İşletmesi kapanma eşiğine gelen esnaf: Bunun ötesi yok!

  • 09:04 6 Mayıs 2021
  • Emek/Ekonomi
Habibe Eren-Sena Dolar
 
İSTANBUL - İstiklal Caddesi’nde bulunan kafeyi 12 yıldır çocukları ile birlikte işleten Güler Yıldız,  tam kapanma sürecinde hükümetin esnafı desteksiz bırakmasına tepkili.  Güler çocuklarına umut olmak için kepenk kapatmamaya direndiğini belirterek, “Sosyal devlet demek mağdurun yanında durmak demek. ‘Kapat’ diyorlar ama esnafa yardım paketi vermiyorlar. Her gün başka bir kararla karşı karşıyayız” dedi.
 
Pandemi sürecinde belirli aralıklarla alınan "kapanma" kararları nedeniyle dükkanların bir açılıp bir kapanması esnafın zor günler yaşamasına neden oluyor. İktidarın, bir gecede aldığı kararlar ekonomik krizi daha da derinleştirirken, pandemi sürecinde akıbeti düşünülmeyen kesimlerden biri de küçük işletmeler oldu. Ani kapanmalar nedeniyle çoğu esnaf kirasını ödeyemezken birçok esnaf kepenk kapatmak zorunda kaldı. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği'nin (TOBB) verilerine göre pandeminin başladığı 2020 yılında yüzde 20,47 artışla 101 bin 318 şirket, yüzde 26,89 artışla 31 bin 36 gerçek kişi ticari işletme ve yüzde 27,13 artışla bin 476 kooperatif kuruldu. Aralık ayında yıllık bazda, kapanan şirket sayısı yüzde 43,57, kapanan gerçek kişi ticari işletme sayısı yüzde 141,28 arttı. Söz konusu verilere 2021 yılı da eklenirse sayının daha da artacağını söylemek yanlış olmaz. 
 
Tam kapanma süreci, esnafa destek verilmeden başlarken işletmelerin sadece paket servise devam etmesi esnafın giderlerini karşılamıyor.  İstiklal Caddesi’nde  “tam kapanma”dan dolayı neredeyse çoğu dükkân kapalı. Esnaflardan öğrendiğimiz kadarıyla da bazı dükkan sahipleri kazanç sağlayamadığı için kapatmak zorunda kalmış. Dükkanı ayakta tutmak adına direndiğini söyleyen esnaf Güler Yıldız, çocuklarının 12 yıldır işlettiği ama batmanın eşiğinde olan dükkanlarının kapanmaması ve çocuklarına umut vermek amacıyla her gün kapalı kepenklerin arasında dükkanı açık tutmak için direniyor.
 
‘Kirasını geçtik günümüzü kurtarmaya çalışıyoruz’
 
İstiklal Caddesi'nde bulunan 3 katlı kafenin girişinde gözleme pişirerek kepenk kapatmaya direnen Güler, “Doğuştan esnaf sayılırız, çünkü ekonomik durum bize öğretti.  Kafeyi 12 yıldır çocuklarımla birlikte işletiyoruz. Önce dükkanın önüne bir bina yaptılar oradan bir darbe yedik, şimdi de pandemiden dolayı bir şey yapamıyoruz. Dükkanın kirasından, sigortasından vazgeçtik günümüzü kurtarmak için çalışıyoruz. Bakalım böyle nereye kadar gidecek” dedi. “Halimizi görüyorsun” diye yakınan Güler, üç katlı kafenin bomboş kaldığını ve pandemiden kötü etkilendiklerini vurgulayarak, “Sokağa kadar geldiğimize göre artık bunun ötesi yok. Çok fazla etkilendik. Hiçbir maddi yardım yok. Bu şekilde ayakta durmaya çalışıyoruz” diye ekledi.
 
‘Mantığım devletin uygulamalarını almıyor’
 
 Emekli parasının sadece bir günü geçirmeye yettiğine dikkat çeken Güler, “Sonumuz hiç iyi değil. Umudumuz kırılmasın diye mutlaka iyi olacak diyorum ama maalesef kötü bir durumdayız. Türkiye’de dükkanı açmak ayrı kapatmak ayrı bir dert. Bizi içeriye tıkıyorlar, sokaklar turistlerle dolu. Biz bu kadar virüslüysek onlarda hiç mi virüs yok?  Mantığım bile devletin uygulamalarını almıyor”  dedi.
 
‘Kapanma var ama esnafa destek yok’
 
Türkiye’de sosyal devlet anlayışının olmadığını ve hükümetin yurttaşları düşünmediğini vurgulayan Güler, sözlerini şöyle sürdürdü:  “Sosyal devlet demek mağdurun yanında durmak demek. ‘Kapat’ diyorlar ama esnafa yardım paketi göndermiyorlar. Elektriğe, suya, kiraya katkı sunulması lazım. Biz yıllardır vergi ödüyoruz. 20 gün güzel bir şekilde kapatabilirlerdi. 20 gün boyunca bize takviye yapılsaydı ve tüm işyerleri kapatılsaydı virüs bu kadar yayılmaz ve süreç bu kadar uzamazdı. Baştan yanlış gitti sonu da yanlış devam ediyor. Her gün başka bir kararla karşı karşıyayız."