Tutsaklar: Abdullah Öcalan bu coğrafya için bir şanstır

  • 17:37 5 Ekim 2025
  • Güncel
  
AMED- “Umutla Özgürlüğe Yürüyoruz” yürüyüşüne mesaj gönderen tutsaklar, “Sayın Abdullah Öcalan her yanı savaşlarla yangın yerine dönmüş bu coğrafya için bir şanstır ve özgür kalmalıdır” dedi. 
 
Kandıra Cezaevi’nde siyasi tutsak kadınlar, TJA tarafından, Amed’den Ankara’ya doğru başlatılan “Umutla Özgürlüğe Yürüyoruz” yürüyüşüne mesaj gönderdi. 
 
Tutsak kadınların mesajları şöyle: 
 
"*Öncelikle hepinizi sevgi ve özlemle kucaklıyoruz. Özgür zamanlarda buluşacağımız günler adına başlattığınız “umutla özgürlüğe yürüyoruz” kampanyanızı selamlıyoruz. İnanıyoruz ki, bu kampanya kısa süre içerisinde hedefine ulaşır. Ve Başta biz kadınlar olmak üzere, halklarımızın özgürlüğü için bedel ödeyen herkesle birlikte özgürlük yoldaşımıza kavuşuruz. 
 
*Şimdiye kadar, ‘Kadın özgür olmadan toplum özgür olmaz’ şiarı özgürlük mücadelemizin en temel çizgisi oldu. Bu çizginin ışığında umutla, dirençle mücadele verdik. Bundan sonra da önceliğimiz, özgürlük yoldaşımızın fiziki özgürlüğü için mücadele etmek olacaktır. Başta kadınların, ezilen bütün halkların özgürce yaşayabileceği bir dünyada ancak özgür yoldaşımızın özgürlüğü ile mümkün olacaktır. Bu temelde içinde bulunduğumuz barış sürecinin sağlıklı ilerleyebilmesi için alanlarda sesimizi daha gür yükseltmeliyiz. Kampanyanızı yürekten destekliyoruz, alanlarda sizinle olmayı sesinize ses katmayı isterdik. Şimdilik gelemiyor olsak da başarı dileklerimiz sizinle. Umutla yola çıktık ya mutlaka biz kazanacağız. 
 
*Tek bir özgürlük yeter, herkesin özgür olabilmesi için. Biz zindan da onun  fikirleri ile direndik, özgürleştiricinin fiziki özgürlüğü için tüm kız kardeşlerimize  çağrımızdır; sesinizi onun için yükseltin. Öcalan’a Özgürlük…  
 
*Yıllardır biz kadınlara,  özgürlük mücadelesi vermemiz gerektiğini söyleyen ve bu mücadelede düşüncesiyle, fikriyatıyla yol ve yöntem olan;  Önderliğin özgürlüğü ile toplumun özgürlüğüne giden kadın özgürlüğünün halkası tamamlanabilir. Gelin bun halka da kilit öneme sahip olan Önderliğin özgürlüğü için mücadele edelim. 
 
*Şans kapıyı bir kere çalar; yıllardır şans kapısını çalan ve hepimize duyuran Önderliğe bin selam olsun.  Önderliğin üzerine kapatılan uğursuz kapıların şimdi özgürlüğe açılma zamanıdır. Kadınlar; artık bu şansı kaçırmak istemiyor. Gerçek özgürlüğümüzü Önderliğin özgürlüğüyle taçlandırmak için, bu şansı ve kutlu mücadelemizle birlikte herkesi toplumsal barış ve Önderliğin fiziki özgürlüğüne çağırıyorum. 
 
*Ana Tanrıçaların özgürce yaşam yarattığı bu coğrafyada bugün kadın ve doğa kırımı yaşanıyor, tarihten intikam alırcasına yaşamlar soluyor, solduruluyor Mezopotamya denen Tanrıçalar diyarında. Kadınlar olarak miras aldığımız bu kültürel geleneği toplumsal barışla buluşturmakla yükümlüyüz. Hayatını kadın, doğa ve halkların özgürlüğüne adayan barış arayışçısına selam olsun. 
*Tüm Ortadoğu da farklı kimliklerin, dillerin, kültür ve inançların bir arada yaşayabileceğine dair umudu büyüten; onurlu bir barışın mümkün olduğunu hissettiren barış ve demokratik toplum çağrısının mimarı Sayın Abdullah Öcalan’ın özgürlüğüne kavuşturması gerekiyor.
 
* Özgürlük umudumuza doğru atılan her bir adım, Ortadoğu ve dünya kadınlarını özgürleştirecektir. Özgürleşen kadın demokratik, özgür toplumun adıdır. Savaşsız bir dünya ve özgür bir gelecek için özgürlük umudumuz olan Önderliğimizin fiziki özgürlüğü şarttır. O, özgürlük yürüyüşüne kadınlarla başladı. Şimdi kadınlar onunla özgür buluşmaları gerçekleştirmek için yürüyor. Sevgili hevaller, yürüyüşünüzü selamlıyor, her adımı sizinle birlikte attığımızı bilmenizi istiyorum.
 
*Kendi hakikat arayışını tüm Kürt halkının arayışı haline getiren Sayın Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü Kürt halkının özgürlüğüdür. 
 
*26 yıldır ağır tecrit koşullarıyla zindanda geçirdiği zamanın bir anında bile esaret altına alınamamıştır. Kürt halkının ve tüm dünya halklarının barış ve huzur içinde yaşaması için alternatif yaşam modelleri üretmiş, Sayın Abdullah Öcalan her yanı savaşlarla yangın yerine dönmüş bu coğrafya için bir şanstır ve özgür kalmalıdır. Düşüncelerini daha sağlıklı koşullarda daha çok insana ulaştırabilmelidir.”