
Gemi söküm tesislerinin durdurulması çağrısı
- 15:05 9 Ekim 2025
- Ekoloji
İZMİR - İzmir Gemi Söküm Koordinasyon Grubu’nun basın toplantısında, Aliağa’da faaliyet gösteren gemi söküm tesislerinin yarattığı risklere dikkat çekilerek bu tesislerin faaliyetlerinin derhal durdurulması ve kamusal denetimin etkin biçimde sağlanması çağrısı yapıldı. Açıklamada, kentte insan ve çevre sağlığını tehdit eden her türlü faaliyetin kamu yararı temelinde değerlendirilmesi gerektiği belirtildi.
İzmir Gemi Söküm Koordinasyon Grubu, gemi söküm tesislerinde devam eden Çevre Etki Değerlendirme (ÇED) raporu muafiyetleri, iş katliamları, çevre ve halk sağlığı ihmallerine dair İzmir Tabip Odası’nda basın açıklaması gerçekleştirdi. Salonda “Gemi Söküm Tesisleri ÇED muafiyeti, iş cinayetleri çevre ve halk sağlığı ihmalleri ile çalışamaz, çalıştırılamaz” yazılı pankart asıldı. Basın açıklamasını TMMOB Çevre Mühendisleri Odası’ndan Selma Akdoğan okudu.
‘Bakanlık tesislerin faaliyetlere izin verdi’
Aliağa’da gerçekleştirilen gemi sökümünün çevre ve halk sağlığını tehdit ettiğini söyleyen Selma Akdoğan, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından verilen ÇED kapsam dışı belgelerinin ÇED süreci işletilmeksizin gemi söküm tesislerinin çalışmaya devam ettiğini belirtti. EGEÇEP, İzmir Barosu, TMMOB Mimarlar Odası, İzmir Tabip Odası ve 8 yurttaşın bakanlığa ÇED süreci işletilmesi gerektiğine ilişkin açtığı davanın da devam ettiğini dile getiren Selma Akdoğan, “Gemi Söküm Ve Gemi Geri Dönüşümü Faaliyeti Alan Artışı Projesi” adı ile ÇED sürecinin başladığı duyurusu ÇŞİM sayfasında paylaşıldı. Mart ayında iki farklı tarih için Halkın Katılım Toplantısı duyurusu yapıldı ancak daha sonra iptal edildiğini bildirdi.
‘Şirketler zaman kazanmaya çalışıyor’
Şirketlerin ÇED Yönetmeliğinin yürürlüğü girdiği tarihten bu yana kapasite artışı ve devirler gerçekleştirdiğini dile getiren Selma Akdoğan, şirketlerin kuruluş tarihinin 1993 yılından önce olması gerekçe gösterilerek ÇED’den muaf tutulduğunu kaydetti. Alan artışı gerekçesi ile başlayan ve tamamlanmayan ÇED sürecinde “kapasite artışı” tanımından kaçınarak ÇED muafiyeti devam ederken prosedürün tamamlanmaya çalışıldığını kaydetti. Selma Akdoğan “Kıyının özgün jeolojik koşulları, kıyı bölgesindeki kirlilik ile bölgenin afet risklerine yönelik hiç bir saha araştırması yapılmadan, alan artışına konu alanın paylaşılmadan, hiç bir veri, değerlendirme ve risk analizi olmadan oluşturulması kabul edilebilir bir süreç değildir. Asıl yapılması gereken bölgenin ihtiyaçlarının belirlenerek kuru havuzlarla bir planlama yapılması, bu kapsamda bir ÇED sürecinin işletilmesidir” dedi.
‘Kuru havuz yöntemi zorunlu tutulmalı’
ÇED muafiyetine ilişkin açılan davanın Anayasa Mahkemesi'ne taşındığını kaydeden Selma Akdoğan, son 1 yıl içinde; söküm bölgesinde gömülü 15 bin ton atığın ortaya çıktığını, 2 yıldır bekletilen bir geminin sökümü sırasında yangın çıktığını, iş kazaları ve iş cinayetleri yaşandığını hatırlattı. Gerekli koşullar sağlanana kadar gemi söküm faaliyetlerinin durdurulması çağrısında bulunan Selma Akdoğan, “Amacına uygun bir ÇED süreci yürütülmeli; çalışma yöntemi, alınması gereken önlemler, kontrol ve denetim mekanizmaları sorgulanmalıdır. Gemi söküm tesislerinin çevre, halk ve işçi sağlığı açısından güvenli ve sağlıklı koşullarda faaliyet gösterebilmesi için kuru havuz yöntemi zorunlu tutulmalıdır. Çevre ve halk sağlığının korunması, işçi sağlığı ve güvenliği için gerekli tüm önlemlerin alınması sağlanmalıdır” şeklinde konuştu.
‘Kamusal denetim yasal düzenlemeler, işçi sağlığı’
İşçi sağlığı ve güvenliği ile ilgili İLO tarafından hazırlanan rehber dokümanlar ışığında ve yasal mevzuat kapsamında gerekli önlemlerin de alınması gerektiğine vurguda bulunan Selma Akdoğan, “Aliağa, çevresel yük ve kirlilik taşıma kapasitesinin aşılmış olduğu bilimsel ve kurumsal raporlarla defalarca ortaya konmuş ve özel işletim koşullarının gerekli olduğu bir yerdir. Gemi söküm tesisleri, demir çelik tesisleri ile birlikte Aliağa bölgesinde en önemli kirletici kaynaktır. İmar değişiklikleri ve kapasite artışları ile bölgenin kirletici yükü artırılmamalıdır. Yaşanan olumsuzlukların tekrarlanmaması için, gerekli yasal düzenlemeler yapılmalı, hem gemi söküm tesislerinin hem de tüm Aliağa'da bulunan ağır sanayi tesislerinin işletim koşulları etkin bir şekilde denetlenmelidir. Gemi Sökümü süreci; bilimsel ve teknik değerlendirmeleri ile etkin bir kamusal denetimle yürütülmelidir. Kentte insan ve çevre sağlığını tehdit eden tüm çalışmaların bilime, hukuka, kamu ve çevre sağlığına uygun hale getirilmesi nihai hedefi ile kararlılığımızı bir kez daha kamuoyu ile paylaşıyoruz” sözlerini kullandı.
Açıklamanın ardından toplantı soru ve cevaplarla sona erdi.