İstanbul’daki ırkçı saldırıya karşı açıklama

  • 17:55 15 Temmuz 2025
  • Güncel
HABER MERKEZİ –  İstanbul’da bir ailenin Kürtçe şarkı dinledikleri için polis tarafından işkenceye maruz bırakılmasına ilişkin yapılan açıklamalarda, faillerin cezalandırılması gerektiği vurgulandı.   
 
İstanbul’un Bayrampaşa ilçesinde Kürtçe müzik dinledikleri için darp edilen ailenin maruz kaldığı işkence ve hak ihlallerine karşı tepkiler devam ediyor. Wan’da basın açıklaması gerçekleştirildi. Komeleya Peşvêbirina Çand û Ziman (KURDÎ-GEH) öncülüğünde gerçekleştirilen açıklamaya çok sayıda demokratik kitle örgütü, siyasi parti ve yurttaş katıldı. Açıklamada, “Zimanê Kurdî xeta me ya sore. Destên xwe jê vekişinin” yazılı pankart açılırken sık sık “Zimanê me rumeta me ye”, “Bijî zimanê Kurdî” ve “Bê ziman jiyan nabe” sloganları atıldı. Basın metnini kitle adına KURDÎ-GEH yöneticisi Gökhan Işık okudu.
 
‘Failler cezalandırılsın’
 
İstanbul’da yaşanan işkencenin ve hamile kadının darp edilmesinin, devletin ataerkil zihniyetinin ve eril şiddetinin bir sonucu olduğunu ifade eden Gökhan Işık, “Kürtlere ve kadınlara yönelik bu ataerkil zihniyeti hiçbir şekilde kabul etmiyoruz ve bu kadına yapılan saldırıyı tüm Kürt kadınlarına yapılmış bir saldırı olarak değerlendiriyor ve saldırının bu sistemin ataerkil zihniyetiyle ilgili olduğunu ve bu zihniyet yıkılana kadar her zaman mücadele edeceğimizi söylüyoruz. Kürt diline ve müziğine yapılan saldırı aynı zamanda Kürtlerin kimliğine ve varlığına yapılmış bir saldırıdır ve o polislerin ve mevcut sistemin düşmanca zihniyetini göstermektedir. Kürt dili ve kültürü, Kürt halkının kimliği ve onurudur. Bizler, Kürt dili ve kültürü kurumları olarak bu saldırı da dahil olmak üzere Kürt dili ve kültürüne yönelik tüm saldırıları kınıyor ve yetkilileri bu saldırıların faillerini cezalandırmaya çağırıyoruz” dedi. 
 
Açıklama sloganlarla sona erdi.  
 
Ankara
 
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Ankara İl Örgütü, Tevgera Jinên Azad (TJA) ve Anka Dil Kültür Sanat Derneği (ANKA-DER) öncülüğünde Çankaya ilçesinde bulunan Sakarya Caddesi’nde basın açıklaması gerçekleştirdi.
 
"Kürtçe kırmızı çizgimizdir, elinizi çekin" pankartının açıldığı açıklamada, sık sık “Bê ziman, jiyan nabe” ve “Ziman, Jiyan, Azadî” sloganları atıldı.  Açıklamayı ANKA-DER yöneticisi Doğan Şenses okudu.
 
Doğan Şenses, gözaltı sırasında polis tekmesiyle 7 aylık hamile olan Zeynep Yalman’ın sezaryen doğuma girdiği, bebeğin kruvazöre alındığını ve hayati tehlikesinin devam ettiğini ifade ederek “Kadına yönelik saldırı devletin erkek egemen ve saldırgan zihniyetinin bir sonucudur” dedi.
 
‘Saldırı bsrışı zehirler’
 
Saldırının barışın konuşulduğu bir zamanda barışı zehirleyeceğini belirten Doğan Şenses, “Bu bir münferit olay değil, dil, kültür ve kimliğe yönelik yüz yıllık bir düşmanlığın ürünüdür. Artık bu ayrımcı, şiddet yanlısı ve cezasızlıkla beslenen sistem değişmelidir ve çok dilli, demokratik ve kadın özgürlükçü bir toplumsal sözleşme ile yeni bir sayfa açılmalıdır” diye kaydetti.
Şirnex 
 
Şirnex’in Qileban (Uludere) ilçesinde DEM Parti ve DBP öncülüğünde polislerin İstanbul’da aileye saldırısı protesto edildi. DEM Parti ilçe binası önünde yapılan açıklamada ortak basın metnini DEM Parti Qileban ilçe eşbaşkanı Abdullah Gün okudu. Açıklama “Bê ziman jiyan nabe” sloganları ile son buldu. 
 
Semsûr 
 
Ferat Dil ve Kültür Araştırmaları Derneği (Ferat Der), İstanbul'da Kürtçe müzik dinledikleri için polis şiddetine maruz kalan aileye dair açıklama gerçekleştirdi. Kent merkezinde bulunan Mimar Sinan Parkı önünde yapılan açıklamada, "Zimanê Kûrdî xeta me ya sor e" pankartı açıldı. 
 
Burada konuşan dernek Eşbaşkanı Kazım Turhal, polislerin saldırısının bir zihniyetin sonucu olduğunu ifade ederek, "100 yıllık tahammülsüzlüğün, asimilasyonun bir sonucudur. Bir daha söylüyoruz; dilimiz kırmızı çizgimizdir" dedi. 
 
Açıklama, "Zimanê me rûmeta me ye" sloganları ve alkışlarla son buldu. 
 
Sêrt
 
Sêrt’te de de Kürtçe’ye dönük saldırı gerçekleştirilen yürüyüş ve açıklamayla protesto edildi. Botan Dil ve Kültür Araştırma Derneği (BOTAN-DER) ve Tevgera Jinen Azad (TJA) öncülüğünde gerçekleştirilen yürüyüşe çok sayıda siyasi parti ile sivil toplum örgütü temsilcisi katıldı. DEM Parti Sêrt İl Örgütü binası önünden Güres Caddesi’ne kadar, “Zimanê Kurdî xeta me ya sor e. Destên xwe jê vekişînin pankartıyla yürüyen kitle, sık sık, alkış, zılgıt ve “Zimanê me rumeta me ye”, “Zimanê Kurdî hebûna me ye”, “Jin, jiyan, azadî”, “Bê ziman jiyan nabe” sloganları attı.
 
Burada konuşan BOTAN-DER üyesi Mehmet Sait Toprak, bu tür saldırıların sistemin erkek zihniyetliyle bağlantılı olduğuna dikkat çekerek, buna karşı mücadele edeceklerini kaydetti. Kürt diline dönük saldırının, Kürtlerin varlığına dönük saldırı olarak kendini gösterdiğini dile getiren Toprak, Kürt kültürüne, diline dönük saldırıları kınadı. Toprak, “Bu saldırılara karşı sessiz kalmıyoruz. Erkek zihniyetini kınıyoruz. Kürt dilinin savunuculuğunu her yerde büyütmemiz gerekiyor. Kürt halkına sesleniyoruz; her yerde Kürtçe şarkı açın, dinleyin” dedi.
 
Açıklama alkış ve zılgıtlarla son buldu.
 
Êlih
 
Gülistan Caddesi’nde Êlih Emek ve Demokrasi Platformu öncülüğünde bir araya gelen çok sayıda kişi, saldırıları protesto etti. Açıklamada, “Em êrîşên li dijî ziman û çanda Kurdî şermezar dikin” pankartı açıldı. Burada konuşan  Arî Dil Araştırmaları ve Kültür Derneği (Arî-Der) Yöneticisi Leyla Kaymaz, kadınların bu saldırıları kabul etmediğini ve buna karşı mücadele edeceklerini söyledi. Kürt diline dönük saldırıların da Kürtlerin varlığına dönük saldırı anlamına geldiğine dikkat çekerek, “Kürt dili Kürtlerin kimliğidir. Kürt kültürüne ve diline dönük saldırıları kınıyoruz” ifadeleri kullandı.
 
Açıklama alkış ve sloganlarla son buldu.
 
Amed
 
Kürtçe şarkı dinledikleri polisler tarafından darp edilen Kaya ailesi için Amed Demokratik Kurumlar Platformu’nun çağrısıyla Yenişehir ilçesinde bulunan Ofis Semtindeki AZC Plaza önünde açıklama düzenlendi. 
 
Açıklamaya siyasi parti, demokratik kitle örgütleri, emek meslek örgütleri ve dil kültür kurumları temsilcilerinin yanı sıra çok sayıda yurttaş katıldı. Açıklamada “Zimanê me, stranên me, govenda me hebûna ma ye destê xwe jê vekişînin” pankartı açılırken, “Zimanê me hebûna me ye”, “Jin jiyan azadî”, “Bijî serok Apo”, “Bê ziman jiyan nabe” sloganları atıldı. 
 
Açıklamayı Kirmanckî Mezopotamya Dil ve Kültür Araştırma Topluluğu Eşbaşkanı Şükran Yakut Kurmancî olarak Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) İl Yöneticisi olarak Mehmet Asana Kırmançkî okudu. 
 
Açıklamada, Kürt dili ve müziğine yönelik saldırıların özünde Kürtlerin kimliğine ve varlığına yönelik saldırıları olduğu kaydedilerek, “Bilinmelidir ki Kürt dili ve kültürü, Kürt halkının kimliği ve onurudur; hiçbir yerde, hiçbir şekilde küçümsenmemeli, ayrımcılığa neden olmamalı ya da Kürt halkının değerleri nedeniyle Kürtlere şiddet uygulanmamalıdır. Biz, Kürt dili ve kültürü kurumları olarak, bu saldırı da dahil olmak üzere, Kürt dili ve kültürüne yönelik tüm saldırıları kınıyoruz ve yetkililere bu saldırıların faillerini cezalandırma çağrısı yapıyoruz. Şunu iyi bilmek gerekir ki, bu saldırılar ve bu tür davranışlar Kürt toplumunu endişeye sevk etmekte ve barış ortamını zehirlemektedir” denildi. 
 
'Barış umuduna saldırı'
 
Açıklamanın devamında Kürt halkına yönelik inkar politikasının barış umuduna zarar verdiğine dikkat çekilerek, şunlar kaydedildi: “Bu saldırıyı ve ardındaki zihniyeti şiddetle kınıyor, gerekli adımların atılması çağrısında bulunuyoruz ve bir kez daha söylüyoruz ki, barış, birbirinin hukukunu tanımak ve birbirine saygı göstermekle mümkündür. Bu şiddete karşı sessiz kalmayacağız ve bu erkek egemen şiddet zihniyetini en güçlü şekilde kınıyor, Kürt dilini koruma ve geliştirme mücadelesini her yerde sürdüreceğimizi belirtiyoruz.”
 
Açıklamanın ardından plazanın önünden Koşuyolu Parkı’ndaki İnsan Hakları Anıtı’na kadar erbaneler eşliğinde yürüyüş gerçekleştirildi.