'Kod-29 kadınların iş bulmasına en büyük engel'

  • 09:05 26 Nisan 2021
  • Emek/Ekonomi
Sena Dolar
 
İSTANBUL - İşten çıkarmaların yasaklandığı pandemi sürecinde Kod-29 saldırısıyla 2020 yılında 176 bin 662 işçi işten çıkarıldı. Kod-29 ile işten çıkarılan kadınların iş bulamadığına dikkat çeken avukat Zülal Artan, sendikal hakların engellenmesinin suç olduğunu ve Kod- 29’u kötüye kullanan işverenlerin cezalandırılması gerektiğini belirtti.
 
Koronavirüs (Covid-19) salgınıyla birlikte birçok çalışma kolunda hak gaspları yaşanıyor. Kısmi kapanma süreçlerinde dahi üretim alanında çalışan işçiler, bu süreçte açlık ve ölümle yüz yüze bırakıldı. Sömürünün arttığı bu süreçte salgının yönetilmesiyle beraber ekonomik kriz giderek derinleşti. İşten atmaların yasak olduğu pandemi sürecinde iktidar, ücretsiz izin ve Kod-29 uygulamalarıyla emekçilere yönelik sömürüyü yasal kılıf ile örtmeye çalıştı. 2020-2021 yılları arasında sendikalı oldukları için Kod-29 ve ücretsiz izin bahanesiyle bini aşkın emekçi işten çıkarıldı. Kod-29 ile işten çıkarmaların görünmeyen sebebi ise sendikalaşma oldu.
 
Pandemi sadece direnişe engel!
 
İstanbul’da son süreçte sendikalı oldukları için Kod-29 ile işten çıkartılan Migros Depo işçilerinin eylemlerine yönelik polis saldırısı gerçekleşiyor. Aynı bahaneyle işine son verilen ve uzun süredir Haramidere’de bulunan Sinbo fabrikası önüne çadır kuran Dilbent Türker’in çadır kurması ise son dönemde engelleniyor. Sendikalı oldukları için 22’i arkadaşıyla birlikte işten çıkartılan SML Etiket işçileri Derya Sırbudak ve Seçil Arı’nın da fabrika önünde çadır kurmasına izin verilmiyor. Çadır direnişine yönelik engellemelere gerekçe olarak ise Valiliğin pandemi gerekçesi ile aldığı “yasak” kararı gösteriliyor. Direnişi engelleme aracı olarak kullanılan pandemi koşulları, fabrikalarda çalışan işçiler için ise engel teşkil etmiyor.
 
Kod-29 sendika düşmanlığını körüklüyor
 
1 Mayıs İşçi Bayramı’na doğru giderken işçilere dönük saldırı ve yasaklar yalnızca patronlar tarafından olmuyor. Hükümetin çıkardığı yasalar da patronları korur nitelikte. İşyerlerinde baskıya, mobbinge, haksız işten atamalara ve tacize karşı sendikalaşan işçilerin pandemi sürecinde patronların sömürüsüne maruz kaldığı kollardan biri de Kod-29 yasası. İşçilerin tüm taleplerine rağmen kaldırılmayan Kod-29’un adı değiştirilse de sendika düşmanlığını körüklemeye devam ediyor.  
 
176 bin 662 işçi Kod-29 ile işten atıldı
 
Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu Araştırma Merkezi’nin (DİSK-AR) verilerine göre, 2020 yılında toplam 176 bin 662 işçi Kod-29 gerekçesiyle işten çıkarıldı. Kod-29 ile işten çıkarılanların, 34 bin 145’i kadın, 142 bin 517’si erkek işçilerden oluşurken, işten çıkarılanların sayısı ayda ortalama 14 bin 772’yi buldu. 2021 yılına ait Kod-29 ile işten atılan işçilere dair net bir veri ise bulunmuyor; DİSK-AR’ın çalışmalarında kullanmak üzere Kod-29’a ilişkin Sosyal Güvenlik Kurumu’na (SGK) yapılan bilgi edinme başvurusu ise reddedildi.
 
Tek başlık altında toplanan suçlamalar belirsizliğe yol açtı
 
Bilinen adıyla Kod-29 yani 4857 sayılı İş Kanunu'nun 25/2 bendi gereğince, “ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller” sergilenmesiyle iş sözleşmesi feshedilebiliyor. Kod-29 ile sözleşmesi feshedilen işçiler, kıdem tazminatı ve işsizlik ücreti gibi haklarından yararlanamazken işçi sicilini de bozuyor. Kod-29, “iyi niyet ve ahlak kurallarına uymayan haller” dışında, “görevin kasten ve sürekli ihmali, cinsel taciz, cinsiyetçi hakaret ve hırsızlık” başlıklarını da kapsıyor. İşverenler tarafından SGK’ye bildirilen iş akdinin feshinde birbirinden farklı fesih nedenlerinin tamamı Kod-29 başlığı üzerinden değerlendirilirken, işçiler geniş kapsamlı bir suçlama ile işten çıkarılıyor. Kod-29 kapsamına bulunan başlıklar tek bir genel başlık altında olmasıyla belirsizliğe yol açarak, işten çıkarılan işçilerin siciline onur kırıcı şekilde yansıyor.
 
Kod-29 değişti gibi görünse de 25/2 yürürlükte
 
Kod-29 ile işten çıkarılan işçilerin SGK’nın Kod-29’u genel kapsamlı olarak ele almasına karşı tepki göstermesi sonucu SGK, 8 Nisan’da Kod-29 uygulamasına ilişkin değişikliğe gitti. İş Kanunu’nda yer alan “İyi niyet ve ahlak kurallarına uymayan haller” için fesih kısıtı uygulaması getirdiğini belirten SGK,  işten çıkarmaların 29 No’lu kod ile yapılmasının belirsizlik yarattığını bu nedenle de Kod-29 içerisinde bulunan birden fazla başlığın ayrıca kodlanmasına karar verdi. SGK değişikliğin işçilerin mağduriyetini gidermek amacıyla yaptığını öne sürerek, halka yaptığı değişikliği lütuf gibi gösterse de işçi düşmanı 25/2 maddesi hala yürürlükte.
 
Kod-29, 9 ayrı koda bölündü
 
İşten atmaların yasak olduğu süreçte patronların Kod-29’u kullanarak birçok işçiyi işten çıkarması ülkedeki yoksulluk krizine bir yenisini daha ekledi. SGK’nın belirttiği üzere Kod-29, 9’a bölündü. 25/2 maddesi (bilinen adıyla Kod-29 ) içerisinde bütünen ele alınan suçlamalara tek tek kod verildi. SGK, 1 Nisan’da yayımladığı genelgede Kod-29’u kaldırarak 42 nolu koddan 50 nolu koda kadar uzanan 9 yeni işten çıkış kodu getirdi. SGK her ne kadar Kod-29 ile düzenleme yapsa da söz konusu düzenlemede işçilerin yararına bir şey bulunmuyor.
 
2021 yılının ilk 4 ayında da Kod-29 ile işten atmalar devam etti. Avukat Zülal Artan son süreçte “işçi kıyımı” için araç olarak kullanılan Kod-29 dair ajansımıza değerlendirmelerde bulundu.
 
‘İşverenler işten çıkarma yasağını anlamsızlaştırdı’
 
Pandemi sürecinde geçici olarak İş Kanunun 10'uncu maddesiyle istihdamı devam ettirmek amacıyla işten çıkarmaların yasaklandığına dikkat çeken Zülal, aynı zamanda işten çıkartmalara yönelik bir istisna olduğuna işaret ederek, “Bu istisna işverenin işçiyle yaptığı iş akdinin, iş kanunun 25/2 maddesine göre feshedebileceği anlamına geliyordu. İşverenler, işten çıkarma yasağını anlamsız hale getirdi. İşçileri ciddi şekilde mağdur ettiler ve Kod-29 dediğimiz mağduriyet silsilesi ortaya çıktı. Sendikalaşan işçiler yani anayasal haklarını kullanan işçiler işten çıkarıldı” dedi. 
 
‘Kod-29 ile işten atılan kadınlar iş bulamıyor’
 
Kod-29 ile haksız yere işten çıkarılan işçilerin “kara listeye” alındığını ve iş bulmalarının zorlaştığını belirten Zülal, İş kur gibi kurumların Kod-29 ile işten atılan işçileri işe almadığını kaydetti.  Ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller ile işten atılmanın kadınları daha fazla etkilediğini vurgulayan Zülal, “Kod-29 kadınlar açısından daha zorlayıcı bir zemin hazırladı. Toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin had safhada olduğu bu toplumda bir kadının Kod-29 ile işten çıkması, yeni bir iş bulamaması demektir. Kadın işçiler iş bulsa dahi yeni iş yerlerinde daha fazla ayrımcılığa ve mobbinge maruz kalacağı anlamına da geliyor. Aynı zamanda LGBTİ+’lar içinde aynı anlama geliyor” diye konuştu.
 
‘Sendikal faaliyetlerin engellenmesi suç’
 
Kod-29’a karşı işçilerin arabuluculuk faaliyetine başvurabileceğini fakat haklarının tam olarak verilemeyeceğini aktaran Zülal, “Hak arama da paralı olduğu için iş mahkemesine dava açmak da zor. Dava açtığınızda harç ödemek zorundasınız. Beş parasız bırakılan, maddi geliri olmayan ve yeni bir iş bulamaz hale getirilen işçilerin hakkını araması da zorlaştırılıyor. İşçiyi yeni bir maratona sokuyorsunuz ve bunun kendisi de ciddi bir mağduriyet yaratıyor” şeklinde konuştu. 
 
İş kanunun 25/2 maddesinin yeniden düzenlenmesi gerektiğinin altını çizen Zülal, sendikal hakların engellenmesinin TCK’nin 118’inci madde gereğince suç olduğunu anımsatarak,  işverenlerin Kod-29’u kötüye kullanmasına karşı cezalandırılması gerektiğini kaydetti.