Bêrîvanların ortak sözü: Emeğimizin karşılığını alamıyoruz
- 09:04 20 Ağustos 2024
- Emek/Ekonomi
WAN - Havaların ısınması ile birlikte yaylaya gitmeye başlayan bêrîvanların en büyük sorunu, bin bir zorlukla elde ettikleri süt ve süt ürünlerini satarken ucuza satmak zorunda kalmaları. Bêrîvanların ortak sözü ise “Emeğimizin karşılığını alamıyoruz” oldu.
Wan’ın (Van) Elbak (Başkale) ilçesine bağlı Xokan (Köprüağzı) köyünde yaşayan kadınlar, her gün sabah erken saatlerde kalkıp ev işlerini yapmak üzere işe koyuluyorlar. Ev işlerini tamamladıktan sonra, sabah saat 08.30 civarında arabalara biniyor ve yaylaya gitmek üzere yola çıkıyorlar. Daha önceki yıllarda atla yaylaya giden bêrîvanlar, son yıllarda araçlarla yaylaya gitmeye başladılar. Bêrîvanlar, yaylaya varana kadar yolda fazlasıyla zorlukla karşılaşıyorlar. Çok tozlu, inişli çıkışlı ve yüksek yerlerden yaylaya doğru ilerleyen berîvanlar, yaklaşık yarım saatlik bir yolculuktan sonra koyunlarını sağacakları yaylalara varıyorlar. İşe ilk olarak keçileri sağmak ile başlayan berîvanlar, keçilerini bitirdikten sonra koyunları sağmaya başlıyorlar. Hem yol boyunca hem de koyun sağarken çokça zahmet çeken Bêrîvanlar, ne sattıkları sütte ne de sütten elde ettikleri diğer ürünlerde emeklerinin karşılığını alabiliyor. Ürünlerini çok ucuza satan kadınlar, bu ürünlerin kendilerinden alındıktan sonra şehirlerde çok daha pahalıya satılmasından şikayetçi.
Bir yıl içinde üç ayrı yerde berîvanlık yapıyorlar
Bêrîvanlardan biri olan Ayten Özdemir, yaylaya bahar aylarında gelmeye başladıklarını belirterek, ilk olarak köylerine yakın bir yerde koyunlarını sağdıklarını söyledi. Bir aydan sonra havalar ısınınca daha uzak yaylalara çıktıklarını ifade eden Ayten, “Bu uzak yaylalarda yaklaşık bir ay kalıyoruz. Sonbahara doğru otlar biçildikten sonra koyunları sağmak için yine köye daha yakın bir yere gitmeye başlıyoruz” dedi.
‘Emeğimizin karşılığını alamıyoruz’
Bu süre zarfında yaşadıkları zorlukları dile getiren Ayten, şu ifadeleri kullandı: “Hem iş çok zor hem de gün boyu güneşin altında yanıyoruz. Burada elde ettiğimiz sütleri köye götürüyoruz. Bazen sütü satıyoruz ama çok ucuza alınıyor. Buradan ucuza alınan ürünler Wan merkeze götürülünce daha pahalıya satılıyor. Emeğimizin karşılığını alamıyoruz. Ürünlerimizi çok ucuza sattığımız için ihtiyaçlarımızı dahi karşılayamıyoruz. Bazı evlerin tek geliri bu ürünlerden elde ettikleri para. Çocuklarına bu gelirle bakıp evlerini geçindiriyorlar. Bu da onları zorluyor.”
‘Sattığımız peynirleri çok ucuza alıyorlar’
Sabahleyin en geç saat 09.00’da yaylaya geldiklerini, öğlen saat 13.00’e kadar yaylada kaldıklarını kaydeden Hacer Kardaş, koyunları sağdıktan sonra sütü süzdüğünü ve sonrasında köye götürüp, makineden geçirdikten sonra peynir yaptıklarını anlattı. Hacer, yolların çok tozlu olduğunu ve bu durumun kendilerini zorladığını belirtti. Hacer, “Berîvanlar olarak çok zahmet çekiyoruz. Köye gidince de ekmek pişiriyoruz, ot biçme zamanı olduğu için o işi yapanlar için de ayrıca yemek hazırlıyoruz. Buradan elde ettiğimiz sütten peynir yapıyoruz. Köye çerçiler geliyor, onlara satıyoruz. Peynir, yoğurt, yağ yapıyoruz. Yemeklerde kullanıyoruz” sözleriyle sütten elde ettikleri ürünleri sıraladı. Hacer, bu ürünleri sattıklarında emeklerinin karşılığını alamadıklarını vurguladı.
‘Geç saatlere kadar güneşin altında kalıyoruz’
Behiye Kardaş ise sabah saatlerinde uyanıp ekmek pişirmek için hamur yoğurduğunu, sonrasında ineklerini sağdığını ve mayalanan hamur ile ekmek pişirdiğini belirtti. Ardından yaylaya gittiğini ifade eden Behiye, “Yaylaya gelirken, hem yollar çok kötü hem de iş çok zahmetli. Geç saatlere kadar güneşin altında kalıyoruz. Biz burada sırf süt elde etmek için çok fazla zahmet çekerken, çerçiler geliyor ve yaptığımız peyniri çok ucuza alıp gidiyorlar. Çektiğimiz bu çilenin karşılığını alamıyoruz” diye konuştu.