Santralden dolayı kanser vakaları arttı!
- 09:02 2 Haziran 2024
- Ekoloji
ÎDIR - Îdir sınırlarında bulunan Metsamor Nükleer Santrali'nden etkilenen köylüler, santralin kapatılması gerektiğini vurgulayarak, santralin hem sağlık hem de ekonomik ve sosyal alanları etkilediğini belirtti.
Sovyetler Birliği tarafından 1977 yılında yapılan Metsamor Nükleer Santrali, Îdir (Iğdır) ve Ermenistan sınırına çok yakın bir yerde inşa edildi. Şehre yaklaşık 16 kilometre uzaklıkta bulunan ve çok eski olan bu santral, Çernobil tarzında inşa edildi. Mimari yönden hatalı olduğu rapor edilen ve yeterli soğutma yapacak su olmadığı halde çalışmaya devam eden santral, Ağîri Dağı fay hattı üzerinde yer alıyor. 1988 yılında Ermenistan’da yaşanan ve büyük bir yıkıma neden olan Spitak depreminin ardından her ne kadar 1989 yılında güvenlik nedeniyle kapatılsa da santral 1993 yılında tekrar çalışmaya başladı. Başta 2040 yılına kadar kullanılacağı söylenen santral için son kullanma tarihi 2026 yılı olarak belirlendi. Nükleer santralin kapatılmasını isteyen Îdir halkının yaptığı girişimler yıllardır sonuçsuz kalıyor. Öte yandan, santral birçok hastalığa neden olurken, özellikle son süreçte Îdir’da kanser vakalarında ciddi artış yaşandığı görülüyor.
Kurulan Nükleer Santral insanların sağlıklarını etkilerken, içtikleri su, soludukları hava, ekim ve biçim yaptıkları toprak bile hastalığa sebep oluyor. Nükleer santralin dumanı Îdir’da bulunan çoğu köyün üstüne yayılırken, köylerde yaşayan yurttaşlar da çeşitli hastalıklara yakalanıyor. Söz konusu Ermenistan sınırında olan Gödekli, Hacıağa, Ramazankent, Kerimbeyli, Bekirhanlı, Koçkıran, Alican, Tacirli, Necefali, Kadıkışlak, Kuzugüden, Hakmehmet, Müşritali ve birçok köy bu santralden etkileniyor.
Müşritali köyünde yaşayan yurttaşlar nükleer santrale ilişkin ajansımıza konuşarak, santralin hayatlarının her alanını etkilediğini belirtti.
‘Kadınlar kansere yakalanıyor’
Köylerinde bulunan nükleer santralin uzun yıllardan beri varlığını sürdürdüğünü belirten Serivan Kızılay, santralin ilk yapıldığı yıllarda bu kadar çok zarar vermediğini dile getirdi. Serivan, “Bu santral şimdi bize çok zarar veriyor. Artık halkta büyük bir salgın var. Çocuklar da dahil olmak üzere herkes hastalanıyor. Sebze ve meyvelerimizin hepsi zarar görüyor, onları mutlaka ilaçlıyoruz. Artık organik beslenemiyoruz. Sebze ve meyvelerden tutun arpa ve buğdayımızı bile ilaçlıyoruz. Bu nükleer santralin özellikle kadınlar üzerinde büyük etkileri var. Çünkü son zamanlarda kadınlar meme ve mide kanserine yakalanıyor. Son yıllarda hem kanser hem de diğer hastalıklar çok arttı. Ayrıca Îdir'da havalar da çok kötü. Özellikle bu santralin hava üzerinde etkisi büyük. Burada hava her zaman sisli. Deprem sırasında santralin delindiği de söyleniyor” dedi.
‘Sadece insanlar değil, hayvanlar da acı çekiyor’
Santralin dumanının, tozunun ve sisinin köylerine yayıldığını, bundan kadın, çocuk ve yaşlıların etkilendiğini ifade eden Serivan, “Köyümüzün vatandaşları sürekli hasta. Köyümüzdeki vatandaşlarımızın büyük bir kısmı tedavi görüyor. Bu tesisi kapatmalarını istiyoruz. Çocuklarımız hastalanmasın, doğal sebze ve meyve tüketelim. Buzağılarımız bile sakat doğuyor. Sadece insanlar değil, hayvanlarımız da çok acı çekiyor. Hamile kadınlar da onların çocukları da hasta doğuyor. Hamile kadınlar her zaman hastaneye gidip test veriyorlar. Kontrol için sıklıkla kan veriyorlar. Ayrıca hamile kadınlar çoğu kez erken doğum yapıyorlar. Topraklarımız bile zarar gördü. Ürünlerimizin tamamı çürüyor. Köylüler olarak bu santralin kapatılması için imza topladık ancak bir sonuca ulaşamadık. Talebimizi kimse dinlemedi. Bu santralin kapatılıp hastalıklara son verilmesini istiyoruz” diye konuştu.
‘Santral yüzünden hastalıklara yakalandım’
Nükleer santralden kaynaklı gırtlak kanserine yakalanan ve birden fazla ameliyat geçiren Cemile Manaz ise bu durumun insanlara büyük bir zarar verdiğini vurguladı. Kendisinin de bu santralin mağdurlarından biri olduğunu söyleyen Cemile, “Yemek borumda tümör vardı ve ameliyat oldum. Midemi de yukarı çektiler. Biz bu santralin oradan kaldırılmasını istiyoruz. Bu bizi çok kötü etkiliyor. Daha önce bu hastalıklarım yoktu. Bu hastalıklara santral yüzünden yakalandım" ifadelerini kullandı.
‘Bu santral kapatılmalı’
Sadece kendisi değil, köydeki yurttaşların neredeyse tamamının bu sebepten hastalandıklarını anlatan Cemile, "Nükleer santral sağlığın yanı sıra doğamızı da etkiliyor. Ektiğimiz meyve ve sebzelerin hepsi bozuk, yiyemiyoruz. Yaz geleli bir ay bile olmadı, tüm yeşillikler kurumaya başladı. Öte yandan hayvanlarımız da zarar görüyor. Hayvanlarımız sürekli hasta ve onlara aşı yapıyoruz. Hem insanlar hem de hayvanlar hasta. Burada içme suyu da iyi değil. Ben köy suyunu içemiyorum. Marketten su içiyorum. Bu santral çok etki yaratıyor. Bu santral sadece bizi etkilemiyor, Îdir'in tamamını etkiliyor. Biz ve tüm Iğdır halkı buranın kapatılmasını istiyoruz. Her anlamıyla çok zarar görüyoruz. 6 ayda bir tedavi görüyorum. Ayrıca alerjim var. Kadınlar rahim ağzı, meme ve daha birçok kansere yakalanıyor. Yetkililer bu santrali kapatmalı. Hepimiz hastalanıyoruz. Santralin sızıntı yaptığını da söylüyorlar ama hala çalıştırılıyor. Îdir'da hastaneye gittiğimizde başta kanser hastaları olmak üzere herkesin hasta olduğunu görüyoruz. Burada kanserin çaresi yok. Erzurum, İstanbul ve yakın yerlerdeki hastanelere gidiyoruz” şeklinde konuştu.
‘Santral hem ekonomik hem de sağlığa çok zarar veriyor’
Nükleer santral yapıldıktan sonra vatandaşlara büyük zarar verildiğini kaydeden Latife Tere, santralin kapatılmasını istediklerini vurguladı. Santralin insanı, havayı, doğayı ve hayvanları etkilediğine işaret eden Latife, “Kadın, genç, yaşlı yani herkes hastalanıyor. Kanser vakaları arttı. Santral yüzünden çocuklarımız gelişmiyor. Kızım 13 yaşında ama yaşına göre gelişimi çok az. 3 ayda bir kızımı hastaneye götürüyorum. Burada sebze ve meyvelerle geçimimizi sağlıyorduk ama onlar da çok zarar gördüğü için artık onlarla da geçimimizi sağlayamıyoruz. Santral hem ekonomik hem de sağlık açısından bize çok zarar veriyor. Bahçelerimize buğday, mısır, meyve ve sebze ekiyorduk ama hepsi zarar görüyor artık. Şu an 41 yaşındayım ve bu köyde doğup, büyüdüm. Kendimi bildim bileli bu santral hep vardı. Santralin kapatılması için defalarca başvurularda bulunduk, imzalar topladık ama hiç bir sonuç alamadık. Artık ne yapacağımızı bile bilmiyoruz. Burada Îdir hastanesinde iyi bir tedavi imkânı yok. Yakın şehirlerdeki hastanelere gitmek zorunda kalıyoruz ama bu da bizi ekonomik olarak çok zorluyor. Yani her açıdan sıkıntı yaşıyoruz” dedi.