Rusya yükselişini 'Büyük Katerina' ile yaşadı
- 09:04 16 Nisan 2021
- Portre
HABER MERKEZİ - Rusya’nın kötü sosyal, kültürel ve ekonomik durumunu zenginleştirerek “Büyük” ünvanını alan II. Katerina, (Büyük Katerina) tarihteki ismini övgüyle korur.
O, 2 Mayıs 1729 yılında Prusya'nın Stettin kentinde doğar. Asıl adı Sophie Augusta Frederike idir. Babası Alman asıllı, Prusya'ya bağlı Anhalt-Zerbst bölgesinin prensi ve Prusya ordusunda generaldir.
1744 yılında Rus Çariçesi Elizabeth, yeğeni Prens Carl Peter Ulrich (III. Petro) için uygun bir eş olduğunu düşünerek Sophie ve annesini Moskova’ya davet eder. 14 yaşındaki prenses, gelir gelmez müstakbel eşiyle tanışır. Petro, eğlenceye düşkündür. Sophie ile ilk görüşmelerinde, kendisiyle evlenmeye razı olduğunu ama halasının yardımcılarından birine âşık olduğunu söyler.
Sophie ve Petro 1745 yılında evlenir ve Sophie’nin annesi ülkesine geri döner. Sophie, bu tarihten sonra bir daha ne annesini ne de babasını göremez. Sophie, Moskova’yı ve tanıştığı bu yeni kültürü benimseer, hatta bir Ortodoks rahibi getirterek annesinin tüm itirazlarına rağmen Katolik mezhebinden Ortodoks mezhebine geçer ve adını Katerina olarak değiştirir.
Düşes olmasına rağmen hayatı son derece sıkıcı ve kötü geçen Sophie, evliliğinin altıncı yılında bir erkekle tanışır. 1754 yılında oğlu Paul, dört yıl sonra da bir kızı dünyaya gelir. Çariçe Elizabeth, çocukları yetiştirmek için annelerinden uzaklaştırır.
Orduyu örgütleyip yönetimi devralır
1762 yılında Çariçe Elizabeth hayatını kaybeder ve Katerina'nın eşi, III. Petro adıyla Çar olur. Petro'nun Almanlaşmaya başlaması, milliyetçileri kızdırsa da Almanca konuşur, üniformasını Almanların üniformalarına benzetir. Bu arada Alman uyruklu Çariçe her haliyle tam bir Rus vatandaşıdır. Böylece Rusya'daki Vatanseverler Partisi, Katerina'nın çevresinde gittikçe güçlenir. Petro da yanına sevgilisini de alarak Oranienbaum'daki villasına çekilir. Böylece 22 Mart 1762 yılında Petersburg'dan uzaklaşarak imparatorluğu terk eder. Katerina ise orduyu örgütleyip yönetimi devralacağını ilan eder. Ordunun gücünü de arkasına alan Çariçe, Petro'yu tutuklatır. Petro, hapsedilmesinden kısa bir süre sonra hayatını kaybeder.
Rusya’nın tek egemeni olur
Katerina artık Rusya’nın tek egemenidir. Yazlık Saray’da Senato’yla ilk kez buluştuğunda, ülkesinin içinde bulunduğu sosyal ve ekonomik durum karşısında hayrete düşer. Ordunun büyük bir kısmı halen ülke dışındadır ve aylardır maaşlar ödenememiştir.
Ekonomide yeni kapılar açar
Katerina Rusya’nın zenginliğini arttırmakta kararlıdır. Kremlin Sarayı’nın kalbindeki katedrallerden birinde, Novgorod Başpiskoposu’nun da katılımıyla tacını giydikten sonra St. Petersburg’a döner. İlk etapta tarımdaki verimliliğin arttırılması gerektiğine karar verir. İngiltere’deki tarım tekniklerini ve yeni yeni kullanılmaya başlanan makineleri ülkesine getirir. Hayvancılıkta yeni yöntemlerin benimsenmesinin kapısını açar, at yetiştiriciliğini teşvik eder. Alman gazetelerine, işçi ilanı verir. Binlerce Alman, Rusya’ya gelir. Çariçe’nin bir sonraki adımı madenler olur. St. Petersburg’da ilk madencilik okulunu kurar. Üstelik okul bünyesinde öğrencilerin eşzamanlı eğitimi için bir de maden ocağı açtırır. Diğer yandan Rusya’nın önemli gelir kaynaklarından kürkçülüğü de göz ardı etmez.
Çelik fabrikasındaki işçileri barometre, termometre ve diğer teknik cihazların yapımını öğrenmeleri için İngiltere’ye yollar. Moskova dışında tekstil, Yaroslov’da keten, Volga bölgesindeyse deri ve mum fabrikaları açtırır. 1765 yılına gelindiğinde İmparatoriçe Elizabeth’in (Yelizaveta Petrovna) bıraktığı borçların büyük bir kısmı ödenir.
Yollar, hastaneler, köprüler inşa edilmeye başlanır. Ülkedeki memurların sayısı ikiye katlanır. Eğitim için genelgeler yayınlayan Çariçe, her kasabaya en az iki, her şehre de en az 6 öğretmenli okullar kurulması yönünde talimat verir. Çiçek hastalığına karşı savaş açan Çariçe, yurtdışından uzmanlar getirtip, Moskova ve St. Petersburg’da bu hastalıkla mücadele için özel merkezlerin kurulmasını sağlar, hatta hastalığa karşı aşıların denenmesi için gönüllü olur. 1763 yılında Rusya’nın ilk tıp okulunu kurar.
‘Büyük’ unvanı alır
Görevini öylesine iyi yerine getirdi ki adının başına ''büyük'' unvanı verilen Katerina'nın yönetimi altındaki Rusya, gün geçtikçe büyüyüp zenginleşir. Katerina, Fransızların kültürlerini ve devrimci fikirlerini benimser. 1766 yılında işçi haklarını gözeten ''Yönetme Kuralları''nı yayınlayan Katerina, ne var ki soylu kişiler ve toprak sahipleri üzerindeki iktidarı kaybetmekten korktuğu için bu oluşuma karşı çıkar. Katerina da onların isteklerine boyun eğmek zorunda kalır ve toprak sahiplerinin baskısıyla öyle kanunlar çıkarır ki, köylülerin durumu eskisinden de kötü olur. 1773 yılında Volg köylüleri Pugaçov başkanlığında bir isyan çıkarır. Ancak isyan iyice büyümeden bastırılır ve Pugaçov idam edilir. Bu olaydan sonra Katerina reformun artık kaçınılmaz olduğunu görerek 1775 yılında yeni kanunlar çıkarır. Bir Alman hukukçusunun danışmanlığında ''Eyaletler Statüsü'' nü yayınlar. Buna göre eyaletler kendi kendilerini yönetecek, her eyalette mahalli idare ve mahkemeler kurulur.
Dış politikasıda ülkenin sınırlarını olabildiğince genişletmek olan Katerina, 1768 yılında Prusya İmparatoru Frederik ile anlaşarak Osmanlılara ve Avusturyalılara karşı savaş ilan eder. Bu, Osmanlılarla ilk savaştır ve altı yıl sürer. Savaşı Rusya kazanır. 1787 yılındaki Osmanlı savaşlarında ise Katerina, Türklere karşı Prusya ve Avusturya'yla birleşir. Seferler sonucunda Rusya'nın sınırlarını Karadeniz kıyılarına, Kırım ve Kafkaslara kadar genişletir. 1772 yılında Polonya'nın bölünmesiyle bazı yerleri işgal eder. 1795 yılında ise Polonya'nın büyük bir bölümünü Rusya topraklarına katar.
Akademiye kadın atadı
Katerina 1783 yılında Prenses Dashkova’yı, Rus tarihinde ilk kez bir kadını, Rus Bilimler Akademisi’nin başına atar. Çariçe aynı zamanda Diderot’un kütüphanesini ve ölümünün ardından da Voltaire’in kitaplarını ülkesine getirtir. İmparatorluk kütüphanesindeki kitap sayısını birkaç yüzden 38 bine kadar çıkarmayı başarır.
Katerina otuz dört yıllık iktidarının ardından, 17 Kasım 1796 yılında felç geçirir, kısa bir süre sonra da hayatını kaybeder.