
Süheyla Doğan: Kâr için yaşam feda ediliyor!
- 09:04 19 Ağustos 2025
- Ekoloji
İSTANBUL - Ekoloji Birliği ve İklim Adaleti Koalisyonu üyesi Süheyla Doğan, İktidarın, açıkça şirketlerin yanında konumlandığını görüyoruz. Daha fazla kâr elde etmeleri ve üretimlerini sürdürmeleri için tüm doğal varlıklar, tereddütsüz bir şekilde şirketlerin hizmetine sunuluyor. Halkın, doğanın ve geleceğin değil; sermayenin çıkarları gözetiliyor” dedi.
Enerji ve maden şirketlerinin, Kürdistan ve Türkiye'deki doğal kaynaklara yönelik doymak bilmez sömürü politikaları; yalnızca toprağı değil, onun üzerinde yaşayan tüm canlıların geleceğini de tehdit ediyor. Bu şirketler, kısa vadeli kâr uğruna ormanları ateşe veriyor, dağları delik deşik ediyor, nehirlerin yönünü değiştiriyor. Maden aramaları adı altında yürütülen faaliyetler; yerel halkın su kaynaklarını kirletiyor, tarım alanlarını yok ediyor, biyoçeşitliliği geri dönülmez biçimde tahrip ediyor. Orman yangınlarının sayısındaki artış, kimi zaman ihmalin, kimi zamansa bilinçli çıkar ilişkilerinin bir sonucu olarak karşımıza çıkıyor. Tüm bu yıkıma rağmen devletin denetleyici ve koruyucu rolünü üstlenmek yerine, şirketlerin çıkarlarına hizmet eden bir politika izlemesi ise ekolojik yıkımı daha da derinleştiriyor.
Ekoloji Birliği ve İklim Adaleti Koalisyonu Yönetim Kurulu üyesi Süheyla Doğan, eko kırıma dair değerlendirmelerde bulundu.
‘Ağaç kesilmesine karşı çıkıyoruz’
Ülkenin her tarafında çok büyük bir eko-kıyım yaşandığını ifade eden Süheyla Doğan, sadece Şirnex değil, Şirnex gibi birçok yerde bu kıyımla karşılaştıklarını ve buna karşın mücadele ettiklerini söyledi. Süheyla Doğan, “Şırnex’le beraber ülkenin her yanında, inşaat sektörünün ihtiyacını karşılamak üzere büyük bir kesim var. Artık olağan ormanların gençleştirilmesinin ötesinde, ormanlarda yıkım var. Nerede olursa olsun, ağaçların gençleştirilmesi adı altında sanayi ihtiyacı için yoğun bir şekilde ağaç kesilmesine karşı çıkıyoruz” dedi.
‘İklim kanunu yerine ticaret kanunu yasallaştı’
İklim kanunu ve torba yasası için yasa değişikliğini talep ettiklerini söyleyen Süheyla Doğan, eğer bu kanunlarda değişiklik olmazsa ülkede korkunç yıkımların gerçekleşeceğini, buna karşın ise bir kampanya başlattıklarını söyledi. Süheyla Doğan, “Bu kanun ile ilgili 10 önerimizi kamuoyuyla paylaşıp kendi taleplerimizi de iletmiştik. Ne yazık ki o taleplerimizin hiçbiri ciddiye alınmadı. Ve bir iklim kanunu değil de, iklim ticaret kanunu yasallaşmış oldu. Hemen arkasından bazı kanunlarda değişiklik yapılması için bir kanun gündeme geldi. O kanun, jet hızıyla 26 saat aralıksız komisyonda konuşuldu. Görüşme sonrasında genel kurula getirildi. Biz, kanunu inceleyip itirazlarımızı dile getirdik. Bu kanun her ne kadar zeytinliklerle anılsa da, aslında tek başına zeytinlikleri ilgilendiren bir kanun değil. Ülkenin tüm tarım alanlarını, meralarını, ormanlarını, sulak alanları, bütün koruma altına alınmış alanları enerji ve madencilik yatırımlarına açan bir kanun. Şu anda bölgede sürdürülen Akbelen mücadelesinin dayandığı süreç de budur. Zeytinliklerin ne yapılacağına dair en son bir komisyonda oluşturuldu. Bu konuyla ilgili yereldeki halk ve Muğla’daki çevre örgütleri mücadele ediyor” ifadelerini kullandı.
‘Ormanlar, şirketlerin tehdidi altında’
Son zamanlarda çok ciddi orman yangınlarıyla karşı karşıya kaldıklarını ve yangınlar için ciddi bir politika değişikliği yapılması gerektiğini vurgulayan Süheyla Doğan, “Bizler biliyoruz ki ormanlar, hem enerji hem maden şirketlerinin ciddi anlamda tehdidi altında. Son dönemdeki yangınlarda, enerji nakil hatlarındaki arızalardan kaynaklı çıkan kıvılcımların yangına neden olduğuna ilişkin bilgiler var. Orman yangınlarına ilişkin doğru düzgün istatistikler tutulmuyor ve yayınlanmıyor. Bu konuda iktidarın, orman yangınlarıyla mücadele konusunda daha düzgün ve sistemli bir politika oluşturması gerekiyor. Orman Bakanlığı’nın kadrosunda ciddi anlamda zayıflık var. Orman teşkilatı zayıflatıldı; bu durum da yangınlarla mücadeleyi daha etkisiz kılıyor. Hem karadan hem sudan müdahale açısından bütüncül bir yaklaşım lazım. Orman yangınları sonucu oluşan alanların hiçbir şekilde imara açılmaması gerekiyor” sözlerini kullandı.
Ekolojik yıkım ve demokratik haklar için davet çağrısı
Süheyla Doğan, şu anda iktidarın halkın yararına bir politika yürütmediğini söyleyerek, şunları ekledi: “İktidarın, şirketlerden yana taraf olduğunu görüyoruz. Şirketlerin daha fazla kâr edebilmesi ve üretimlerini devam ettirebilmesi için her türlü varlığı şirketlere tahsis ediyor. İktidar, mevcut sermayenin devam etmesi için her türlü doğal varlığımızı şirketlere armağan ediyor. Ormanlar yalnızca orman değildir. Ormanların içerisinde bir sürü hayat var. Ve orman yangınlarından sadece ağaçlar değil, ormanda yaşayan tüm canlılar yok oluyor. Ormanlara bakarken bir ekosistem olduğunu kavramak lazım. Hem ekolojik yıkımlara karşı hem de demokratik haklar açısından, bütün ülkemizdeki muhalefetin bir araya gelmesi şart. Şu anda bu yıkıma karşı herkesi mücadeleye davet ediyorum.”