Pasûr’daki madene tepki: Kamu yararı nerede?

  • 16:23 6 Ekim 2024
  • Ekoloji
 
 
AMED- Pasûr’un Kasor Havzası’ndaki maden faaliyetlerine tepki gösterilen açıklamada konuşan DEM Parti Milletvekili Serhat Eren, “Ekolojik dengemizi bozmaya çalışanlara karşı doğamızı korumak için sesimizi çıkaracağımız bir miting olacak” diyerek, 13 Ekim'deki “Özgürlük Mitingi”ne katılım çağrısında bulundu.  
 
Kulp Kasor Havzası Koruma Platformu öncülüğünde Amed’in Pasûr (Kulp) ilçesinin Kasor Havzası’nda yer alan Gavgas, Kuyê, Awdegês, Arqetîn ve Xuruç mahallelerini kapsayan alanda yürütülen madencilik faaliyetine karşı açıklama yapıldı. Awgêdas (Tiyaxs) Mahallesi’nde yapılan açıklamaya, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) milletvekilleri,  Amed Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanı Doğan Hatun, ilçe belediye eşbaşkanları ile birçok kentten sivil toplum örgütü ve siyasi parti temsilcilerinin yanı sıra çok sayıda mahalleli katıldı. “Xwezaye me xwebuna me ye. Em dev jê bernadin-Doğamız varlığımızdır, vazgeçmiyoruz” pankartının açıldığı eyleme,  “Em rê nadin talana li ser xwezayê-Doğa üzerindeki talana izin vermiyoruz”, “Sermaye Kulp’tan defol”, “Pasûr ji madena giringtire-Pasur madenlerden daha önemli” dövizleri taşındı. 
 
‘Bu toprakları savunacağız’
 
Eylemde ilk olarak konuşan Amed Barosu Çevre ve Kent Komisyonu Sekreteri Ahmet İnan,  25 bin kişinin içme ve zirai kullanma suyunun Kasor Havzası’ndan karşılandığını belirterek, maden çalışmasının toprakları ağır metallerle zehirleyerek,  suları kullanılamaz hale getireceğini dile getirdi. Maden ruhsatına itiraz edecekleri gibi ilgili kurum yetkilileri hakkında da suç duyurusunda bulunacaklarını aktaran Ahmet, “Tüm ilgilileri görevlerine davet ediyoruz. Bir an önce bu vahim hatadan dönün. Son dönemde Hasandin’de, Lîce’de görüldüğü üzere şehrimizin temiz suyu ve havzası talana açılıyor. Buralarda çocuklarımızı büyütmek istiyoruz. Birçok uygarlığın doğayı sömürme zihniyetiyle ekolojik dengenin yok olduğunu çok iyi biliyoruz. Bu ülkede hiç kimse derelerimize, ormanımıza, geleceğimize rağmen ekolojiyi karşısına alarak bir şey yapamaz, var olamaz. Şirketleri şimdiden uyarıyoruz; hiç masraf yapmayın, buradan gideceksiniz. Çünkü bizim yaşatma sevdamız sizin talan isteğinizden çok daha üstündür. Kentin binlerce paydaşıyla, hep birlikte, kenetlenerek bu toprakları savunacağız” diye belirtti. 
 
Kamu yararı nerede?  
 
Ardından konuşan Amed Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanı Doğan Hatun, yaklaşık 60 mahallenin bu havzadaki sudan faydalandığını vurguladı. Doğan, “Nereye bakarsan hangi ağacın altına baksan, burada yaşam var. Doğanın üstü olduğu gibi altı da değerli. Bu doğa doğrusu zengin bir madene sahip. Ama maden çalışması yapılacağı zaman toplum için faydası olması lazım. Burada yarar var mı bakalım? Burada maden yaparsanız başta binlerce yıllık kültürü, bu temiz suları yok edeceksiniz. Halkı göçerteceksiniz. Öyleyse kamu yararı nerede?” diye sordu.
 
 ‘Yanlıştan vazgeçin’
 
Maden İşleri Müdürü’ne seslenen Doğan, “Burası DİSKİ’nin içme suyu temin ettiği bir yerdir. Yer altı ve akarsuları hem insanlar hem de tarım için kullanılan su havzasıdır. Kendi mevzuatlarınıza karşı hareket etmeyin. Doğru bir şekilde, doğru yerde madencilik yapılırsa, kamu yararı varsa kimse karşı çıkmaz. Ama insanları doğayı, suyu yok ederseniz kusura bakmayın. Maden kanununu bir daha okuyun. Suyun üzerine maden yaptırmayız. Vazgeçin, vazgeçmediğiniz sürece doğamızı, suyumuz koruma refleksimizi sürdürürüz. Burada yaptığınız maden çalışması kamu zararınadır. Burada 25 bin insana kovayla su taşıyacak halimiz yok. 25 bin nüfusun suyunu DİSKİ olarak nereden temin edeceğiz? Bunların sorumluları sizler olacaksınız. Bu yanlıştan vazgeçin” çağrısında bulundu, 
 
 ‘Bu halkı bu topraklardan atamazsınız’
 
DEM Parti Amed Milletvekili Serhat Eren, HES’lerle, barajlarla, orman yangınlarıyla, maden ocaklarıyla ekolojik dengesinin bozulduğunu vurguladı. İktidar ve sermayelerin el ele vererek bu toprakların can damarlarını kesmek istediğini belirten Serhat, “Yok edilmek istenen bizim tarihimiz, kültürümüz, bu topraklarla olan bağımızdır. Bu toprakların derinlere inmiş kökleri var. Hiç kimse bu halkı bu topraklardan atamaz. Asla izin vermeyeceğiz” dedi. 
 
13 Ekim’deki mitinge çağrı
 
Serhat, “Savaşta ısrar edenlere karşı barış siyasetinde ısrar eden halkımızın çığlığının yankılanacağı bir miting olacak. Aynı zamanda ekolojik dengemizi bozmaya çalışanlara karşı doğamızı korumak için sesimizi çıkaracağımız bir miting olacak. Ülkenin bütün kaynaklarını savaşa harcayan, bir bütünen halkı açlığa mahkum edenlere karşı sesimizi yükselteceğimiz bir miting olacak. Gençlerimizi fuhuşa, uyuşturucuya yönelten, geleceğini elinden alınanlara karşı gerçekleştirilecek bir mitingdir. Bu halk taleplerinde, barışta ısrarcımı gözlemlemek istiyorlar. O yüzden bu miting iktidarın bizler hakkında kararlar alacağı bir miting olacak” diyerek, 13 Ekim’deki “Özgürlük Mitingi”ne katılım çağrısında bulundu.
 
‘Gün suyumuza sahip çıkma günü’
 
Ekoloji Derneği’nden Nejdet Sezgin de, şunları belirtti: “Bugün direniş, suyumuza, toprağımıza sahip çıkma günüdür. Bir damla suyumuzu onların eline bırakmayalım. Duruşumuzla onlara çok iyi bir cevap vereceğiz. Bundan sonra da mücadelemiz devam edecek. Öyle günler gelecek ki çocuklarımız ‘Bu doğa talan edilirken siz ne yaptınız’ diyerek, hesap soracak. Maden çalışması göçü getirecek. Bu dağlar, yaylalar boşalacak. Hiçbir köylü burada kalmayacak. Devletin kanunlarını kabul etmiyoruz. ÇED raporunu çıkaranlar bizi alakadar etmiyor. Bu topraklar sonuna kadar savunulacak. Siz ne kadar mücadele ederseniz, bizde sizinle mücadele edeceğiz. Bir kişi dahi mücadele etse, onunla mücadele etmeye söz veriyoruz. Elimizden geleni yapacağız.”
 
Kadınlardan tepki 
 
Son olarak konuşan Dolun Mahalle’sinden Zübeyde Memiş ise, “Burada maden çıkarılmasını istemiyoruz. Bizi bir kere köyden kovdular, ikinci defa köyümüze yerleştik. Şimdi yine kovmaya çalışıyorlar. Nereye gideceğiz?” diyerek, tepkisini dile getirdi. 
 
İslam Mahallesi’nde yaşayan kadınlar, madene karşı olduklarını söyleyerek, “Huzurumuz bozulacak. Şimdiye kadar maden çalışması yapılmasına izin vermemeliydik. Kadınlar adına bu çalışmayı istemiyoruz” dedi.
 
 Eylem, “Direne direne kazanacağız” sloganıyla sona erdi.