Êzidî soykırımına karşı yürüyüş: Mücadelemiz panzehirimizdir!

  • 20:01 3 Ağustos 2025
  • Güncel
 
ŞIRNEX- TJA ve DEM Parti Kadın Meclisi tarafından Silopiya’da yapılan yürüyüşte, savaşsız bir yaşamın inşası içlin kadın mücadelesinin süreceğinin mesajı verildi.

Tevgera Jinen Azad (TJA) ve Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Kadın Meclisi, Şirnex’in Silopiya ilçesinde Êzidî soykırımın 11’nci yıldönümü ve kadın kırımı dolayısıyla anma gerçekleştirdi.  DEM Parti Kadın Meclisi Sözcüsü Halide Türkoğlu, DEM Parti Şirnex Milletvekilleri Newroz Uysal Aslan ve Ayşegül Doğan’ın da aralarında olduğu ve çok sayıda kadının katıldığı anmada ilk olarak yürüyüş gerçekleştirildi. Yürüyüşte, üzerinde, “Êzidî soykırımını ve kadın kırımını unutmuyoruz” yazılı pankart açıldı. Anmaya katılan kadınlar soykırıma dikkat çekmek amacıyla beyaz kıyafetler giydi. Silopiya ilçe örgütü önünde başlayan ve Sanat Sokağı boyunca süren yürüyüşte sık sık, "Komkujiya Şengale em ji bir nakin", " Jin jiyan azadî azad bike reberti", " Jin jiyan azadî" sloganları atıldı.  Ardından sanat sokağında anma programı gerçekleştirildi.
Anmanın yapıldığı sanat sokağına, soykırımı hatırlatan fotoğraflar konuldu, beyaz tülbentler konularak mum yakıldı. Ardından basın açıklamasına geçildi.

Açıklama metnini CUDİ-DER Eşbaşkanı Evin Kulja okudu.

‘HTŞ insanlığı tehdit etmeye devam ediyor’

Evin Kulja, ilk olarak Êzidî soykırımının nasıl gerçekleştiğine dair hatırlatmalarda bulundu. Evin Kulja açıklamanın devamında bu soykırımda suçlu olanların hala yargılanmadığına dikkat çekerek, “İnsanlık tarihi boyunca hegemonik erkek aklının ürünü olan tüm savaşlar gibi bu soykırım ile de yüzleşilmek istenmiyor.  Soykırım ve insanlık suçluları yargılanmıyor, soykırımın cinsiyetçi yönü ise bilinçli olarak gizleniyor.  Bu sessizlik ve cezasızlık politikası Ortadoğu’da cihadist, radikal, selefi, paramiliter yapılar ile bu yapıları kullanan merkeziyetçi ulus devletlere etnik ve inançsal soykırım yapmak için cesaret veriyor. Ortadoğu’nun çok kültürlü, çok inançlı halklar mozaiği açıkça soykırımların hedefi haline getiriliyor. Bugün İŞİD’in köktenci, mezhepçi ve kadın düşmanı politikaların devamı ve türevi olan bu gruplar, Suriye’de devlet gücü kazandırılmak istenen Heyeti Tahrir El-Şam(HTŞ)  insanlığı tehdit etmeye devam ediyor” ifadeleri kullanıldı.


‘Toplumsal vicdanı ve tanımaya ve sahiplenmeye davet ediyoruz’

Suriye’de son 6 ayda radikal, cihadist yapılar tarafından kaçırılan ve katledilen Alevi, Dürzi yaşlı kadınlara vurgu yapan Evin Kujla, Kürtlerin, Alevilerin, Dürzilerin yaşadığı bölgeleri hedef alarak yeni soykırım suçları işlendiğine dikkat çekti. Evin Kujla, “Tıpkı Dêrsim, Enfal, Bosna, Ruanda, Sudan, Myanmar, Afganistan ve daha adını sayamadığımız nice yerde yaşanan sayısız soykırımlar gibi, Êzidîlere yapılan da insanlık tarihinin kara sayfalarında yerini almıştır. Tüm insanlığın ortak değerlerinin gelişmesini ve buluşmasını fermanlarla karanlığa mahkûm etmeye çalışanlara karşı mücadelemizden ve adalet talebimizden vazgeçmeyeceğiz. Nasıl ki Şengal’deki kadınlar, ölüm ve yok oluş karşısında direnişi seçmiş, öz savunmalarıyla IŞİD’in kadın kırımına karşı öz savunmasını inşa ederek buna cevap vermişse; bugün de Suriye’de de Kürtler, Süryaniler, Alevi Türkmenler, Dürziler de yaşadığı bölgede kendini yönetme iradesi ortaya koyarak çoğulcu bir demokratik toplumu inşa etmeye çalışıyor. Bu nedenle uluslararası toplumu; bedenini soykırımlara karşı bir özgürlük bariyeri haline getirerek halkları koruyan bu iradeyi, Şengal’den Afrin’e, Lazkiye’den Süveyda’ya kadar toplumsal vicdanı tanımaya ve sahiplenmeye davet ediyoruz” sözlerini kullandı.


‘3 Ağustos eylem günü olsun’
 
Evin Kulja son olarak kadınların her zaman dünya barışının savunucusu, adalet ve hakikatin arayışçısı, toplumsal belleğin taşıyıcısı olduğunu belirterek, “Kadınlar, akıbeti bilinmeyen tek bir kadın kalmayana kadar mücadele edecek, nerede olursa olsun adalet arayışlarından vazgeçmeyecektir. Tarihin karanlık sayfalarına geçen 3 Ağustos, ‘Kadın kırımı ve Soykırıma karşı Uluslararası Eylem Günü’ olarak kabul edilmesi çağırımızı yineliyor, insanlık suçluların yargılanması için mücadelemizi alanlarda, uluslararası mecralarda, ulusal üstü yargı mekanizmaları nezdinde sürdüreceğiz. Unutulmasın ki; hesabı sorulmayan katliamlar yenilerine yol açar.  Bizler, tüm mucizelerin kadınların aman dilemeyerek mücadele ettiği bir dünyadan geçtiğini biliyoruz. Başta hayatını kaybeden Êzidî, Kürt, Alevi Türkmen, Dürzi, Gazzeli kadınların mücadelesi önünde saygıyla eğiliyor, alıkonulan tüm kadınların özgürlüklerine kavuşması için tüm dünya kadınlarını, demokratik kadın kurum kuruluş ve şahsiyet, hareket ve örgütleri, partileri faşizme ve soykırıma karşı mücadele etmeye, sözümüzü söylemeye çağırıyoruz” sözleriyle mücadele vurgusunda bulundu.

'Binlerce kadının akıbeti bilinmiyor'
 
Ardından söz alan DEM Parti Kadın Meclisi Sözcüsü Halide Türkoğlu, soykırımın sorumluların hesap vermesi gerektiğinin önemine dikkat çekti. Irak hükümetinin Şengal’i korumak yerine, kadınları ve halkı DAİŞ’in hedefi haline getirdiğini anımsatan Halide Türkoğlu, “Günlerce insanlar buradan kaçarken bir şekilde katledilme korkusu bir şekilde köleleştirme korkusuyla geri geldi. Kadınlar kendilerini Sincan dağından aşağı attılar, çocuklar açlıktan susuzluktan katledildiler bu hikayelerin her biri tarihin içerisinde bir utanç olarak yer alacak. Peki bu utancı her defasında bu topraklara kader olarak göstermek mi gerekiyor, bu topraklarda farklı inanç ve ötesinden halklar her seferinde soykırımın hedefi haline gelmek zorunda mı? iktidar olanlar çeteler ve çetelere bağlı aslında hükümetlerin her biri bu sistemi nasıl besledi bunun arkasında kim var? Her birinin hesabı verilmek zorunda. 3 Ağustos 2014'te  yaşanan soykırımın ve bununla bağlı olan aslında bütün soykırım politikalarının aydınlatılması gerektiğini söylüyor. Kaybettiren ve kaçırılan binlerce Êzidî kadının akıbeti hala bilinmiyor" dedi.
 
‘Suriye'de Alevi ve Durzi kadınlar katlediyor'
 
Halide Türkoğlu devamında Êzidî kadınların soykırımın hesabının verilmemesi sonucu Suriye'de Alevi kadınların katledildiğine vurgu yaparak; “Êzidî soykırımın hesabını vermeyenler bugün Suriye'de Alevi ve Dürzi kadınlara yönelik bir soykırım ve kadın kırımı politikasını hayata geçiriyorlar. Bizler kadın kıyımına, soykırım politikalarına karşı kadın dayanışma mücadelemizi yükselterek cevap vereceğiz” diye konuştu.

‘Savaşsız bir yaşam inşa etmek istiyoruz'
 
Şengal'de kadınların yeni bir model oluşturduğuna işaret eden Halide Türkoğlu  müzakere sürecini anımsatarak şunları söyledi:  “Bizler bir daha bu ülkelerde bu topraklarda kadın kırımın yaşanmaması için başta Êzidî kadınlar olmak üzere, ezilen ve sömürülen olmamak için katliamlarla karşı karşıya kalmamak için mücadelemizi büyütmek zorundayız.  Yaşadığımız toplumu demokratik bir toplum olması için daha çok örgütlenmek zorundayız. Kırım politikalarına karşı bulunduğumuz her yerde daha çok ses çıkartmak zorundayız. İşte bunu yaptığımız zaman  sistemlere, iktidarlara soykırım politikalarını kendine referans görenlere karşı biz kadınlarda özgürlüğün eşitliğin barışın teminatı olan demokratik toplumu daha çok  ortaya koymuş olacağız. 1 Eylül dünya barış gününde doğru giderken özel kırım politikalarına karşı savaş politikalarına karşı biz kadınların öz savunması barışı daha çok topluma ulaştırmak olacaktır. Demokratik toplumun inşasını her yerde büyütmek olacaktır. Bu mücadele bizim panzehirimizdir.  Bu mücadele bizim geleceği şimdiden inşa etme irademizdir. Biz kadınlar geleceğimizi şimdiden savaşsız bir şekilde inşa etmek istiyoruz.”

Açıklama, "Şengal rumeta me ye" , "Biji Serok Apo" ve "Jin jiyan azadî, azad bike reberti" sloganları ile sona erdi.