Üç ülkenin sınırındalar ama…

  • 09:05 26 Ekim 2023
  • Emek/Ekonomi
 
Rojda Aydın
 
ÎDIR - Îdir’in Panîk köyünde yaşayan kadınlar, ekonomik krizin giderek derinleştiğini, ektikleri ürünleri şehirde çok ucuza satmak zorunda kaldıklarını, sınır kapılarının da kapalı olmasından dolayı yaşamın iyice zorlaştığını dile getirdi. 
 
İktidarın savaşa aktardığı kaynaklardan dolayı ekonomik kriz giderek derinleşirken, krizi en fazla hissedildiği yerler de sınırlardaki iller. Ermenistan, İran gibi ülkelerle sınırı olan ve sınır ticaretinin önemli yer tuttuğu illerden olan Îdir (Iğdır) bu politikalardan etkilenen illerden biri. İran ve Ermenistan’da sınır kapıları kapalı olduğu, Azerbaycan’ın Nahçivan kapısı ise düzenli olarak açık tutukladığı için yurttaşlar ticaret yapamıyor. Bu durum da başta kadınların yaşamını olumsuz etkiliyor.
 
Îdir’in Panik köyünde yaşanan kadınlar, sınır ticaretinin olmamasından dolayı ürünlerini çok ucuza satmak zorunda kaldıklarını belirterek duruma tepki gösterdi. 
 
Emeklerini karşılığını alamıyorlar
 
Tarım ve hayvancılıkla geçimlerini sağladıklarını belirten Helen Kızılay, ”Bahçemizde domates, biber, salatalık, patlıcan ekiyoruz. Bunun dışında da mısır, buğday, arpa ve yonca ekiyoruz tarlalarımızda. Yine meyve ağaçlarımız var. Sonbahar geldiğinde bu sebze ve meyvelerimizi şehre götürüp satıyoruz. Geliri ile de geçimimizi sağlıyoruz. Ancak çok bir şey kazanamıyoruz. Çünkü çok ucuza satmak zorunda kalıyoruz. Ekonomik kriz öyle bir şey ki artık kemse ne bir şey satabiliyor ne de alabiliyor. Özellikle de biz kadınlar için çok zahmetli. Büyük bir emek harcıyoruz ancak gelen ürünlerde emeğimizin karşılığını alamıyoruz. Yine koyun ve inek de besleyerek geçimimizi sağlamaya çalışıyoruz” dedi.    
 
Sınır kapıları kapalı
 
Kentin Nahçivan, İran ve Ermenistan sınırında olduğunu söyleyen Helen, ancak ticaret konusunda bir faydasının olmadığını belirtti. Helen, şöyle dedi: “Burada ticaret kalmadı artık. İran ve Ermenistan kapıları kapalı. Sadece Nahçivan açık. Ancak sadece Îdir’e gidip satabiliyoruz. Burada da ucuz satılıyor. Elimizde kalmasın diye ucuza veriyoruz. Bir yandan kriz bir yandan sınır kapısı kapalı. Nasıl yapacağımızı bilmiyoruz. Her iki sınır kapısının da açılmasını istiyoruz ve kentin durumunun düzelmesini istiyoruz. Artık emeğimiz görülsün istiyoruz.”
 
Çaresizlikten ucuza satıyorlar
 
 Çiftçilik yapan Bahar Kesen de yazın yaylalara gittiğini bu şekilde geçimlerini sağlamaya çalıştıklarını belirtti. Yazın ektiklerini sonbahara doğru topladıklarını dile getiren Bahar, “Köyde yaşamımız böyle. Eğer yaylaya gitmesek geçinemeyiz. Süt satarak geçinmeye çalışıyoruz. Yine köyde sebze etiyoruz, meyve ağaçlarımız var. Bu ürünleri satıyoruz. Ancak ucuza gidiyor. Sınır kapılarının kapalı olması bizi etkiliyor. Emeğimiz böyle kayboluyor. Kapılar açık olsaydı daha çok satılırdı. Bunun dışında yapacak işimiz yok. Çünkü Îdir’de iş yok. Meyve sebzelerimiz değersizleşmiş. Mazot almak zorundayız. Marketlerde küçük bir kutu peynir 20 liraydı şimdi 100 lira olmuş. Şehre bir şey almaya gittiğimizde alamadan dönüyoruz. Çünkü her şey çok pahalı” dedi. 
 
Bir torba un 600 TL
 
Sadece şehirlerde değil köyde de ekonomik krizin çok derinleştiğini söyleyen Fazile Kızılkuş ise, zor geçindiklerini dile getirdi. Tarım ve hayvancılık yaptıklarını belirten Fazile, krizden dolayı emeklerinin karşılığını alamadıklarını söyledi. Fazile, şunları dile getirdi: “Geçinebilmek için her şeyi yapıyoruz. Önceleri pamuk ekiyorduk. Ancak verdiğimiziz emeğe göre bir karşılık alamıyoruz. Bu yüzden ekmeyi bıraktık. Sınır kapısı da kapalı olduğu için ürünlerimizi şehirde ucuza satıyoruz. TIR’ları olanlar var. Onlar Nahçivan’a gidiyor ve ürünlerini satıyor. Ancak diğer kapılar kapalı olduğu için  biz gidemiyoruz. Sebzelerimizi satacak kimse olmadığı için  2 liradan sattık sebzelerimizin kilosunu. Vermesek bu kez de elimizde kalacak. Îdir’de yaşam zor. Bir torba un 600 TL olmuş. Bir torba pirinç alıyoruz 270 TL.  Her şey pahalı. Bir yandan bu kriz de bizi etkiliyor. Bin liraya ancak bir çay ve yağ alabiliyoruz.” 
 
Kadının emeği görülmüyor
 
Aslen İranlı olan ancak Îdir’de yaşayan Şenhaz Gülcan ise, yaylada besledikleri hayvanlar ve ektikleri ürünlerle geçindiklerini söyledi. Ekonomik krizin yaşamlarını çok etkilediğini ifade eden Şehnaz, “Burada yaşam çok zor. Çünkü verdiğin emeğe karşılık eline bir şey geçmiyor. Îdir’de ürünlerimizi satamıyoruz. Ancak İran ve Ermenistan’a da götüremiyoruz. Çünkü her iki kapı da kapalı. Sadece Nahçıvan açık. Kapı kapalı olduğu için ailemin yanına da gidemiyorum. Burada büyük bir emek verip çalışıyoruz ama kadınların emeği görülmüyor” dedi. 
 
Kapılar açılsa….
 
Dilber Gülcan da yaşadıklarını şu sözlerle dile getirdi: “Kadınlar köyde ekim yapıyor. Ancak bu da para etmiyor. Çünkü satılmıyor. Şehirde çok ucuza satıyoruz. Ucuz satıldığı için de ihtiyaçlarımızı alamıyoruz. Yoksul olanlar geçinemiyor. Bazen meyvelerimizi satıyoruz bazen de kurutup satıyoruz. Ancak yine de para etmiyor. Kapılar kapalı olduğu için nerede satacağımızı bilmiyoruz. Sınır kapılarının açılmasını istiyoruz. Bu şekilde az da olsa geçinebiliriz. Şehirde iş yok gençler çalışamıyor. Kapılar açılırsa ticaret yapabiliriz. Hayat çok pahalı. Küçük bir su bile 10 lira olmuş.”