‘HTŞ kadını yok sayan bir sistem inşa ediyor’
- 10:05 17 Ocak 2025
- Güncel
Midye Miqted
HELEB - Suriye’de HTŞ’nin kadınlara ilişkin aldığı kararları değerlendiren Helep Kongra Star Koordinasyonu üyesi Rihan Elo, “Kadını tamamen yok sayan bir sistem oluşturuyorlar. Bu kadını yok sayan sisteme karşı kadınların duyarlı olması gerek” dedi.
Suriye’de yıllardır devam eden Baas rejiminin halkları tanımayan otoriter yapısı nedeniyle özgürlüklerin tanınmadığı bir sistem yaşatılıyordu. Ancak Baas rejiminin sona ermesinden sonra Suriye’deki bu kaos ve çatışma durumu sona ermedi. Özellikle kadınların durumu, daha da kötüleşti. Kadınların kimlik ve iradelerine yönelik baskılar her geçen gün artıyor. Heyet Tahrir El Şam (HTŞ), kadınlar üzerinde sistematik bir baskı kuruyor ve bu baskıyla kadınların mücadelesi ile iradelerini kırmayı hedefliyor.
Helep Kongra Star Koordinasyonu üyesi Rihan Elo, konuyla ilgili JINNEWS’e konuştu.
‘HTŞ, Suriye’deki krizi daha derinleştirdi’
Rihan Elo, 14 yıldır Suriye’de krizin devam ettiğini belirterek sözlerine şu şekilde başladı: “Bugüne kadar bu kriz için hiçbir çözüm yolu bulunamadı. Suriye halkı üzerinde otoriterliğini dayatan rejimler, krizlerin çözümünden çok onları derinleştirdi. Bu rejimlerin yıkılmasıyla bile kriz sona ermedi. Ancak HTŞ’nin Suriye’de birçok şehir ve bölgeyi kontrol altına alması, bu krizi daha da derinleştirdi.”
Kadın haklarının İhlali
HTŞ’nin Suriye halkına dayattığı kararları tepkiyle karşılayan Rihan Elo, “Baas rejiminin Suriye halkına dayattığı baskı ve zorbalık devam ediyor. Ancak bu defa baskı, radikal İslamcı bir sistemle sürdürülüyor. Bu sistem, özellikle kadınlar konusunda katı yasalar dayatıyor. Kadınları eve hapsederek sadece ev işi yapmak ve çocuk büyütmekle sınırlıyor. Kadınların kamusal alanda varlık göstermesini, kurumlarda ve organizasyonlarda yer almasını engelliyor. Örneğin, Şam’da toplu taşıma araçlarında kadınlar ve erkeklerin bir arada oturması yasaklandı” dedi.
Arapça terimlerdeki değişiklikler
Kadınlarla ilgili kavramlarda yapılan değişikliklere dikkat çeken Rihan Elo, şunları söyledi: “Arapça terminolojide birçok değişiklik yapıldı. Örneğin, ‘vatan savunması’ ifadesi yerine ‘Allah’ın savunulması’ ifadesi kullanılmaya başlandı. Eğitim müfredatından, bilimsel ilerlemeyi ve aydınlanmayı teşvik eden teoriler çıkarıldı. Bunun yerine, İslam öncesi Suriye’de kabul görmüş kraliçe Zenûbiya gibi tarihi figürlerin önemi azaltıldı ve heykelleri kaldırıldı. Bu değişikliklerle kadınların tarihteki etkisi silinmek isteniyor.”
‘Bir terör sistemi inşa ediliyor’
HTŞ’nin aldığı kararların toplumu hedef aldığına işaret eden Rihan Elo, “Alınan kararlar toplumun değerleriyle uyumlu değil. HTŞ, kendi yasalarını dayatarak Müslüman olmayan azınlıkları hedef alıyor ve onları katlediyor. Bu sistem, açıkça bir terör düzeni üzerine inşa ediliyor. HTŞ’nin lider kadrosunda komutanlar, avukatlar ve yöneticiler olarak, çocukların ve Suriye halkının kanına bulaşmış kişiler yer alıyor. Böylece bu terör düzenini dünya sahnesine yaymaya çalışıyorlar” sözlerini kullandı.
‘Kadını yok sayan bir sistem’
Rihan Elo, sözlerine şöyle devam etti: “Bu sistemin devam etmesine izin vermemeliyiz. HTŞ’nin ortaya çıkışı, Suriye’deki krizin sona ermesinden çok daha karmaşık bir duruma yol açtı. Ancak bu sistemin devam etmesine izin verilmemeli. Çünkü Suriye halkı, tarih boyunca baskıcı sistemlere başkaldırdı ve özellikle Suriye kadınları bu direnişte ön saflarda yer aldı. Kuzey ve Doğu Suriye’deki kadınlar, Baas rejiminin ataerkil sistemine karşı çıkarak, kadın öncülüğünde bir devrim gerçekleştirdi. HTŞ ise kadınları tamamen yok sayan bir sistemle, demokratik ve kadın merkezli bir yönetim modelini ortadan kaldırmayı hedefliyor.”
‘Kadın devrimini örnek alın’
Kadınların kendilerini yok sayan bu sisteme karşı uyanık olmaları gerektiğini kaydeden Rihan Elo, son olarak şöyle konuştu: “HTŞ, kendi sistemini dayatarak tüm halkları kendine göre şekillendirmeye çalışıyor. Ancak halk, bu düzenin karşısında bilinçlenmeli ve kendi özgürlük yolunu bulmalı. Kadınlar, kendilerine dayatılan hiçbir kararı kabul etmemelidir. Kuzey ve Doğu Suriye’deki kadınların Baas rejimine karşı öncülük ettiği devrimi örnek olarak almalıyız.”