Ayşegül Doğan: Demokratik siyaset için adım atılmalı

  • 15:32 15 Temmuz 2025
  • Siyaset
ANKARA – PKK’nin silah imha töreninin ardından konuşan DEM Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan, “Silahların tümden devre dışı bırakılması, bunun kalıcı hale gelmesi ve demokratik siyaset alanının güçlenmesi için hiç zaman kaybetmeden gereken neyse hızla yapılmalı. Tüm mekanizmalar kurulmalı” dedi.
 
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyeleri, partinin genel merkezinde süreç gündemli ve Ortadoğu’daki gelişmeler eksenli toplandı. Devam eden toplantıya ilişkin Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan değerlendirmelerde bulundu.
 
‘Süleymaniye'deki sürece emek veren herkese teşekkür ediyoruz’
 
“11 Temmuz hiçbirimizin unutamayacağı bir gün olarak tarihe geçti” diyerek sözlerine başlayan Ayşegül Doğan, “Aralarında KCK Yürütme Konseyi Eş Başkanı Bese Hozat’ın ve PKK Merkez Komite üyesi Nedim Seven’in de olduğu, 15 kadın ve 15 erkekten oluşan 30 kişilik silahlı grup, kendi deyimleriyle özgür iradeleriyle silahlarını yakarak imha ettikleri o tarihi anın tanıklığıyla bugün buradayız. MYK’miz şu dakikalara kadar o anı, bizleri o ana getiren süreci ve bundan sonra yapılması gerekenleri değerlendiriyor. Bu sürece emek veren herkese, DEM Parti olarak teşekkür etmeyi çok önemli bir borç olarak görüyoruz. 11 Temmuz’daki tarihi, somut adımın zeminini hazırlayan, katkı sunan, öncülük eden tüm taraflara teşekkür ediyoruz” dedi.
 
‘Herkes eşit ve onurlu bir barış için sorumluluk üstlenmeye hazır’
 
Kürdistan Bölgesel Yönetimi’ne de teşekkür eden Ayşegül Doğan, her kesimin kalıcı bir barış ve demokratikleşme için sorumluluk almaya hazır olduğunu söyledi. Ayşegül Doğan, “Silahların yakılması yalnızca Türkiye için değil, Ortadoğu ve dünya açısından da bir tarihsel andır. Çünkü biliyoruz ki yakılarak imha edilen bu silahlar, Ortadoğu bir ateş çemberinden geçerken yapıldı. Dolayısıyla birçok bölgesel etkisi olacak. Bu etkiler itibariyle sürece ciddiyetle yaklaşmak gerekiyor. Bu sürecin yüklediği ağır sorumluluğun da farkında olmak gerekiyor. Biz, DEM Parti olarak silahların tümden devre dışı bırakılmasını, Kürt sorununun demokratik çözümü için atılan bu tarihi adımın sorumluluğunun farkında olarak değerlendiriyoruz.” diye belirtti.
 
Ayşegül Doğan sözlerini şöyle sürdürdü:
 
“Demokratik siyaset, bugün Türkiye’de ne yazık ki kuşatılmış vaziyette. Bu alanın genişlemesine dair somut adımların atılmasına ihtiyacımız var. O gün orada da ifade edildi, daha önce Sayın Öcalan’ın video mesajında, 27 Şubat çağrısında da ifade edildi. Türkiye’nin sorunlarının müzakere ve diyalog yoluyla çözülmesinden yanayız ve bunun için mücadele ediyoruz. Bugün bunu yeniden ifade ediyoruz. Silahların tümden devre dışı bırakılması, bunun kalıcı hale gelmesi ve demokratik siyaset alanının güçlenmesi için hızla, hiç zaman kaybetmeden gereken neyse yapılmalıdır. Tüm mekanizmalar kurulmalıdır.
 
Komisyon bileşimi mutlaka çoğulculuk ilkesi gözetilerek yapılmalı
 
Komisyon kurulacak, bizdeki bilgiler bu yönde. Bu komisyon, fonksiyonel bir biçimde etkin ve kalıcı sonuçlar almalı; hızla kurulup çalışmalarına başlamalıdır. Çok önemli bir başka konu da, bu komisyonun mümkünse en kapsayıcı ve kucaklayıcı şekilde bir araya gelmesidir. Komisyonun bileşimi mutlaka çoğulculuk ilkesi gözetilerek yapılmalıdır. Bütün siyasi partiler, iktidarından muhalefetine, Meclis’te kurulacak komisyona ciddiyetle yaklaşmalı, buna göre üye belirlemelidir. Çalışmaların hızlanması için üzerlerine düşen görevi yerine getirmelidirler.
 
‘DEM Parti’nin durduğu yer bellidir, bir müzakere partisidir’
 
Gözlerin DEM Parti’ye çevrilmiş olması; DEM Parti’nin siyasi dengeler açısından oluşturduğu bu önemli güç, büyük mücadelelerle edindiği güç kıymetlidir. Bizim durduğumuz yer apaçık bellidir: Biz bir müzakere, diyalog partisiyiz. Türkiye’de eşit kardeşlik hukukunun inşa edilmesi gerektiğine inanan bir siyasi partiyiz. Bu konuda en aykırı düşünen insanlara bile ulaşmamız gerektiğini defalarca ifade etmiş ve sahada bunu yapmış bir siyasi partiyiz. Yalnızca ifade etmiyoruz, risk almaktan da korkmuyoruz. Biz oy ve seçmen, anket kaygısıyla değil; Türkiye’nin demokratikleşmesi, Kürt meselesinin demokratik çözümü için hareket ediyoruz. Tüm bunları öncelikli görüyoruz.
 
Silahın değil, demokratik siyasetin gücüne inanıyoruz
 
Sayın Öcalan da ifade ediyor: Silahın değil, siyasetin ve toplumsal barışın gücüne inanıyoruz. Biz de bu güce inanıyoruz. Silahın değil, demokratik siyasetin gücüne inanıyoruz. Bu gücün, toplumsal dayanışma üzerindeki etkisini biliyoruz. O nedenle buna sımsıkı sarılmalıyız. Bu, bizim için tarihi bir fırsattır. Kırılgan tüm noktaları güçlendirmemiz gerekiyor. Bu nedenle de hukuka ihtiyacımız var. Herkes için eşit ve ayrımsız bir hukuka. Kim olursa olsun, hangi dili konuşursa konuşsun, hangi inanca mensup olursa olsun; herkesin kendini hukukla güvende hissettiği bir Türkiye, hepimizin ortak buluşma noktasıdır, teminatıdır. Buraya davet ediyoruz: Tüm siyasi partileri, toplumsal kesimleri, kadınları, gençleri, ezilenleri, işçileri, emekçileri, sömürülenleri, kendini yok sayılmış hisseden herkesi. Bu hukuku ancak birlikte inşa edebiliriz.
 
Mesele yalnızca DEM Parti’ye bırakılamaz
 
Bu mesele yalnızca DEM Parti’ye bırakılamaz. Muhalefet partileri, iktidar bloğu – herkes bu ciddiyetle ve sorumlulukla, sürecin ağırlığının farkında olarak yaklaşmalıdır. Ancak bu şekilde hep birlikte soluklanabiliriz. O gün orada bulunan veya bulunamayan herkese çağrımızdır: Türkiye içinde ve dışında barış ve demokrasi için ter dökmüş, bedel ödemiş ya da şimdi yola koyulmak isteyen, yeni tarih yazımında özne olmak isteyen herkes, bugün burada bir pozisyon almalıdır. Bu pozisyon barıştan, demokrasiden, eşitlikten, özgürlükten, adaletten yana olmalıdır.
 
Sürecin hukuki altyapısı hazırlanmalıdır
 
Biz bu somut ve tarihi gelişmenin değerini anlıyoruz; fakat yalnızca bizim anlamamız yetmez. Hep birlikte anlamalıyız. Her çatışmanın doğası farklı olduğu gibi, barışa ulaşmanın yöntemleri de farklı olabilir. Belki Türkiye’de bir ilki konuşuyoruz. Türkiye kendi modelini yaratmak için yola koyuldu. Dünya çatışma çözümü deneyimlerinden hatırladığımız kadarıyla, silahlarını yakarak imha eden başka bir örgüt yok. Bu emsalsiz deneyime, o gün orada yakılan ateşin bir barış ve umut ateşi olmasına hep birlikte destek olmalıyız. Farklı barış süreçlerinde de, özgün süreçlerde de yapılması gerekenler açıktır, aşikârdır. Evet, komisyon kuruluyor. Komisyon bir yandan çalışmalarına devam edecek. Toplumsal olarak yapılacaklar belli. Siyasetin üstlenmesi gereken sorumluluklar da belli. Silahsız siyaset ve mücadele dönemi için yeni bir başlangıçtayız. O halde ne yapılacak? Bu soruya birlikte yanıtlar üretmeliyiz. Bu soruların yanıtlarını birlikte çalışmalıyız. Bu soruların yanıtlarının somut adımlarla güçlendirilmesi ve altının doldurulması gerekiyor. Sürecin siyasal ve hukuksal altyapısını hazırlamaktan çekinmemeliyiz.
 
Türkiye siyasetinde kurucu bir özneyiz
 
Birçok siyasetçi, toplumun farklı kesimlerindeki akademisyen, sanatçı, yazar, gazeteci, STK temsilcisi, barolar ve tabii ki birçok kesim için belirsizlikler var. Bu son derece olağan, bunu anlıyoruz. Ancak bu belirsizlikler giderilmelidir. Yine bunu birlikte giderebiliriz. Çatışmaya neden olan eşitsizlikler var, bunlar ortadan kaldırılmalıdır. Çok canlı bir örnek vereceğim sizlere, sizler de takip ediyorsunuz. Kürtçe müzik dinlediği için İstanbul’un Bayrampaşa ilçesinde piknikten dönen Diyarbakırlı bir aile darp edildi, işkence gördü. Öyle bir işkenceden bahsediyoruz ki 7 aylık hamile bir kadın yoğun bakıma alındı, bebeği entübe edildi. Nedeni ne olursa olsun, bu politik bir meseledir, bu siyasi bir yaklaşımdır. Biz bunu kabul etmiyoruz. Ortadan kaldırılması gereken eşitsizlikler bunlardır. Muhalefete yönelik baskıları da kabul etmiyoruz. Biz bu siyasette, Türkiye siyasetinde kurucu bir özneyiz. Hiç kimseye dönük haksızlığı kabul etmeyiz.
 
Yakılan ateş umutlarımızı harladı
 
DEM Parti İmralı heyetinin siyasi turu yarın itibarıyla başlıyor. Heyetimiz, Pervin Buldan, Mithat Sancar ve Faik Özgür Erol’dan oluşuyor. İlk görüşme Adalet Bakanı ile olacak. Daha önce ertelenen görüşme gerçekleşecek. Ardından Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu ile bir görüşme olacak. Aynı gün MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile de görüşme yapılacak. 17 Temmuz Perşembe günü ise CHP Genel Başkanı Özgür Özel ile görüşülecek. Tüm bu ziyaretlerin ardından heyet, İmralı’ya gitmek için hazırlık yapacak. 
 
Yakılan ateş, DEM Parti için barış umudunu harladı. Tarihin başka biçimlerde tekrarını yaşamamak için hepimiz sorumluyuz.”