İnsanın hakikati toplumsallaşma

  • 09:06 29 Ocak 2022
  • Kadının Kaleminden
“Tarih boyunca  bütün iktidarlar, toplumu dizginlenmesi, sürüleştirilmesi gereken yığınlar olarak görür. Sürüleşen, dizginlenen, iktidarın kendine benzettiği toplum her türlü sömürüye, yozlaştırılmaya açık hale getirilmiş toplum demektir.”
 
Emel Temel
 
İnsanlık binlerce yıl önce kendi hakikatini toplumsallaşarak açığa çıkarmıştır. Yani toplumsallık insan olmanın varoluş koşuludur. İnsanlık toplumsal yaşamdan vazgeçerse insan diye bir şey ortada kalmaz. İnsanın hakikati olan toplumsallaşma, günümüzde daha çok kendini hissettiriyor. Çünkü toplum her zamankinden daha fazla baskı altına alınıyor ve iktidar toplum içindeki nüfusunu (etkisi) gün geçtikçe artırıyor. İktidar birey üzerinden toplumsal hakikatin yerine kendi hakikatini inşa ediyor. 
 
İnsanlığın hakikatine karşı, İktidarın etkili olmaya çalıştığı alanlar toplumsal ilişkiler ve toplumsal ahlaktır. İktidarın kendi hakikatini kurumsallaştırdığı alanlar toplumun sosyal, kültürel ve dil alanlarıdır. Giyim kuşamdan, hitabet şekillerine, jest ve mimiklerine, inanç şekline kadar toplumun tüm sosyal dokusuna nüfuz eder ve toplumun diline, kültürüne bürünerek toplumun kendisi olmaya çalışır. İktidar ideoloji ve kültür alanına nüfuz edince toplumsal değerlerde yabancılaşma başlar. İktidar, toplumu kendi tanım ve terimleriyle yeniden örer. Oluşturduğu zihinsel formlarla kendi hakikatini öyle bir inşa eder ki toplum o inşaları kendi varlığının bir parçası olarak tarihsel ve toplumsal bir anlatıma kavuşturur. Toplum formları diye bildiğimiz ve tarihsellik atfedilen birçok norm aslında tarihsel toplumun değil, iktidarın normlarıdır.  
 
Tarih boyunca bütün iktidarlar, toplumu dizginlenmesi, sürüleştirilmesi gereken yığınlar olarak görür. Sürüleşen, dizginlenen, iktidarın kendine benzettiği toplum her türlü sömürüye, yozlaştırılmaya açık hale getirilmiş toplum demektir. 
 
Toplum ve iktidarın ahlak, kültür ve dili tarih boyunca zıt kutuplarda gelişmiştir. Bunun birleşme noktaları toplumun iktidar lehine asimile edilme ve yozlaşma halidir. 
 
Tarihin hiç bir döneminde günümüzde olduğu gibi iktidar bu düzeyde toplumsal yaşamı kontrol altına almamıştır. İktidar, toplumsal yaşamı denetlediği, kontrol altına aldığı kadar kendine göre yani kendi zihin ve şekillenişine göre yeni bir toplum kurma iddiasını hayata geçirir. İktidarın her biçimi toplumun tüm gözeneklerine sirayet etmek ister. İktidar bizzat toplum olmak ister. Oysa toplum iktidarlaştıkça sorunlar daha da derinleşir. Toplumsallaşan iktidar insanlığın sonu ve felaketi anlamına gelmektedir. Çünkü toplum kendisi olmaktan çıkmıştır artık. Kendi öz varlık koşuluna, hakikatine karşıt hale getirilmiştir. İktidarın bununla hedeflediği kendisi olan sistemli hale getirilmiş toplumsallaşan iktidardır. İktidar sahip olduğu tüm özelliklerini topluma taşırmayı hedeflemektedir. Kısacası iktidar kendisini var eden zihniyeti, kendi kurumsallaşmasında kendi ideolojisiyle kendini somutlaştırmış, toplumsallık kazanmıştır. 
 
İktidarın yaratmak istediği toplumun en somut örneklerini günümüzün yaşam şekillenmesinde görebiliriz. İnsanların içine düştüğü belirsiz ruh halleri, geleceğe dair umutsuzluk, manevi değerlerden uzaklaşma, katliamların, cinayetlerin, işsizliğin, tecavüzlerin, tüm toplumsal aidiyetlerin ortadan kaldırılmaya çalışıldığı alanlar iktidarın yaşam bulmak istediği alanlardır. Bununla hedeflediği iktidarlaşmanın antitezi olan toplumsal mücadele ve toplumsal ahlakın yani toplumsallaşmanın yok edilmesidir. Asıl amaç aslında insanların uğruna mücadele edecekleri ve yaşama tutunacakları bir gerçeklik ilkesi bırakmamaktır.
 
Toplumsallaşan iktidara karşı mücadele etmenin yol ve yöntemlerini yaşamsallaştırmaya her zamankinden daha fazla ihtiyaç vardır. Asıl mesele iktidarın kendini var etmeye çalıştığı kurumsallaştığı tüm alanları demokratik bir sistemin inşasına göre yeniden örebilmektir. İktidarın teşhirini bulunduğumuz her zeminden yapabilmek ve toplumun hakikati olan toplumsal zihniyetle yeniden buluşabilmektir. İktidar zihniyetini dönüştürmeden yeni yaşamı inşa etmenin olanağı söz konusu değildir...