SES davasına çağrı: Özgürlük mücadelesine açılmış bir dava
- 13:56 30 Mart 2022
- Emek/Ekonomi
ANKARA - Aralarında SES Eş Genel Başkanı Selma Atabey’in de bulunduğu biri tutuklu 8 üyelerinin yargılandığı davanın 6 Nisan’da görülecek ilk duruşmasına çağrıda bulunan SES Sekreteri Pınar İçel, “Bu dava kadın eşitlik ve özgürlük mücadelesine, halkın sağlık hakkına ve örgütlü yapılarına açılmış bir dava” dedi.
Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Merkez Yürütme Kurulu (MYK), aralarında tutuklu bulunan SES önceki dönem Eş Genel Başkanı Gönül Erden ile SES Eş Genel Başkanı Selma Atabey’in de yargılandığı 8 üyelerinin 6 Nisan’da Ankara 22’nci Ağır Ceza Mahkemesinde görülecek ilk duruşması dolayısıyla SES Genel Merkezi’nde basın toplantısı düzenledi.
Kamu Emekçileri Sendikası Konfederasyonu (KESK) Eş Genel Başkanı Şükran Kablan Yeşil, Türk Tabipler Birliği (TTB) MYK üyesi Deniz Erdoğdu, Ankara Tabip Odası (ATO) Başkanı Ali Karakoç, Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim-Sen) ve Tüm Belediye ve Yerel Yönetim Hizmetleri Emekçileri Sendikası (Tümbel-Sen) MYK üyelerinin de katıldığı açıklamada “Sağlık hakkı, sendikal haklar ve kadın mücadelesi yargılanamaz!” yazılı pankart açıldı.
Açıklama metnini SES Genel Sekreteri Pınar İçel okudu.
‘Bu dava özgürlük mücadelesine açılan bir dava’
Açılan davanın kadın eşitlik ve özgürlük mücadelesine, halkın sağlık hakkına ve örgütlü yapılarına açılmış bir dava olduğunu vurgulayan Pınar, “KESK ve KESK’e bağlı sendikalar kurulduğu günden beri emekçilerin haklarını ısrarlı bir şekilde savunmuş ve halkın nitelikli kamu hizmeti alması mücadelesi vermiştir. Sendikal mücadeleyi yıpratmaya dair benzer örnekler tarihimizde mevcuttur” diye konuştu.
‘Yargı baskısı kesintisiz’
KESK ve KESK’e bağlı sendikalar hakkında açılan davaları hatırlatan Pınar, KESK ve KESK’e bağlı sendikalara karşı karalama kampanyasının hiç bitmediğini ifade etti. Sendikaları hakkında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) verdiği ihlal kararlarını da anımsatan Pınar, “AİHM’in verdiği ihlal kararı tüm suçlamaların hukuka aykırı olduğu tespitini yapmıştır. Yargısal süreç esasında siyasi iktidarın emek, barış ve demokrasi mücadelesi yürüten sendikamıza, sendikal örgütlülüğümüze yönelik yargı baskısının kesintisiz olduğunu göstermektedir” sözlerine yer verdi.
Pandemi mücadelesi yargı konusu
Doğruları söylemekten imtina etmeyen sendika ve yöneticilerinin hukuksuz bir yargısal süreç ve asılsız iddialarla yıpratılmak istendiğinin altını çizen Pınar, “ Çalışma barışımızı bozma, sağlık ekip işidir’ açıklaması ve sağlık emekçilerinin mali ve özlük haklarının iyileştirilmesi ile ilgili açıklamalar gerekçe gösterilerek 2020 yılında soruşturma başlatılmış ve bu kapsamda arkadaşlarımızın telefonları dinlemeye alınmıştır. Savcılık suç unsuru bulamayınca bu sefer sendikamızın hazırladığı 2 adet belgeseli dahi suçlamaya gerekçe yapabilmiştir. Bu belgesellerden bir tanesi SES’in 20’nci Kuruluş yılı nedeni ile çekilen belgeseldir. Diğeri ise sokağa çıkma yasağı döneminde yaşamını yitiren SES üyesi sağlık emekçilerine ithaf edilen ‘Siyaha Karşı Beyaz Belgeseli’dir. Asılsız iddialarla yıpratılmaya çalışılan sendikamız dün olduğu gibi bugün de sağlık emekçilerinin hak ve hukuk mücadelesini ısrarlı bir şekilde sürdürmeye devam etmektedir” şeklinde konuştu.
Duruşmaya çağrı
SES’in mücadele tarihinin emekçilerin ve toplumun sağlık hakkı mücadelesi olduğuna işaret eden Pınar, “Hak mücadelesi veren emek örgütlerini yıpratma çabası sonuç vermeyecektir. Bu hukuksuz davada yargılanan tüm arkadaşlarımız serbest kalıncaya kadar mücadeleye devam edeceğiz. Tüm duyarlı demokratik kamuoyunu 6 Nisan tarihinde Ankara 22’nci Ağır Ceza Mahkemesinde görülecek duruşmaya, bizlerle dayanışmaya davet ediyoruz” dedi.
‘İktidarın çabaları beyhudedir’
Açıklamanın ardından söz alan KESK Eş Genel Başkanı Şükran Kablan Yeşil, “Kadın mücadelemize, ana dilimize, yaşam mücadelesine karşı iktidarın saldırılarına ses olmak için buradayız. Bir kez daha belirtebiliriz ki iktidarın bu çabaları beyhudedir” diye belirtti.
Dayanışma çağrısı
Rosa Kadın Derneği’ne yönelik gerçekleşen operasyonlara ve sendikal mücadele yürüten üyelerine yönelik gözaltı ve tutuklamalara da dikkat çeken Şükran, “Arkadaşlarımız beraat edene kadar mücadelemiz devam edecek. İfade özgürlüğümüz ve sendikal mücadelemiz gasp ediliyor. Bu duruşa karşı cezalandırma çabası olduğunu biliyoruz. Arkadaşlarımız için mücadelemizi büyütmeye devam edeceğiz ve herkesi dayanışmaya çağırıyoruz” şeklinde konuştu.
‘Mücadele eden ve barış diyenlere yöneliyor’
TTB Genel Sekreteri Vedat Bulut da Türkiye’de kamu emekçilerinin sendikal haklarının Anayasa tarafından korunmasına rağmen, emek ve demokrasi mücadelesinin baskılandığına dikkat çekti. Eğitim-Sen MYK üyesi Ramazan Gürbüz ise uzun zamandır toplumsal muhalefete yönelik OHAL sürecindeki uygulamaları da aşan bir süreç işletildiğini belirterek, “Siyasi iktidarın mücadele eden, emek, demokrasi ve barış diyenlere yönelimi söz konusu” ifadelerini kullandı.