KESK 39 günlük eylem planını açıkladı

  • 12:26 7 Ekim 2024
  • Emek/Ekonomi
 
 
ANKARA – KESK, “ Geçinemiyoruz! Yoksulluğa Karşı Mücadelede Birleşiyoruz!” şiarıyla gittikçe yoksullaştırılan halkın direnişe geçmesini ifade ederek, 14 Ekim-22 Kasım arası 56 ili kapsayacak olan bir  eylem planı başlatacağını duyurdu. 
 
Kamu Emekçileri Sendikası Konfederasyonu (KESK) “Geçinemiyoruz! Yoksulluğa Karşı Mücadelede Birleşiyoruz!” şiarı ile başlatacakları kampanyaya ilişkin Alba Otel’de basın toplantısı düzenleyerek gazetecilerle bir araya geldi. 
 
KESK, yoksulluğa karşı 14 Ekim’de konfederasyon ve sendika yöneticileriyle 39 günlük bir mücadele programına başlayacaklarını duyurdu. Mücadele programını KESK Eş Genel Başkanı Ayfer Koçak açıkladı.
 
‘Seçimi kazanmak için kaşıkla verilen, kepçeyle alındı’
 
Toplumun her geçen gün daha karanlık bir tabloyla karşı karşıya kaldığını söyleyen Ayfer, iktidarın seçim öncesi uyguladığı planların tuttuğunu ve seçim sonrasında verdiği sözleri unuttuğunu belirtti. Ayfer, “Plan tutmuş, iktidar seçimleri kazanmıştır. Dolayısıyla verilen sözler unutulmuş, seçimi kazanmak için kaşıkla verilenler kepçeyle geri almak için düğmeye basılmıştır. İlk adımda KDV oranları, BSMV oranları ve harçlar fahiş miktarda artırılmıştır.
 
Ardından ‘Milli Dayanışma Paketi’ ile kamu emekçilerine ‘ilave seyyanen ödenek’ adı altında taban aylığa yansıtılmayan, dolayısıyla emekli maaşlarını düşüren bir maaş rejimi getirilmiştir. Ekonomi yönetimi değiştirilmiş, seçimlerden hemen bir ay sonra Merkez Bankası, politika faizinin artırılmasına geçmiştir. Böylece Cumhurbaşkanının, 'Bu kardeşiniz bu görevde olduğu sürece, faiz her geçen gün, her geçen hafta, her geçen ay inmeye devam edecektir' sözleri unutulmuş, Nas söylemi rafa kaldırılmıştır” dedi.
 
‘Orta vadeli program değil, Bermuda Şeytan Üçgeni tuzağı’
 
Yoksulluğun, iktidarın politikalarıyla topluma yayıldığını kaydeden Ayfer, “İktidar ‘yeni’, ‘rasyonel’ gibi kavramlarla cilaladığı ekonomik modeli çare gibi sunmuştur. KESK olarak daha ilk günlerde bu modelin sadece sermaye kesiminde, önceki model gibi sermayenin ve patronların çıkarlarını temel alan bir model olduğunu vurgulamıştık. Modelin temel ayakları olan 12’nci Kalkınma Planı, Orta Vadeli Program ve 2024 Bütçesi ile alın teriyle yaşam mücadelesi veren tüm kesimlere bir ‘Bermuda Şeytan Üçgeni Tuzağı’ kurulduğunu söylemiştik. Dolayısıyla tüm emekçi kesimlerin ve dar gelirli yurttaşların çok zor bir sürece girdiğini belirtmiştik. Aradan geçen bir yılı aşkın zamanda yaşananlar bizi haklı çıkarmıştır. Her şeyden önce yoksulluk tüm toplumu sarmıştır. Bu dönemde gelir dağılımındaki adaletsizlik de hiç olmadığı kadar derinleşmiştir. Emekçilerin ve dar gelirli yurttaşların içine itildiği borç batağı büyümüştür. İktidar, göz göre göre ülkenin geleceğini satmaktadır” diye konuştu.
 
‘Maaşların enflasyonu artırdığı koca bir yalan’
 
Sefaletin, yoksulun sırtına yüklenerek sorumlu olarak yoksul kesim ve işçi sınıfının gösterildiğini dile getiren Ayfer, şöyle devam etti: “Tüm bunlara rağmen iktidar, 4 Eylül tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan Orta Vadeli Program ile işçisinden kamu emekçisine, asgari ücretlisinden emeklisine kadar tüm ücretli kesimlere, çiftçisinden köylüsüne, küçük üreticiler ve dar gelirli yurttaşlara daha fazla işsizlik ve daha fazla yoksulluk vaat etmektedir. Türkiye’de emekçi sınıfların ücretlerinin, maaşlarının enflasyonu artırdığı iddiası koca bir yalandan ibarettir. Reel ücretlerin, emeğin milli gelirden aldığı payın düştüğü, adeta bir bölüşüm şokunun yaşandığı Türkiye’de emekçi sınıfların ücretlerinde yapılan artışların enflasyonu körüklemesi mümkün değildir. Emeğin ve halkın gittikçe karartılan tablosu, sendika ve konfederasyon olduğunu iddia eden tüm yapıların ve emekten yanayım diyen tüm kesimlerin görev ve sorumluluğunu artırmıştır."
 
‘Kendine sendika diyen tüm kesimler sokağa’
 
KESK olarak her zaman olduğu gibi bugün de bu görev ve sorumluluğu yerine getirmeye hazır olduklarını belirten Ayfer, “Kamu emekçisinden işçisine, asgari ücretlisinden emeklisine, çiftçisinden kadınlarına, gençlerine kadar halkın ezici çoğunluğunun haklarına yönelik bu saldırı dalgasına karşı birleşik ve ortak bir mücadeleyi örmek için çaba sarf etmeye devam edeceğiz.
 
Bu kapsamda, ‘Geçinemiyoruz! Yoksulluğa Karşı Mücadelede Birleşiyoruz’ şiarı ile tüm yurtta işyerlerinde ve kent meydanlarında olacağız. Mevcut durumda yandaş sendika diye bir şey artık kalmamıştır. Kendine sendika diyen tüm kesimlerin sokağa çıkıp çalışma yürüterek bu iktidara karşı durması çağrısı yapıyoruz,” dedi.
 
30 Kasım’da merkezi Ankara Mitingi’ne davet
 
Konfederasyon ve sendika yöneticileri ile 14 Ekim-22 Kasım arasında 56 ili kapsayan il çalışmaları yürüteceklerini açıklayan Ayfer, “İhraç edilen arkadaşlarımız davaları kazanmalarına rağmen hala görevlerine başlatılmıyor. O zaman bu davaların ne önemi var, diyoruz. Bunları sormak için 25 Ekim’de Adalet Bakanlığı önünde olacağız. 25 Kasım’da da kadınlar olarak alanda olacağız. 30 Kasım’da Merkezi Ankara Mitingi düzenleyerek halkla buluşacağız. Mitingi KESK olarak düzenliyoruz ama talepler KESK’in talepleri değil, kadınların talepleri, halkın talepleri. Diğer kurumları da ziyaret ederek mitinge davet edeceğiz. Sonraki dönemlerde de birleşik mücadele çağrısında bulunmak için çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Hepimiz biliyoruz ki yüzünü sermayeye, sırtını emekçilere dönen bu düzen kendiliğinden değişmeyecek. Tarih, omuz omuza verdiğimizde karşımızdakileri kumdan kalelere dönüştürdüğümüz sayısız örnekle dolu. Gelin, insanca yaşamaya yetecek bir ücret, adil bir vergi sistemi, halk için emek için bütçe, güvenceli iş ve güvenli gelecek için omuz omuza verelim. Bütçenin onaylandığı gün yine Meclis’in önünde olacağız. Yan yana alanlarda olacağız” diye konuştu. 
 
Açıklama, gazetecilerin sorularının ardından sona erdi.