Kriz dönemlerinde toplumsal cinsiyete duyarlı yerel siyaset
- 09:06 8 Şubat 2021
- Kadının Kaleminden
“Eğer HDP belediyelerine gaspçı kayyumlarla el koymasalardı neler yapılırdı bu kriz dönemleri nasıl atlatılırdı? Şunu çok iyi biliyoruz HDP belediyelerinde kadın özgürlükçü paradigma esas alındığından hizmette ve katılımda kadının ihtiyaçları gözetilecekti.”
Yüksel Mutlu
Pandemi dönemi bütün hayatımızı alt üst etti. Tabii sağlık en önemli kısmı kuşkusuz ama dönüp yaşadıklarımıza baktığımızda birçok şey iyi değil. İyi değil çünkü yaşamsal sıkıntılarımız var biz kadınlar bu gibi kriz dönemlerinde en çok zarar görenleriz. En çok şiddete uğrayanlarız, en çok çalışanlarız, çalışıp emeği hiç görülmeyenleriz, en önce işten çıkarılanlarız. Doğal afet dönemlerinde deprem, sel felaketi gibi durumlarda yine en çok etkilenen kadınlar. Bulaşıcı hastalık dönemleri de böyle.
İşte bu Covid -19 dönemi de toplumun tüm kesimlerini ve ekonomilerini etkileyen bir salgın. Dünyada bu salgın Çin’den başladı tüm dünyaya yayıldı. Kapitalizmin bu salgınla birlikte kağıttan bir kale olduğunu gördük. Birçok ülkenin sağlık sisteminin nasıl çöktüğünü, insanların hastane kapılarında yoğun bakımlarda yer bulmak için nasıl uğraştığını gördük, ülkelerin ölümlerin günlük verilerin sayılardan ibaret olduğunu yaşlıların özellikle bakımevlerinde kitlesel olarak öldükleri basına yansıdı. ABD Başkanı Trump’un yaptığı açıklama adeta ölen ölsün yapacağımız bir şey yok durumuydu. Yine Avrupa ülkeleri özellikle İtalya sayıca büyük kayıplar verdi. Keza diğer ülkelerde bu durumda yalnız Avrupa ülkeleri içinde en az kayıp kadın lider ülkesi Merkel’in yani Almanya. Bu bize aslında bildiğimiz, söylediğimiz bir şeyi yine kanıtladı o da şudur; kapitalizm için insan hayatının önemi yok onlar için önemli olan şey kendi iktidarları, varlıklarını sürdürebilmektir. Halkın bütçesi insan sağlığına değil silah, savaş ve savunmaya ayrıldığını gördük. Zaten Afrika kıtasındaki yoksul ülkelerde neler yaşandığını hayal bile etmiyoruz.
Bu dönemde kadınların yükü daha çok artmıyor mu?
Yine dünyanın diğer ülkelerine bakıldığında pandemiye karşı hızla önlem alan ve toplumda güven uyandıran sağlık sistemini güçlendiren hangi ülkeler var? Aklımıza bu durumda olan gerçekten halkın acısını hisseden kaç tane lider var şöyle bir gözden geçirin valla benim aklıma hiçbir erkek lider gelmiyor sizi bilemem..
Yapılan bir araştırma daha çok kadın liderleri işaret ediyor.. Halk kadın liderleri daha çok güvenilir buluyor.
Mesela pandemi döneminde kadınların katılımı kamusal alana, siyasete, kültürel faaliyetlere etkilendi mi? sorusunu da sormak gerekir… Yine bir soru kadınlar ve erkekler hizmete nasıl erişiyorlar veya eşitçe erişebiliyorlar mı? Pandemi döneminde kadınlar ev içi şiddete daha çok uğruyorlar mı? Bu dönemde kadınların yükü daha çok artmıyor mu? Yine bu dönemde daha çok kadın katledilmedi mi?
Kriz dönemlerinde kadınlar erkek egemen iktidarlar tarafından muhalefet ettikleri için daha çok şiddete uğruyorlar. Kadınlar hem evden çalışma hem de evde bakım yemek çocuk bakımı temizlik alışveriş konusunda daha çok emek harcamıyor mu? Yukarıdaki soruların cevaplarını hepinizin çok rahat ve ortak cevap vereceğinizi biliyorum ama şu da yok mu?
Erkekler geleneksel cinsiyet rollerine geri dönüyorlar
Biz kadınlar bir kez daha hayatı yeniden ürettiğimizi anlamadık mı? Bence anladık… Peki, bizdeki durum nedir acaba? Bu kriz döneminde tüm baskılara rağmen AKP hükümetinin pandemiyi lehine çevirme çabasına rağmen sokağa çıkmayı başaran tek kesim kadınlardı. Özellikle de Kürt kadın hareketi bunu başarabildi ben bunu 12 Eylül Askeri darbesinden sonra ilk miting yapmayı başaranların kadınlar olduğunu hatırlayalım.
Tabii pandemi sürecinin riskleri de var .Mesela 2020 yılında dünyada Covid-19 dan dolayı 21 ülke genel seçimlerini ertelemiş. Bu seçimlerin ertelenmiş olması kadınlar açısından dezavantaj, kadınların katılımını etkiliyor. Böylesi dönemlerde erkekler geleneksel cinsiyet rollerine geri dönüyorlar. Yine teknolojiyle sınırlı ilişkisi olan kadınlar çevirim içi katılımları düşüyor. Bunu fırsat bilen erkek siyasi hakimiyetini güçlendiriyor.
Kadınlar daha çok şiddet gördü
Bunun gibi birçok sebep sayılabilir. Ancak Covid-19 salgını döneminde her hanede yerelde başka bir şiddet durumu yaşanıyor yani tek bir durum yok kısaca. Yapılan araştırmalarda Türkiye’de salgın döneminde kadınların yükünün de daha da ağırlaştığı görülüyor. Daha çok şiddete maruz kaldılar ve yerel yönetimler bunun için önlem alacaklarına adeta bunu körükleyen politikalar uyguladılar.
Yerel yönetimlerin görevi
Kadına yönelik her türlü şiddete karşı kriz döneminde yerel yönetimler neler yapabilir? Yine kriz dönemlerinde merkezi hükümet neler yapmalıdır? Yerellerde ki bütçeleri kimler yapıyor stratejik planları yapanlar arasında kadın katılımı var mı? Toplumsal cinsiyete duyarlı bütçe yapılıyor mu?
Eğer HDP belediyelerine gaspçı kayyumlarla el koymasalardı neler yapılırdı bu kriz dönemleri nasıl atlatılırdı? Şunu çok iyi biliyoruz HDP belediyelerinde kadın özgürlükçü paradigma esas alındığından hizmette ve katılımda kadının ihtiyaçları gözetilecekti. Belediyelerimiz toplumsal cinsiyete duyarlı oldukları için destek mekanizmaları konusunda çalışmalar yapacaklardı. STK’lar ve kadın örgütleriyle işbirliği yapacaklardı. Cinsiyet körü olmayacak eşitlik mücadelesine hızla devem edeceklerdi. Salgınla mücadele ekipleri kurup yerelden hizmet edeceklerdi ve kadınların ihtiyaçları yerellerde karşılanacaktı. İşte bir konu bile bize hem kayyumun gaspçı uygulamalarının neye mal olduğunu göstermiyor mu? Tabii ki halkçı, toplumcu, demokratik, kadın özgürlükçü yerel yönetimler modeli elbette sistemin yaptığı gibi değil kadını esas alan, kadın öncelikli, çalışmalarla kriz dönemlerinde kadınların bu süreçte en kolay atlatması için elinden geleni yapacaktı. Ama gaspçı kayyumlar bu gün erkek egemenliğini pekiştirmek için hiç durmadan çalışıyorlar.
Bizim de hiç durmadan çalışmaya, mücadele etmeye ihtiyacımız var.