Ölümünden yüzyıllar sonra bile anılıyor: Enheduanna
- 09:05 4 Şubat 2021
- Portre
HABER MERKEZİ - Kahinlik özelliğiyle bilinen Enheduanna, Ekişnugal Tapınağı’nda halkın dini yönelimlerini kontrol altında tutmak için tapınağı yönetir. Başrahibelik görevi üstlenen Enheduanna, ölümünden yüzyıllar sonra dahi önemli bir figür olarak anılır, yazdıkları ise tapınaklarda ilahi olarak söylenir ve kopyalanmaya devam edilir.
Enheduanna, MÖ 2285 – MÖ 2250 yıllarında Akad kralı Büyük Sargon’un ve Kraliçe Tashlultum’un kızı olarak dünyaya gelir. Babası Sargon tarafından Ur şehrindeki Ay Tanrısı Nanna’nın (Sin) Ekişnugal Tapınağı’na başrahibe olarak görevlendirilen Enheduanna, Akadların tanrılarını Sümerlerin tanrılarıyla uzlaştırması ve böylece büyük Ur kentinin Sargon’un egemenliğini kabul etmesi için uğraşır.
Halkların kendi yerel tanrıçalarına olan inançlarını, büyük Sümer tanrıçası İnanna’ya yönlendirerek Sümer kent devletlerini birleştirmeyi başaran Enheduanna’nın öyküsüne kulak verelim.
Tapınağı yönetir
Görev yükümlülüğü çok ağır olan Enheduanna, halkın dini yönelimlerini kontrol altında tutmak için şehrin tapınak kompleksini organize eder ve tapınağı yönetmeye başlar. Enheduanna, Ay Tanrısı Nanna ve eşi Ningal’in rahibesi olarak kendisi ve çalışanları, bir ritüel olarak heykelleri temizlemek ve onlara kıyafetler hazırlamak, heykellere temas etmeden yanlarında yıkanmak, hayvan adaklar sunmak, çalışmak, mücevherat ve diğer materyaller temin etmek ve ayın farklı evrelerindeki astronomik kayıtların tutulması gibi işlerden sorumludur.
Kahin unvanı verilir
Dini ve bilimsel sorumluluklarına ek olarak, önemli bir tarımsal girişim üzerinde çalışan Enheduanna’ya kahin unvanı verilir. Kahin unvanı, arazinin verimliliğini denetleme kapasitesini de içerir ve çiftçi, balıkçı, çoban ve diğer hayvan üreticisinden oluşan bir grup insanı yönetir. Bu kadar büyük bir üretim ordusu tarafından ortaya konan zenginlik, tapınakları da son derece zengin hale getirir. Bu sayede kişilere ve krallara önemli miktarda krediler vererek, eski çağın bankaları durumuna gelir. Enheduanna’nın kahin olarak bir diğer görevi de tanrıların rüyalarıyla ilgili yorumlar yapmak ve kehanetlerde bulunmaktır.
İlahiler söyler
Tapınakta kadınların eğitimi ve yazarların yetiştirilmesi işleri de gerçekleşir. Okuma-yazma gücü, güçlü bir elit kesimle sınırlı olduğundan yazarlık ve sanat seçkinlerin sahip olduğu ayrıcalıklardır. Enheduanna tanrıçaya övgü ya da adak sözleri içeren şarkılar söyler ve birçoğu Ur’da gömülü halde bulunmuş olan bir müzik aleti, muhtemelen lir benzeri bir enstrümanla birlikte seslendirir. İlahiler, babası Kral Sargon’un birleşik imparatorluğunu Asya’dan Yakın Doğu’ya doğru yaymaya yönelik sömürgeci hırslarında yardımcı bir görev üstlenir.
Tanrıça konumuna yükselir
Başrahibe olarak tapınakta ibadetleri yönettiği sırada kendi yazdığı ilahileri okur. Enheduanna, daha zengin bir sanat anlayışı oluşturmak üzere Sümer ve Akad inançlarını sentezleyerek, tanrıları ülkenin insanlarıyla daha yakın bir hale getirir. Örneğin Ay Tanrısı Nanna hakkındaki düşünceleri, onu daha derin ve daha sempatik bir karakter haline getirir ve İnanna’yı yerel bir tanrıçadan “Cennetin Kraliçesi” konumuna kadar yükseltir. Bu iki ismi eserleri aracılığıyla dönüştürür ve eskisinden çok daha merhametli görünür; bunlar, zaman içerisinde sadece Sümerler veya Akadlar için değil, bölgedeki tüm insanlar için birer tanrı veya tanrıça konumuna yükselir.
Üç uzun ilahi yazdığı bilinir
İnanna’ya yönelik birbirinden epey farklı antik inanışları tarif eden, günümüze ulaşmış üç uzun ilahi yazdığı bilinir. Ona atfedilen, 42 kısa tapınak ilahisi ile başka tanrı ve tanrıçalar için yazılmış iki ilahi daha bulunur. Şiirsel kompozisyonlar, tapınak ilahileri koleksiyonu ve tanrıçaya adanan ilahi dualarla İnanna, Enheduanna’nın edebi bir yaratımıdır.
Dünya edebiyatında ilk yazar olarak kabul edilir
İlahilerde aktarılan “siyasi ve dini gerçekler”, Enheduanna’nın bir şair ve bir peygamber olarak övgü kazanmasına yol açar. Dünya edebiyatında ismi bilinen ilk yazar olarak kabul edilen Enheduanna’nın ilk anlatısı şöyle başlar: “Ben, Enheduanna …” Ve bu sözle tarihte çok büyük bir adım atılmış olur. O güne dek yazarı bilinmeyen binlerce dua, şiir ya da şarkı, Enhedunna’nın ardından zamanla anonimlikten çıkarak, kim olduğu bilinen insanların eserleri haline gelecektir.
Manevi liderler arasında yer alır
Enheduanna, ilahilerine ek olarak, kişisel hayal kırıklıklarını ve umutlarını, dini bağlılığı, savaşa verdiği yanıtı ve yaşadığı dünya hakkındaki duygularını yansıtan (bilindiği kadarıyla) 42 şiir yazdığı söylenir. Antik Sümer’de bir kadın ancak prenses olduğunda edebiyatın en üst sıralarında yer alması mümkün olabilir. Enheduanna, kayıtlara geçen ilk kadın şairdir. Ayrıca, Sümer ve Akad’ın kült ibadetlerinde, dil kullanımında ve farklı geleneklerinde iki alanı birleştiren rolü sebebiyle bazı önemli manevi liderler arasında yer alır.
Sargon’un ölümünden sonra Enheduanna’nın iki kardeşinin her biri sırayla tahtta hak talep eder ve bir ayaklanma başlar. Yeğeni Naram-Sin, sonunda onları yener ve bölgeyi bir kez daha birleştirir. Naram-Sin’in iktidarda olduğu dönemde Enheduanna hala yüksek rahibedir.
Yüzyıllar sonrasında da anılır
Daha sonra, Lugal-Ane adındaki bir Sümer isyancının başlattığı ayaklanmaya karşı direnir ve onu yenerek sürgüne yollar. Babasının ardından tahta çıkan erkek kardeşi döneminde dâhil olduğu bazı politik karışıklıklar yüzünden önce baş rahibelik görevinden alınan Enheduanna, daha sonra yazdıkları yüzünden Ur kentinden uzaklaştırılarak sürgüne gönderilir. Fakat ölümünden yüzyıllar sonra dahi önemli bir figür olarak anılmaya, yazdıkları ise tapınaklarda ilahi olarak söylenmeye ve kopyalanmaya devam eder.