Kadınların sağlığa erişimi daha zor
- 09:02 3 Aralık 2023
- Sağlık/Spor
Nazlıcan Nujin Yıldız
İZMİR - Son süreçte sağlık sisteminde yaşanan sorunları değerlendiren SES İzmir 2 Nolu Şube Kadın Sekreteri Doktor Sibel Uyan, sağlık hizmetine ve kadın sağlığına yönelik bir politikanın kalmadığını belirterek sorunların bilinçli bir sağlık politikasıyla çözülebileceğini vurguladı.
Türkiye’de son zamanlarda hastane randevusu almak daha da zorlaştı. Sağlık sisteminde yaşanan sorunlar artarak devam ediyor. Özellikle pandemiden sonra Türkiye’deki sağlık sisteminin yetersiz ve niteliksiz olduğu gün yüzüne çıkarken Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, yapılan muayene sayısıyla övünüyor. Muayene sayısıyla değil, korunan kişi sayısıyla övünülmesi gerektiğini kaydeden Sağlık Emekçileri Sendikası (SES) İzmir 2 Nolu Şube Kadın Sekreteri ve Aile Hekimi Sibel Uyan, bununla ilgili bir verinin olmadığını söyledi. Sibel, “İnsan sağlığını önceleyen bir sağlık politikasıyla ancak bu tarz problemlerin önüne geçebiliriz” dedi.
‘Kışkırtılmış bir taleple karşı karşıyayız’
Sağlığın piyasalaşmasıyla birlikte insanların sağlığa erişiminin oldukça zor bir hale geldiğini ifade eden Sibel, kadınların bu durumda daha dezavantajlı olduğuna dikkat çekti. Türkiye’de koruyucu sağlık hizmetine yönelik, kadın sağlığına yönelik bir politikanın kalmadığını belirten Sibel, “Birinci basamakta bizim görevimiz, ana hizmet alanımız kadınlar, çocuklar ve yaşlılar. Ama öyle çok fazla hasta potansiyeli var ki o kadar kışkırtılmış taleple karşı karşıyayız ki birçok aile sağlık merkezinde koruyucu sağlık hizmetlerinin düzgün ve düzenli verilmediğini biliyoruz. Bundan da en fazla zarar gören, kadınlar. Aile planlaması hizmeti alamıyorlar, malzemeler yok mesela. Burada bir kadını muayene ettiğimizde bir kadın doğum doktoruna göndermeye kalktığımızda, bununla ilgili randevuda problem yaşıyorlar. Yani kendi cinsel kimliğiyle alakalı, kendi cinsel hayatıyla alakalı herhangi bir uzman doktor muayenesine gidemiyor. Biz malum buralarda bu tarz muayeneleri yapamıyoruz. Bir ulaşmada problem yaşıyor, diyelim randevu aldı şehir hastanesi keşmekeş içerisinde. Randevu aldığınız doktora gittiğinizde bulamama durumunuz var. İki gün kala randevuların iptal edildiğini biliyoruz çünkü o doktor o gün veya iki günlük veya bir haftalık şehir hastanesine görevlendirmeye gidince hastanedeki bütün randevular da iptal ediliyor. Bu da hastalığın ilerlemesine, kronikleşmesine ve tedavisi zor hale gelmesine sebep oluyor” şeklinde konuştu.
‘Kadının sağlığa erişimi daha zor’
Kadının sağlığa erişiminin bir erkeğe göre daha zor olduğunu söyleyen Sibel, bu durumun ekonomik boyutunun da olduğunun altını çizerek ülkede ulaşımın maliyetinin de arttığını kaydetti. Randevu alan bir kadının hastaneye gitmesi için özel bir zamana ihtiyacının olduğunu belirten Sibel, “Bu zamanı ayarlasa parası yok, parayı ayarlasa randevu bulamıyor, randevu bulsa randevusu iptal oluyor. Böyle kötü bir dönem. Koruyucu sağlık hizmetlerinin dışında kanser taramaları var bizim kadınlara yönelik yaptığımız çalışmalarda. Ama az önce de söylediğim gibi kışkırtılmış bir talep var, bu talep karşısında da vakit yetersiz. Birçok yerde, kadınların rahim ağzı kanseri, meme kanseri ve kolon kanserine yönelik taramalarının ve tedavilerinin bir an evvel başlaması konusunda destek olamadığımız yerler var. Mamografi için bugün bir kadına randevu verdik mesela, yılbaşına, 8 Ocak’a veriyor. Daha Aralık ayına girmedik ve siz 8 Ocak’tan bahsediyorsunuz. Bir buçuk ay sonraya biz bir kadının mamografi için randevu almasını sağlıyoruz. Bunlar kadınların bu tarz hizmetlere ulaşımına engel oluyor. Rahim ağzı kanseri için biz burada randevu alamıyoruz. Kendilerinin gidip oradan randevu alması gerekiyor” dedi.
Bakanlık malzemeleri düzenli olarak vermiyor
Aile planlaması konusunda malzemelere erişimin olmadığını vurgulayan Sibel, Sağlık Bakanlığı’nın bu malzemeleri düzenli olarak vermesi gerektiğini fakat vermediğini ifade etti. Sibel, “Koruyucu sağlık hizmetlerine burada yeteri kadar vakit ayıramayınca bu sefer bu tür hizmetler de geride kalıyor. Tedavi edici hizmetlere ulaşamıyor, ulaşıp randevu alsa gidemiyor. Gitti, randevu oldu parasıyla da ilacını alamıyor. İlaç ücretleri çok arttı. Kadın sağlığına dair ilaçların ücretleri daha fazla. Dolayısıyla üç yüz, dört yüz liralık muayene farkını ödemesi bir kadının, hele çalışmıyorsa çok büyük bir problem” diye belirtti.
‘Sağlık Bakanı yapılan muayene sayısıyla övünüyor’
Bu sorunların düzenli bir sağlık politikasıyla yok olacağını söyleyen Sibel, sağlıkta metalaşmaya son verilmesi gerektiğini ifade ederek, “Bugün Sağlık Bakanı yapılan muayene sayısıyla övünüyor oysa korunan kişi sayısıyla, erken teşhisi yapılıp tedavisi kısa sürede biten kanser hastalarıyla övünmesi lazım. Ama biz hâlihazırda ‘bu kadar polikliniğimiz oldu, bu kadar hasta bize geldi, bu kadar hastayı muayene ettik’ diye övünüyoruz. Kaç tanesi ilacını aldı? Kaç kadını biz meme kanserinden koruduk? Kaç kadını biz rahim ağzı kanserinin ilk evresinde yakalayıp ilerlemesine engel olduk bu hastalığın? Bunlarla ilgili veriler maalesef yok. Sağlıklı bir sağlık politikası, bilinçli bir sağlık politikası ve gerçekten insan sağlığını önceleyen bir sağlık politikasıyla ancak bu tarz problemlerin önüne geçebiliriz” dedi.
Aile planlaması hizmeti verilemiyor
Sağlık emekçilerinin yaşadığı sorunlara da değinen Sibel, özelde kadın sağlık emekçilerinin maruz kaldıkları durumları da değerlendirerek şu sözlere yer verdi: “Ben kadın olduğum için özel dönemlerime ait bir iznim söz konusu değil. Sorumluluklarım burada diğer hekimlere göre daha fazla çünkü ben bir kadınım. Çünkü kadın hasta beni tercih ediyor. Kadın hasta benim yanıma geldiğinde 15-20 dakika derdini anlatıyor. Dolayısıyla benim bakacağım hasta sayısının 2 bin, 2 bin 500’ü geçmemesi lazım. Benim bir kadına burada daha fazla vakit ayırabilmem lazım. Aile planlaması hizmetini burada verememek sizi daha çok yıpratıyor. Belki bir erkek doktor arkadaş bu kadar etkilenmiyordur ama biz ‘6 doğumum var, doğum planlaması yöntemi istiyorum’ diyen kişiye elimizde yok demek bizim için daha yıpratıcı. Doğumu biliyorsunuz çünkü çocuğun yükünü biliyorsunuz. Kişinin gözündeki o duyguyu, beklentiyi daha iyi görüyorsunuz”