlar yükseliyordu. İçimiz parçalandı. Memleketimizdir, vatanımızdır” derken, herkesi zulmün karşısında durmaya çağırdı.
 
AKP-MHP’nin yeniden iktidara gelmesinin ardından ülkede derinleşen çoklu sorunlardan biri olan ekolojik kırım, ağaçları, ormanları, dağları talan ediyor. Kurdistan’dan Türkiye’ye, Akbelen’den Cudi’ye kadar yayılan doğa kırımı özel savaş politikalarının bir yansıması olsa da Akbelen’de gerçekleştirilmek istenen ranta karşı oluşan kamuoyu tepkisi ile yakılan Cudi Dağı’na yönelik Türkiye kamuoyunun sessizliği yine iktidarın “ayrıştırıcı” politikalarını gözler önüne seriyor.
 
Günlerce süren ve köylülerin müdahalesi sonucunda ancak söndürülebilen Cudi Dağı yangınına dair konuşan Şirnex (Şırnak) Barış Anneleri Meclisi üyeleri, herkesi Cudi’yi sahiplenmeye çağırdı.
 
‘Orman doğadır, doğa da nefestir’
 
Barış Annesi Asya Tay, sadece kendi doğalarının değil, dünyanın herhangi bir yerinde doğanın, yeşil alanın yakılmasına karşı çıkacaklarının altını çizdi. Ormanların yakılmasını istemediklerine dikkat çeken Asya, “Çünkü orman doğadır, doğa da nefestir. Yeşillik olmasa insan nefes alamaz. Bir ağacın gölgesinde en az 20 insan oturabilir. Orman ve ağaçların yakılmaması gerekiyor. Tüm dünyaya ve orman yakanlara çağrımızdır, ormanları yakmayın. Sadece Kurdistan dağları için değil, hangi şehirde, hangi orman yakılırsa onun da karşısındayız” şeklinde konuştu.
 
‘Ormanlarımızı yakanlar her şeyimizi almaya çalışıyorlar’
 
“Orman yaşamdır” diyen Asya, orman yangınlarının durdurulması çağrısında bulundu. Asya, “Doğa yaşamdır. Oksijensiz bırakılmaya çalışılıyoruz. Bunun karşısında duracağız. Ormanlarımızı yakanlar sadece orman yakmayla kalmıyorlar, her şeyimizi elimizden almaya çalışıyorlar. Bunu asla kabul etmeyeceğiz. Barış Anneleri olarak orman yangınlarının sonuna kadar karşısında olacağız. Ormanların içinde hayvanlar var, insanlar ağaç gölgelerinde oturuyor, ağaçlarından meyveler yeniyor. Orman her şeydir” dedi.
 
‘Bugün zulmü kabul edersek yarın başka şeyler bizi bekler’
 
Bir yıldır Cudi Dağı’nın yakıldığını belirten Barış Annesi Taybet Tatlı da, bir yıldır Cudi’de neredeyse ağaç bırakılmadığını dile getirdi. “Bizden ne istiyorlar” diye soran Taybet, doğa kırımını kabul etmediklerini vurguladı. Özelde annelere çağrıda bulunan Taybet, “Bütün annelerin bu zulme karşı çıkması gerekiyor. Bu haksızlığı kabul etmemeliler. Eğer bugün bu zulmü ve haksızlığı kabul edersek yarın bizi başka şeyler bekliyor olacak. Yarın da gelip dağ, orman ve ağaçlarımızı yakacaklar. Kimse bunu kabul etmesin. Bu haksızlıktır ve zulümdür” ifadelerini kullandı.
 
‘Doğayı talan edenler nasıl hesap verecek?’
 
Doğa arasındaki ayrıştırmaya dikkat çeken Taybet, “Türklerin yaşadığı yerlerde bir orman yangını çıktığında itfaiye hemen gidiyor, helikopterlerle yangını söndürüyorlar. Peki Kürtlerin bölgesinden ne istiyorlar? ‘Ağaçlarınızı yakacağız, sizi talan edeceğiz’ diyorlar. Bir ağaç gölgesinde onlarca insan oturuyor. Doğamız sadece Kürtlerin değil, tüm insanlarındır. Kurdistan dağlarını hep yakıyorlar. Hayvanlar ormanlardan faydalanıyor, insanlar gölgesinde kendine yer buluyor. Meyvelerinden faydalanıyoruz. Menengiç tanelerini koparıp tüketiyoruz. Doğanın size ne zararı var? Doğayı talan eden bunun hesabını nasıl verecek? Biz bir karıncayı bile incitemezken, onlar orman yakıyor. Barış Anneleri olarak tüm anneleri sesleniyoruz, Kürt anneleri ve Türk anneleri bu yangınlara izin vermesinler, geçit vermesinler” sözlerine yer verdi.            
 
‘Tüm dünyada yasak olan silahlar Kürtlere serbest’
 
Bin yıllardır ormanlarının yakıldığını söyleyen Barış Annesi Emine Alkış ise, “Köylerimiz yakıldı, talan edildi. Tüm dünyada yasak olan silahları Kürtlere kullanmak serbest ama biz Kürtler ittifak içinde değiliz ve bir olmadığımız için de birbirimizin baş düşmanı da yine biziz. Ormanları yakanlar kimlerdir? Kürtler değil mi? Dışarıdan gelen asker doğamızı tanımıyor, Kürt ona yardım etmese nasıl yakacak? Her ağaç bir yaşamdır. Her bir ağaçla bir ülke yaratılır. İnsanlar, hayvanlar, bitkiler o doğada yaşıyor. Doğası olmayan bir memleket ne işe yarar ki? Hiçbir işe yaramaz” vurgusu yaptı.
 
‘Ruhunu düşmanına teslim eden Kürtler bu yoldan dönsünler’
 
Tanık olduğu orman yangınlarına değinen Emine, sözlerini şöyle sonlandırdı: “Saat gece 02.00’de Cudi yanmaya başladı, sanki içimiz yandı. Uykudan uyandığımızda Cudi eteklerinden dumanlar yükseliyordu. İçimiz parçalandı. Memleketimizdir, vatanımızdır. İçinde ne su bıraktılar, ne ağaç bıraktılar. Ruhunu düşmanına teslim eden Kürtler bu yoldan dönsünler. Artık yeter. Yönünü kendi yurduna çevirsin. Türklerin memleketine bakıyoruz, 4 ağaç yanınca kendilerini canlı kalkan yapıp ağaçlarını korumaya aldılar ve yangınları derhal söndürüldü. Biz kendi elimizle evimizi ateşe veriyoruz. Artık buna bir son verilsin. Yangını söndürmemize izin vermiyorlar. Doğamızdaki her şeyi talan ediyorlar. Dağımızın neresinde bir güzellik varsa, bir su varsa üzerine bombalar yağdırıyorlar. Anneler memleketlerini sahiplensinler. Artık bu katliam, vicdansızlık dursun. Botanlı kadınlar bu zulmü kabul etmemeli.”