
Gizem Kuzuk: Devlet ciddiyetle adım atmalı
- 09:02 8 Ağustos 2025
- Güncel
İSTANBUL - Abdullah Öcalan’ın çağrısı üzerine bir grup gerillanın törenle silahlarını yakarak imha etmesi ile Kürt sorununun çözümünde kararlılık göstermesine rağmen, devletin hâlâ somut bir adım atmaması, halkta ciddi güvensizlik ve kaygı yarattığını dile getiren Gizem Kuzuk, devletin ciddiyetle adım atması gerektiğini vurguladı.
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat’ta yaptığı “Barış ve Demokratik Toplum” çağrısının ardından, PKK 5-7 Mayıs tarihlerinde gerçekleştirdiği kongrede kendini feshettiğini ilan etti. Bu tarihi adımı, 11 Temmuz’da Silemanî’de düzenlenen silah bırakma töreniyle taçlandırarak kamuoyuna açıkça gösterdi. Ancak PKK’nin bu somut ve cesur adımına karşılık, Devletin hâlâ kayda değer bir karşılık vermemesi, toplumda derin bir güvensizlik ve endişeye yol açtı.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) İstanbul İl Örgütü yöneticisi Gizem Kuzuk, süreç hakkında değerlendirmede bulundu.
‘Devletin somut adım atması gerekiyor’
Bir grup gerillanın törenle silahlarını imha etmesinin bütün Türkiye toplumları açısından önemli bir süreç olduğunu ve devletin somut bir adım atarak samimiyetini göstermesinin çok önemli olacağını söyleyen Gizem Kuzuk, “Sayın Abdullah Öcalan’ın yaptığı çağrı üzerine PKK’nin böylesine ciddi bir adım atması, ne kadar kararlı olduklarının bir göstergesidir. Bu süreç, tek taraflı bir süreç değil. PKK’nin böyle bir adım atmasına rağmen, devletin hâlâ somut bir adım atmadığını, gerçekten sürecin ciddiyetine inandıracak bir pratiğin içinde bulunmadığını görüyoruz. Bu sürecin sağlıklı bir şekilde ilerleyebilmesi ve barış umudunun en kısa sürede gerçekleşebilmesi için, devletin de aynı ciddiyet ve kararlılıkla adımlar atması gerekiyor” dedi.
‘Halkta çok büyük kaygılara sebep oluyor’
Gizem Kuzuk, Abdullah Öcalan’ın çağrısının çok kıymetli olduğunu ve Abdullah Öcalan’ın sürekli barış için çağrılar yaptığını, ancak bu son çağrısının toplumun her kesiminde bir ses uyandırdığını söyledi. Gizem Kuzuk, “Özellikle bu çağrıya, başta Kürt halkı olmak üzere diğer tüm halkların sahip çıkması gerekiyor. Herkesin bu çatışmalı ortamdan yorulduğu gerçeği var. Bu anlamda çok önemli bir çağrıydı. PKK, Abdullah Öcalan’ın çağrısını sahiplendiğini yaptığı törenle dünyaya ispatlamış oldu. Çünkü PKK’nin silah bırakmasını bir törenle gerçekleştirmesi, demokratik siyasete ne kadar önem verdiklerinin ve bu yolla sorunlarını çözmeye ne kadar istekli olduklarının çok büyük bir göstergesidir. Demokratik siyasetin artık tüm sorunların çözüm merkezi haline getirilmesi gerekiyor. Bu noktada Sayın Abdullah Öcalan, çağrılarını çok net bir şekilde ifade etti ve çözüm önerilerini de sundu. Bir tarafın adım atarken diğer tarafın ciddiye alınacak bir adım atmaması, büyük sıkıntı yaratıyor. Güvenilirlik açısından halkta çok büyük kaygıların oluşmasına sebep oluyor” şeklinde konuştu.
‘Demokratik uygulamalara bir an önce geçilsin’
Demokratik siyasetin önünün açılması için bu sürecin yasal güvencesinin oluşturulması gerektiğini, halkın önceki süreçlerde sadece barış talebinde bulundukları için ciddi sıkıntılar ve bedeller ödemek zorunda kaldığını belirten Gizem Kuzuk, “Barış için mücadele eden insanlar pes etmiyorlar ama bunun yasal bir zemininin oluşturulması gerekiyor. Bugün antidemokratik uygulamalar, süreci ciddi anlamda sıkıntıya sokuyor. İfade özgürlüğünün tam olarak sağlanmadığı bir ülkede yaşıyoruz. Kadın cinayetlerinin ve kadınlara yönelik politik baskıların arttığı, baskı rejimlerinin ciddi anlamda sürdüğü bir tablo ile karşı karşıyayız. Bu tür uygulamaların devam ettiği bir ülkede barış sürecinin sağlıklı bir şekilde ilerlemesi mümkün değil. Demokratik uygulamalara bir an önce geçilmesi gerekiyor” sözlerini kullandı.
‘Kadınların barışa olan inançları daha da güçlendi’
Kadınların her dönemde barış süreçlerinin en önemli öncüleri olduğunu söyleyen Gizem Kuzuk, Abdullah Öcalan’ın çağrısına en çok sahip çıkan kesimin kadınlar olduğunu ifade etti. Gizem Kuzuk, “Kadınların bu çağrıdan sonra barışa olan inançları daha da güçlendi. Savaş en çok kadınları etkiledi. Savaşın yarattığı tahribatlar hem Kürdistan’da hem de Türkiye’de en çok kadınları etkiledi. Kadın cinayetlerinin zirve yaptığı bir toplumda yaşıyoruz. Savaş, bunların hepsini körüklüyor. Kadınlar bu noktada hem yaşam için hem de toplumun özgürleşmesi için mücadele veriyorlar. Kadınların olmadığı bir barış sürecinden bahsetmek mümkün değil. Kadınların bu sürece dahil olması, barış sürecinin sağlıklı bir zeminde ilerlemesini sağlar. Kalıcı ve onurlu bir barışın sağlanması için mücadele etmeye devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.
Son olarak Gizem Kuzuk, “İnsanlar barış için büyük bedeller verdi. Bu anlamda barışı annelere borçluyuz. Bu barışın sağlanabilmesi açısından ciddi bir mücadele vermeliyiz. Toplumun tüm kesimlerinin bu süreci sahiplenmesi gerekiyor. Barıştan korkmamamız lazım. Barış, hepimiz için yeni kazanımlar ve umutlar demektir. Süreci başarıya hep birlikte ulaştırabiliriz” dedi.